Hiç şüphesiz çoğumuzun hayali uzaya ulaşmak. Risklerini ve eğitimini bir kenara bıraksak bile sadece 3 gün için 20 milyon doların üzerinde bir bütçe harcamanız gerekiyor. İmkânsız gibi mi geliyor? Hayır, merak etmeyin az sonra size minimum riskler altında kendinizi bir astronot gibi hissedeceğiniz, güzel bir anımı anlatacağım. ZERO G (Yerçekimsiz ya da doğru tabiriyle ağırlıksız ortam) uçuşları.
Zero G, esas amacı uzaya çıkacak astronot ya da kozmonotların eğitimi ve kullanılacak malzemelerin testlerinin yapıldığı bir test ortamıdır. Amerika’da özel bir firmanın eğlence amaçlı olarak sunduğu bu girişim, geçtiğimiz yıllarda ESA desteği ile Avrupa’da da sivil kullanımlara açıldı. Firmaların bilgisini yazının sonunda sizlerle paylaşacağım.
Önce size bu sistemin çalışma prensibinden bahsedeceğim. Özel elektronik donanımları ile desteklenmiş, hidrolik ve yakıt sisteminde değişiklik yapılmış bir yolcu uçağının kullanıma kapatılmış hava sahasında yapmış olduğu parabolik hareketin ( birazdan bu hareketin ne anlama geldiğini anlatacağım) detay formüller ile uygulamasıyla oluşmakta. Parabolik hareket nedir diyenlere aşağıdaki şekil ile anlatmak istiyorum.
Bu formül hız ve açısı değiştirilerek Mars (0.38G = 60 kg olan kişi 20kg olur) 50 saniye ya da Ay (0.16G= 60 kg olan kişi, 10kg olur) olarak çeşitli yerçekimleride test edilebilir (genelde ilk üç parabolik hareket, uyum sağlamanız ve alışmanız için bu şekildedir.) Uçağın kontrolü 3 pilot tarafından yapılmakta. Birinci pilot X eksenini. İkinci pilot Y eksenini. Üçüncü pilot hız kontrolünü yapmaktadır tabiki bu sistem çeşitli aparat ve teknik ile sağlanmaktadır.
İşin teknik kısmını yüzeysel geçtiğimize göre deneyimlerimi keyifle anlatabilirim.
Dünya’yı terk etmeden Ay’a gitmek
Öncelikle benim katılım yaptığım Air Zero G projesini tanıtayım. Zero G, büyük bir havayolu işletmesi olan Avico Firmasının operasyonel olarak yürüttüğü ve Novespace firmasıyla, Fransa Uzay Programı CNES, Alman Uzay Programı DLR işbirliği ile yürüyen, Avrupa Uzay Ajansı’nın (ESA) da desteklediği büyük bir organizasyondur.
Kullanılan uçak Airbus A310, geniş gövdeli bir uçak olması sayesinde “devasa bir hacime sahiptir.” 6 ay öncesinde yaptığım rezervasyon ve evrak (yazı sonunda bahsedeceğim) işlerinden sonra kendimi bir anda Fransanın belki de en yaşanası şehri Bordeaux-Mérignac havaalanında da buldum. Yerleştiğim oteli özellikle seçtim çünkü aynı gece tanışma yemeği vardı. keyifli bir akşam yemeği ile çok sıcak bir ortamda geçen sohbetin ardından bir uyarı geldi: Sabah fazla su tüketmeyiniz. Bu uyarının ardından odalarımıza çekildik.
Kısa bir uçuş ile uçuşa kapalı bir bölgeye gidiyoruz. Gelen anons ile boş bölümdeki yerlerimize geçiyoruz. İlk üç uçuş alıştırma niteliğinde olurken, ikincisi Mars yerçekimde (0.38G) geçiyor. Ay yerçekimine (0.16G) maruz kalacağınız birinci uçuş öncesinde uçuş lideri dikkatle konuyu anlatıyor. Olay anında 1.8 G’ye alışık olmayan vicudunuzun zarar görmemesi için hızlı hareket etmememizi ve işaret gelmeden başımızı (boyun zedelenmelerine karşı) oynatmamamızı hatırlatıyor ve ekliyor: Olay anında yavaş ve nazik olun acele etmeyin.
Zero G’de deney yapmadan olmaz
Sonra tekrar yerdeyiz uzanıyoruz. 1.8 G geçtikten sonra uçak tekrar standart uçuş pozisyonu alıyor. Takım lideri bizlere bir çember olmamız söylüyor. Hepimize duygularını soruyor ve ekliyor: Az sonra Zero G deneyimi yaşayacağız. Heyecanlanmadan kendinizi sebest bırakın hazır oldugunuzda doğrulmaya çalışın. “BOL ŞANS” diye ekliyor.
Yerlerimizi alıyoruz (uçağın içinde sırt üstü uzanmış durumdayız). Motorun gücünü ve dolayısıyla 1.8 G’yi yine yaşıyoruz. Kaptan İngilizce saymaya başlıyor: Ten, Nine, Eight, …. Two, One – Injection! Bu duyguyu nasıl anlatabilirim bilmiyorum. İlk defa kendimi Süpermen gibi hissettim desem abartı olmaz! Uçuyorum. Ters duruyorum fakat herşey normal. Bir arkadaşım cenin pozisyonu alıyor birbirimize yön veriyoruz (hemde kendi etrafında döndürerek). Sonsuza kadar burada kalabilirim diyorum.
Takım lideri her 5 deneyim sonrası bazı taktikler veriyor. Ben cebimde getirdiğim (enjektör içinde) iki tüp ile deney yapmaya hazırlanıyorum. Tuzunu kendim kattığım kırmızı bir sporcu içeceği ile ekstra şeker kattığım mavi sporcu içeceklerni hazırlıyorum. Amacım önce tuzlu kırmızı karışımı sonra tatlı mavi karışımı sıkmak ve onları yerçekimsiz ortamda içmek. G kuvvetine alıştığımı ve ayakta durmak istediğimi takım liderine söylüyorum, kabul ediyor. Ayaklarımı yerde tutunmak için hazırlanan küçük askılara sıkıştırıyorum.
G kuvvetini hissetmeye başlıyorum Tuzlu suyu ve tatlı suyu sağ elimin parmakları arasına boşukla yerleştirmiş durumdayım. Anons geliyor ve Zero G başlıyor. Nazikçe şırıngalara yüklenmeden bastırıyorum; bu sayede sıvılar dağılmıyor ve gözümün önünde uçan balon gibi duruyor. Hızlı davranarak hemen mavi suyu içiyorum ve kafamı çevirdiğimde kırmızı sıvının uzaklaştığını görüyorum. Arkadaşım hızlı bir hamle ile içiyor ve bana baş parmağı ile mükemmel dercesine işaret gönderiyor. Hemen soruyorum “Nasıldı tadı? “Heyecandan tadını bile alamadım diyor.” Sanırım miktarın az olması ve heyecan aynı etkiyi bana da yaşattı.
Katılım için http://www.airzerog.com/en/ adresinden inceleme yapabilirsiniz.