Ana Görsel: Tarihi tam olarak bilinmeyen bu transmisyon elektron mikroskobu görüntüsü, ABD’deki bir hastadan izole edilen ve COVID-19’a neden olan SARS-CoV-2 patojenini göstermektedir. Virüsün dışındaki sivri fonksiyonel çıkıntılar taç şeklinde olduğundan virüse Latince’de taç anlamına gelen “Corona’’ ismi verilir. NIAID-RML
ABD’de yapılan araştırmalara göre Coronavirüs’teki yeni spesifik bir mutasyon hücrelere yayılma hızını önemli derecede artırıyor.
Scripps Research uzmanlarına göre, bu bulgu salgının erken dönemlerde görüldüğü bazı ülkelerde neden İtalya ve ABD’deki gibi sağlık sistemine yıkıcı bir etki göstermediğini açıklayabilir.
D614G adı verilen mutasyon, Coronavirüs’e ismini veren sivri çıkıntıların sayısının artmasına yol açtı. Bu sivri çıkıntılar virüse hücreye bağlanma ve yayılma yeteneği veriyor. Bu mutasyon yüzünden virüs hücrelere daha sıkı tutunup daha çok yayılabiliyor.
Araştırmanın önde gelen isimlerinden Hyeryun Choe, bu mutasyonun fonksiyonel sivri uç sayısını veya yoğunluğunu 4-5 kat arttırdığını belirtti.
Araştırmacılara göre bu mutasyonun, semptomları veya ölüm oranlarını etkileyip etkilemediğini hala bilinmiyor. Laboratuvar deneyleri yürüten araştırmacılar, kontrollü çalışmalarla birlikte daha fazla deneyin yaygın olarak ‘’Altın Standart’’ olarak görüldüğünü belirtiyor ve test tüpündeki çalışmaların doğrulanması için bunların yapılması gerektiğini belirtiyor.
Daha önceki araştırmalar SARS-Cov-2 virüsünün insan konaklara uygun hale gelecek şekilde günden günde evrimleştiğini ve mutasyona uğradığını belirtmişti. Ancak D614G mutasyonu görülen diğer mutasyonlara göre daha riskli görünüyor. Sebebi, bu mutasyonun diğer mutasyonlardan daha baskın olarak belirmesi.
Haziran ortasında yayınlanan Scripps Research araştırması halen değerlendirmeden geçiyor. Çin’in Pekin şehrinde virüsün mutasyonlu halinin yayıldığı bildirildi ve okullar ikinci bir emre kadar tekrar kapatıldı. Virüsün eski hali bile yeterince yayılıcı ve öldürücüyken mutasyonlu hali insanların korkularının artmasına yol açıyor.
