Gerçekliği tamamen dijitale aktaracak sanal gerçeklik teknolojisi, birçok sektörde kullanılmaya başlanan bir teknoloji olacak. Tüketici ve firmalar planlarını iyi yapmamaları halinde, VR çağında kendilerine yer açmakta çok zorlanabilir.
Pokemon Go’nun bir hafta içinde küresel alanda yarattığı etkileşim, basit bir artırılmış gerçeklik oyununun hayatımızda ne gibi değişimlere yol açabileceğine çok güzel bir örnek oluşturdu. Parklarda Pokemon yakalamak ve puan toplamak için biriken insanlar, trafikte navigasyon uygulaması yerine Pokemon Go haritasına bakarak araç süren sürücüler, ofisten hava alma bahanesiyle dışarı çıkıp Pokemon peşine düşen çalışanlar gördük.
Kısa sürede tecrübe ettiğimiz bu değişim, sanal gerçekliğin bizlere sunacakları düşünüldüğünde oldukça basit kalıyor. Çünkü sanal gerçekliğin dünyasına adım atmak sadece bedava bir mobil oyunu 2 dakikada akıllı telefonlarımıza yüklemek kadar kolay olmayacak.
VR, artırılmış gerçeklikte olduğu gibi oyun dünyası içinde düşünülmüş bir öge olsa da, ağırlıklı olarak iş hayatında kullanılacak. Emlak, mobilya, medikal, havacılık gibi birçok sektörde sanal gerçeklik gözlükleri eğitimden alışverişe ve ürün geliştirmeden pazarlamaya kadar kullanılan bir araç haline gelecek.
VR teknolojisini nasıl kullanacağını planlamak, firmalar ve tüketiciler için şüphesiz en önemli sorulardan birini teşkil ediyor.
Mobilyanızı oturduğunuz yerden seçin
VR gözlükleri üreten ana firmalardan Oculus, Sony, Microsoft, HTC, Samsung ve henüz teknolojisi gizli tutulan Magi Leap, tüketicilere şu ana kadar neler sunacakları hakkında çok fazla bilgi vermiş değil.
Yukarıda saydığımız firmaların teknolojilerinden yararlanan bağımsız firmalar ise belli alanlarda çalışmalarını geliştiriyor. Bunlara bir örnek, İTÜ Arı Teknokent’te VR çözümleri geliştiren AR Pandora. VR teknolojisi kullanarak mimari ve mobilya alanında artırılmış sunum yapılmasını sağlayan AR Pandora, aynı zamanda broşür ve katalogları VR ile canlandırarak geleceğin artırılmış pazarlama yöntemlerine doğrudan örnekler sunuyor.
Kısaca ileride bir apartman beğendiğinizde satıi bürosundan veya bulunduğunuz yerden evin içinde gezebileceksiniz. Dahası, evde istediğiniz mobilyaları yerleştirip nasıl göründüklerine bakabileceksiniz. Satın alım ve iç dekorasyon alanında müthiş zaman tasarrufu sağlayacak VR, aynı zamanda gerçeklikte imkanınızın olmadığı esneklikte ürün deneme şansı verecek.
VR’ın sunacağı diğer temel hizmetler ne olacak?
Bruce Willis’in Surrogates filmini hatıralayan var mı? VR gözlükleriyle böyle bir dünyaya ilk adımı atacağız. Çünkü VR hayatın birçok alanında vazgeçilmez bir teknoloji haline gelerek her gün saatlerimizi dijital dünyada geçirmemizi sağlayacak.
VR’ın kullanılacağı temel alanları da kısaca şu şekilde sıralayabiliriz.
– Askeri alanda uçuş ve savaş alanı simülasyonlarına kadar temel eğitimlerin parçası olacak,
– Eğitimde makine mühendisliği, 3D yazıcılar ve astromi başta olmak üzere mükemmel simülasyonlar eşliğinde dersler yapılacak,
– Tıp alanında VR teknolojisi teşhis ve ameliyat yapmak için kullanılacak,
– Moda alanında görsel mağazalar oluşturulacak ve sanal mankenler üzerinde giysiler tanıtılacak,
– Telekomünikasyon alanında mobil yazışmalar görüntülü VR sohbetlere dönüşecek,
– Mimari yapılar mühendislerin kullanacağı VR başlıklar ile hologram olarak tasarlanacak,
– Spor alanında eğitimler simülasyonlarla güçlenecek, daha da iyisi insanlar sanki saha içindeymiş gibi maçları ve müsabakaları takip edebilecek.
Oyunlar konu edildiğinde ise VR’ın ne gibi örnekler sunacağını bugüne dek geliştirilen birçok oyunla gördük. Bir tanesi, Oculus Rift için geliştirilen ve ‘Gravity’ filmini anımsatan Adrift.
Nasıl hazırlanmak gerekiyor?
Tüketiciler açısından bakıldığında, VR teknolojisi zamana anne-babalarımızın da kullanmayı öğrendiği WhatsApp gibi bir ürün değil. Sadece kafamıza geçireceğimiz bir başlıktan ibaret olmayacak teknolojiyi kullanacaksak, onu ne amaçla kullanmak istediğimizi çok iyi bilmemiz gerekiyor. Eğer VR gözlüğünüz bir iki denemeden sonra yıllarda kenarda yatan bir oyun konsolu muamelesi görecekse, VR çağından kopma tehdidi yaşayabilirsiniz.
VR’ın hayatlarımıza adapte olmasını sağlayacak ana aktör ise iş dünyası olacak. Kurumların VR’ı hangi ölçüde ve ne kadar başarılı kullandığı, toplumun teknolojiye adaptasyon kabiliyetini belirleyecek. Bu aşamada girişimcilere ve yatırımcılara ne görevler düşüyor?
– Eğer iş geliştiren bir insansanız, VR teknolojisini bireysel kaynaklarla geliştirmek yerine işbirliğine gitmeyi seçmelisiniz. Dikkat edilmesi gereken, VR’ın 1990’lardan bu yana geliştirilmek istenen bir teknoloji olduğu ve halen olgunluğa erişmediği.
– Belli sektörlerle çalışmak istiyorsanız, VR ile yenilik sunmak yerine VR teknolojisini o sektöre adapte etmeye çalışmak daha kolay olacaktır.
– VR ürünlerini pazarlarken, sanal gerçekliğin tamamen yeni bir dijital araç olduğunu tüketiciye çok iyi aktarmak gerekiyor.
– Medikal, eğlence, eğitim, askeri ve diğer hangi alan olursa olsun, VR teknolojisini sunmak istediğiniz hedefi kesin olarak belirlemeniz gerekiyor.
– Son olarak, girişimcilerin VR odaklı iş modeline çok fazla odaklanıp kafalarını karıştırmamaları gerekiyor. Gereğinden fazla vakit kaybetmek, birkaç deneme yanılma imkanı verecek süreyi de öldürebilir.
VR başlıklarını uzun saatler kullanmak bile şu an pek mümkün değil. İlk önce beyinlerimizi dijitale adapte etmek gerekiyor, ardından sanal gerçekliğin sunduğu yeni hayata dahil olmak. Neresinden bakarsanız bakın, karşımızda oldukça uzun ve karmaşık bir süreç var.
Not: Bu yazının orijinali Turkcell Blog’da yayımlanmıştır.