Tarihçesine bakarsak
Su ayısı olarak bilinen, bilimdeki adı ise Tardigrade (Latince ismi tardus (yavaş) ve gradi (adımlamak) kelimelerinin birleşiminden oluşan su ayıları, mikroskobik bir canlı türüdür. 1773 yılında Alman bir papaz olan Johann August Ephraim Goeze tarafından keşfedildi.
Tardigrat’lar aşırı ortamlara nasıl dayanabiliyorlar?
Öncelikle, şunu belirtmekte fayda var. Yukarı sayılan aşırı koşullarda, Tardigrat’lar aktif olarak hayatta kalmıyorlar. Onun yerine Cryptobiosis adı verilen yarı-ölü evreye geçiyorlar. Kış uykusuna benzer bu evrede, metabolizma hızı neredeyse sıfırlanıyor. Cryptobiosis evresinde en belirgin değişikliklerden biri ise programlı su kaybı. Aşırı düşük sıcaklıklarda, Tardigrat’lar vücutlarındaki su oranını yüzde 85’ten yüzde 3’e kadar azalıyor. Bu şekilde, düşük sıcaklıklarda vücut suyunun donması ile meydana gelecek hasarlar önlenmiş oluyor. (Donma sırasında meydana gelen en büyük hasar, hücre içindeki suyun kristalleşerek hücre zarlarına fiziksel zararlar vermesidir.) Tardigrat’lar hücrelerindeki suyu atarak, olası kristalleşmeleri önlüyor.
Tardigrat’ların Hayatta Kalma Nedenleri Bulundu
Tardigrat’lar 30 yıl dondurucu soğukta ve uzayda hayatta kalma nedenleri deşifre edildi. Tarihe tanıklık edebilecek kadar uzun süre yaşayabilen mikroskobik canlı olan Tardigrat’lar(Su Ayıları), DNA’larını korumaları ve yapılarının bozulmaması bilim insanlarının merakını uyandırmıştı.
Birçok çalışmanın yapılması ve araştırılması üzerine DNA’ları koruyan bir protein keşfedildi. Nature Communications dergisinde yayınlanan ve Tokyo Üniversitesi’nde bir ekip ile beraber yürütülen araştırmada, radyasyona, dondurucu soğukluğa ve yüksek sıcaklığa dayanan Tardigrat’lar, DNA’larını koruyarak zarar görmeden yaşam mücadelelerine devam edebilecek kadar güçlü bir protein kılıfının olduğu bildirildi.
Prof. Dr. Takekazu Kunieda ve ekip arkadaşları, “Dsup” adı verilen bu proteini üreten insan hücreleri geliştirdiği, niteliği değiştirilmiş insan hücrelerini radyasyona maruz bıraktığı ve Dsup proteinin, DNA’nın çok daha az zarar görmesini sağladığını belirttiler.
Tardigrat genomu sadece onlara zarar verebilecek şeyler için korumamıştır. Ayrıca koruyucu genler de kazanarak DNA’sını koruyacak yeni proteinler geliştirdi. Bu proteinleri bir insanın böbrek hücresine eklenerek test edildi. Bu süreçte böbrek hücrelerinin değişmediği ve normal hücreler ile karşılaştığında daha fazla X-ışını ve Hidrojen Peroksit’e dayanabileceği gözlemlenmiştir.
Zor koşullar için çok dayanıklı bir şekilde yaşamını sürdüren Tardigrat’lar, yeni keşfedilen proteinlerin bir gün bu gücünü bizim için uzayda hayatta kalmak için mümkün kılabileceğini göstermektedir. Bitkilerin uzay ortamı için daha dayanıklı hale getirilebileceği ve yaşamın mümkün kılınabileceğini göstermektedir.
https://youtu.be/DVNgcb8EzNE