Teknik adı KIC 8462852 olan Tabby’nin yıldızı, Kepler Uzay Teleskobu’nun elde ettiği verilerin ışığında ilk kez 2015’te astronomi dünyasında büyük heyecan uyandırmıştı. Kuğu Takımyıldızı’nda yatan yıldızın yaydığı parlaklığın düzensiz aralıklarla değişmesi, yörüngesinde Dünya dışı varlıklara ait mega yapı veya yapıların olabileceğine uzanan birçok düşünce doğurmuştu.
Yıldızın etrafında kuyrukluyıldızlar olabileceği, hatta bir gezegen yuttuğu düşünülmüş, bu teorilerin üzerine bir Dyson küresi gibi K III medeniyetlerine işaret eden teoriler öne sürülmüştü. Ancak en son toplanan veriler ışığında anlaşılan o ki, Tabby’nin yıldızının etrafında tozdan başka bir şey yok.
Pennsylvania State Üniversitesi’nden Jason Wright, “Büyük gizemlerden hoşlanıyorum. Hatta tüm en iyi fikirlerimizi boşa çıkarıyorsa bu çok daha heyecan verici oluyor… Nihayetinde sadece sıkıcı toz yığını olduğunun anlaşılması aslında herkesin beklediği sonuçtu. Yine de üzerinde konuşabileceğimiz bir efsane olduğu için memnunun” ifadesini kullandı.
Efsanenin kısa öyküsü
KIC 8462852 etrafında yoğunlaşan heyecan 2011 yılında, amatör gökbilimcilerin “Planet Hunters” projesi kapsamında NASA Kepler Uzay Teleskobu verilerini incelemesiyle başladı. Bugüne dek 2,300’den fazla yıldız sistemini inceleyen teleskobun verilerinde, benzeri görülmeyen bir detaya rastlandı. KIC 8462852’nin yaydığı parlaklık, düzensiz aralıklarla azalıp artıyordu.
Bu fikrin ilk temsilcilerinden biri olan Wright, Ekim 2015’te The Atlantic’e verdiği demeçle ortalığı ayağa kaldırmıştı. Esrarengiz yıldız, bir anda astronomi dünyasının merkezine otururken, dünyanın dört bir yanında gökbilimciler KIC 8462852’nin bulunduğu bölgeyi içeren arşivleri taramaya başladı.
Yıldızdaki tuhaflığı keşfeden Tabetha Boyajian’ın Wright ve SETI Araştırma Merkezi direktörü Andrew Siemion ile çalışmaya başlaması ilgiyi iyice artırdı. Nihayetinde SETI’nin temel görevi, Dünya dışı medeniyetlere ait potansiyel sinyalleri tespit etmek.
Kickstarter olmazsa olmaz
KIC 8462852 hakkındaki ilk yakın tarihli gözlemler, yıldızın parlaklığının 800 günde bir ve 1,500 günde bir olmak üzere farklı aralıklarla değiştiğini gösterdi. Diğer veriler, artıp azalmadan çok yıldızın parlaklığının düzenli olarak azaldığına işaret etti.
Merak o dereceye çıktı ki, 2016 sonlarında Hawaii’deki 10 metrelik Keck Teleskobu Tabby’nin yıldızına çevrildi. Bir ihtimal, son derece gelişmiş medeniyetlerin muhtemelen deşifre etmesi yıllar alacak sinyallerini yakalamayı denedik. Ancak sonuç çıkmadı.
Aynı günlerde yıldıza ismini verne Boyajian en pratik sermaye oluşturma girişimini deneyerek Kickstarter üzerinden çağrıda bulundu. Amacı, KIC 8462852’nin yıldızını gerçek zamanlı gözlemlemekti. Bunu yapabilmesi için birçok yer teleskobunu kullanabilmesi gerekiyordu. İyi bir çabayla da olsa ancak 100,000 dolar toplayabildi.
Yine de çalışmalar aksamadı. 2016-2017 arasında yapılan gözlemlerde KIC 8462852’nin parlaklığında bir kez azalma tespit edildi. Mayıs 2017’de yaşanan gelişmenin ardından dünyanın dört bir yanındaki teleskoplar yine tek bir hedefe kilitlendi. Aylar süren gözlemlerde adları sırasıyla Elsie, Celeste, Scara Brae ve Angkor olarak belirlenen dört ayrı parlaklık değişimi gözlemlendi. Sonrasında, yıldız kuzey yarımküredeki teleskopların gözünden kayboldu. Boyajian hislerini şu şekilde özetledi:
“Yıldızın parlaklığını gerçek zamanlı gözlemlemek ve yıllarca konuştuğumuz bir gözlemi sonunda gerçekleştirmek sürreal bir olaydı.”
Boyajian ve 200’den fazla katılımcıdan oluşan ekibi, geride kalan 22 ayın verilerini topyekün gözden geçirdikten sonra büyük gizeme noktayı koydu: Ortada bir uzaylı mega yapı yoktu. Boyajian bu sefer şu açıklamayı yaptı:
“Eğer ışık geçirmeyen katı bir mega yapı yıldızın önünden geçiyor olsaydı, tüm renklerde ışığı eşit derecede bloke ederdi. Ancak bu gözlemlerimize ters düşüyor. Tersine, farklı renklerdeki ışığın farklı yansımaları yıldızın çevresinin toz ile kaplı olduğuna işaret etti.”
Toz halkası nereden geldi?
Tabby’nin yıldızı geride kalan iki yılda astronomi dünyasına hiç olmadığı kadar büyük bir heyecan yarattı. Binlerce araştırmacı uzun yıllara dayanan verileri inceledi ve birçok gözden kaçan bilgiyi de fark etme şansı buldu. Sonuçta “uzaylıları” bulmamış olsak da, Tabby’nin yıldızı bilim dünyası için büyük bir tecrübe oldu. Yıldızın gizemi de sona ermekten henüz çok uzak.
KIC 8462852’nin etrafını saran toz parçacıkları sıcak değil. Kısaca, yıldızın sıcağından uzak kalacak bir mesafedeler. Dahası, inanılmaz küçükler. Sigara izmariti parçacıkları kadar olmaları, yıldızın ışığı tarafından dışarı itildiklerine işaret ediyor.
En önemli ipucu, tozun bir kaynağı olması gerektiği. Bu da bir zamanlar KIC 8462852 etrafında büyük bir patlama yaşandığı anlamına gelebilir. Zamanında KIC 8462852 için “enkaz ile örtülü bir karadelik” teorisini öne süren astronom Steinn Sigurdsson, “Eğer toz yıldızın çevresinde ise bir F yıldızının bunu nasıl yaptığını anlamamız lazım” ifadesini kullandı. Bir diğer önemli soru, benzer durumun Evren’de ne kadar sık rastlandığı.
Columbia Üniversitesi’nden Brian Metzger, 2016’da Tabby’nin bir gezegeni veya uydusunu yutmuş olabileceğini öne sürmüştü. Açıkçası, her ne kadar uzaylı mega yapı hipotezi çürümüş olsa da, gizemli toz bulutunun nasıl oluştuğunu halen bilmiyoruz. 2018 ile başlayan yeni süreçte, astronomların bu gizeme odaklanacağını söylemek zor olmaz.