Küçük yaşlarda gökyüzüne meraklı olan birçoğumuz kartondan, mukavvadan, alüminyum folyodan veya evdeki bilumum atık malzemeden kostüm yaparak astronot olmuş, astronotçuluk oynamıştır. Bu heyecanı gerçeğe dönüştürmek için ilerleyen yaşlarına kadar hayaller kurmuştur belki de. Peki, neden astronot olmak isteriz? Uzayın gizemli oluşu mudur bizi istekli kılan yoksa bu masalın bir kahramanı olmak mı?
Konya Bilim Merkezi ziyaretleri sırasında eğitmenlik yaptığımız özellikle okul öncesi gruplarında, “İleride ne olmak istersin?” sorusuna genellikle %70 oranında astronot olmak, geri kalanından ise doktor veya polis cevabı duyarız. Küçük bir kısmı ise “İtfaiyeciii” diye seslenir aralardan.
Bütün meslek gruplarının önemi ve yeri ayrıdır mutlaka. Ancak dünya genelinde Covid-19 virüsü ile mücadele içinde bulunduğumuz şu zamanlarda iki meslek grubunun önemini daha iyi anladık diyebiliriz. Öncelikle sağlık çalışanlarımız kuşkusuz. Şaşırtıcı olacak belki ama diğer grup ise astronotlar. Bu süre zarfında bireysel ve toplumsal sağlığımız için yapmamız gereken şey evde kalmak, dışarı çıkmamak ve dolayısıyla sağlık çalışanlarımızın işini daha da güç hale getirmemek. Bildiğimiz şey ise kişisel izolasyon ve sosyal mesafe kurallarına uyum sağlamaktır.
Elbette yaşanılan bu durum birçoğumuz açısından aynı şekilde algılanmamaktadır ama ortak duygu aynıdır. İnsanların şu an için istediği; dünyayı etkisi altına alan bu salgından kurtulmak, daha önce yaptıkları gibi kolaylıkla ve sorgulamadan evlerinden dışarıya çıkabilmek, sevdikleriyle rahatça (maskesiz ve sosyal mesafesiz) vakit geçirmek, alışverişe gitmek veya maç yapmaktır. Peki, dikkatinizi çekmek istediğimiz asıl nokta içinde bulunduğumuz şartların küçükken olmayı çok istediğimiz ve hayal ettiğimiz astronotların yaşam alanına biraz da olsa benzemesidir. Bunu düşüneniniz olmuş muydu?
Bir astronotun uzayda nasıl bir ortamda yaşar?
Astronotların uzaydaki bir günü nasıl geçer ve yaptıkları araştırmalar gereği aylarca orda nasıl kalabilmekteler? Tüm bu soruların cevabına gelin birlikte bakalım:
Astronotların yaşam alanı olan aracın ismi ISS (International Space Station) yani Uluslararası Uzay İstasyonudur. Alçak dünya yörüngesine yerleştirilmiş bir uzay üssü, başka bir tabirle üzerinde yaşanabilen yapay bir uydudur. Bir araya getirilen modüllerin birleştirilmesiyle inşa edilmiş olan istasyonun ilk kısmı 1998 yılında fırlatılmıştır.
İstasyonun yapısı temel olarak basınçlı modüller, destekleyici dış iskelet ve güneş panellerinden meydana gelmektedir. Dünya yörüngesinde bulunan en büyük yapay uydudur. Uygun saatlerde yeryüzünden bakıldığında çıplak gözle görülebilmektedir. Bu araç yaklaşık bir futbol sahası büyüklüğündedir (yaklaşık 109 m).
Soru şu; bizlerin 3-5 gün hatta 15 gün bile zorlukla kaldığı ev karantinasına benzer şartlarda çalışan astronotlar kapalı bir alanda neredeyse 350 günlerini nasıl geçirmekteler? Gelin biz bir günlerine bakalım: Görevli ekip genellikle hafta içi 10 saat, hafta sonları da 5 saat çalışır. İstasyonda Güneş, 24 saat içinde 16 kez doğar ve batar.
Ekip, Dünya’daki gün ve gece uzunluklarına bağlı kalır ve her 24 saatlik sürede 8 saat uyur. Biliyoruz ki ayaklar yere mümkün olmadıkça temas etmiyor. Sürekli havadasınız. Güne başlama saati 06:00.
Uyanıp, duş alıp kahvaltıya geçmek gerek. Evlerde görmeye alışık olduğumuz duş olayının aksine uzaydaki duşta, su yukarıdan fışkıran bir sistem ve alttan emilimi sağlayan bir hava fanı ile çalışmaktadır. Ya da astronotlar nemli bir bez veya durulama gerektirmeyen şampuanlar ile de bu işlemi gerçekleştirmektedir.
Uzay aracında bir çamaşır makinesi bulunmamaktadır. Bu sebeple de çoğu kıyafet ancak 3 günde bir değiştirilirken, çoraplar bir aya kadar kullanılabilmektedir.
Kahvaltı saati 06.40, dondurulmuş ve besin değeri yüksek gıdalar tüketilmektedir. Bunun yanında poşet çay ya da kahve içebilmekteler.
Saati 08.00, artık çalışma zamanı. Görevler arasında, Dünya’da yapılması mümkün olmayan deney ve çalışmaları yürütmek (aşı geliştirilmesi, kanser tedavisi, akışkanların uzaydaki hareketleri, beslenme ve bitkilerin ağırlıksız ortamdaki davranışları vb.) vardır.
Ayrıca, Dünya ile videolu görüşmelerde bulunarak haberleşme sağlanmaktadır.
Saat 10.00- 17.00, yerçekimsiz bir ortamda yaşamak ruhsal olduğu kadar fiziksel olarak da sıkıntılı ve zor bir durumdur. Bu nedenle astronotlar günde en az 2,5 saat egzersiz yapmak zorundadırlar.
Saat 13.00, Öğle yemeği vakti. Yerçekimsiz bir ortamda kalmak, tat alma reseptörlerini körelttiği için astronotlar bol baharatlı gıdaları tüketmeyi tercih etmekteler.
Saat 14.00, Uzay aracından dışarıya çıkmak gerekebilir. Bu durumda astronot kıyafeti giyilmeli ve uzayın kaçılmaz tehlikelerinden korunulmalıdır.
Uzay risklidir, en ufak bir hata onları ve ekibi tehlikeye sokabilir. Bu durum tıpkı şu anda yaşadığımızı yani bizim dışarıdan virüsü getirip, sevdiklerimizi de tehlikeye atmamıza benzemiyor mu?
Saat 19.30, artık ekibin sosyalleşme zamanı. Farklı ülkelerden gelen bu astronotlar birlikte vakit geçirirler.
Morallerini yüksek ve sağlam tutmak zorundalar. Birlikte film izler, şarkı söyler, oyun oynar hatta birlikte yemek yapmayı bile denerler.
Saat 21.30, uyumak ve dinlenmek zamanı. Uzayda ve hatta yıldızlarasında tarifsiz bir uyku hayal edebilirsiniz ama maalesef öyle değil. İstasyonu ayakta tutan motor sesleri veya havalandırma fan sesleri eşliğinde uyumanız gerekmektedir. Tabi uyuyabilirseniz.
Ama yanınızda kulaklık, gözünüzde bir göz bandı varsa bunun da üstesinden gelebilirsiniz. Yatak rahat olsa bari dediğinizi duyar gibiyim. Yatak olarak duvara sabitlenmiş bir uyku tulumu var ve uçarak uyumamak için onun içine girmeniz gerekiyor. Sonrası derin bir uykuya kalmış. Ha bu arada uzay istasyonuna her an ufak göktaşları çarpıp ufak tefek gürültüler yapabilir. Peki bu istasyonun hızı nasıl? Yeryüzünün 350 kilometre yukarısında olan bu araç saatte 28.000 kilometre hızla dönmektedir.
Bir yaz akşamı, karantina günlerinde evde bunalmış, bir fincan kahve veya çay eşliğinde balkonda otururken başınızı gökyüzüne çevirirseniz uzay istasyonunun geçişine şahit olabilirsiniz. Belki de parlak beyaz bir ışık (görünür yıldızlardan biraz daha büyük) görmüşsünüzdür. Kim bilir?
Astronot olmak göründüğü kadar kolay olmasa gerek. Daha bilmediğimiz ve test etmeden de anlayamacağımız birçok duygu ve tecrübe barındırdığı aşikar. Dünya genelinde insanların normal yaşantılarına ne zaman döneceği ya da astronotlar nevi yaşamanın daha ne kadar devam edeceği öngörülebilir değil. Bu sürecin en kısa zamanda bitmesi ve özlediğimiz günlere kavuşmamız temennisiyle…
Kaynaklar
https://bilimgenc.tubitak.gov.tr/makale/uluslararasi-uzay-istasyonu
https://tr.wikipedia.org/wiki/Uluslararas%C4%B1_Uzay_%C4%B0stasyonu
Uzay Ansiklopedisi, Dr. Mike Goldsmith Çeviri: Esin Soğancılar Tübitak Popüler Bilim Yayınları, 2016
Uzay Hakkında Herşey Dergisi, Yeni Fikirler Yayıncılık, Özel Sayı
Görseller
Şekil 1: https://www.pinterest.at/pin/431782683009798034/
Şekil 2: https://tr.pinterest.com/pin/518265869617048295/
Şekil 4: https://www.kozmikanafor.com/12-subat-2018-iss-gecisi/
Şekil 5: http://www.blank-mag.com/content/a_fugitive/futbol_sahasi_meditasyonu_2901.aspx
Şekil 6: https://cdn.mos.cms.futurecdn.net/guawyXvqcVMPCiqLeRdKb.jpg
Şekil 7: https://www.webtekno.com/uzay/astronot-scott-kelly-nin-uzayda-cektigi-15-sahane-fotograf-h14905.html
Şekil 9: https://www.newsweek.com/nasa-astronauts-spacewalk-international-space-station-787945
Şekil 10: https://www.nasa.gov/mission_pages/station/multimedia/exp16_mar18to24.html
Şekil 11: https://spacecenter.org/sleeping-with-the-lights-on/