Cuma, Kasım 15, 2024
More

    Uranüs’ün halkalarındaki kaynağı bilinmeyen “gizemli parlaklık” tespit edildi

    Astronomlar, Şili’deki yer teleskoplarını kullanarak yaptıkları gözlemlerde Uranüs’ün halkalarında sıcaklık artışı sağlayan gizemli parlaklık tespit etti.

    Uranüs üzerinde yapılan ve gezegenin en yeni termal emisyon görüntülerini sunan gözlemlerde, yatık gezegenin halkalarına ait ısı ilk kez ortaya çıktı: -195 derece. Bu sıcaklık, aynı zamanda sıvı nitrojenin kaynama noktasını temsil ediyor. Uzayda atomların hareket etmeyi bile durduğu en düşük sıcaklık -273 derece (mutlak sıfır).

    Uranüs, Güneş Sistemi’ndeki konumu ile gün ışınlarının çok az bir kısmına maruz kalıyor. Güneş-Dünya arasındaki mesafe 1 AU (yaklaşık 150 milyon kilometreye denk gelen astronomik birim) iken, Güneş-Uranüs arasındaki mesafe 19 AU.

    A composite image of the atmosphere and rings of Uranus seen in thermal emission.
    Uranüs ve halkalarındaki termal emisyonu gösteren mozaik. [Edward Molter and Imke de Pater]

    Astronomlar Uranüs’ün termal görüntülerinde ortaya çılan sıcaklığın kaynağını henüz bilmiyor. Öte yandan yapılan keşif, Uranüs’ün en parlak ve yoğun kütleli halkalarının (epsilon halkası olarak biliniyor) Güneş Sistemi’ndeki diğer halkalardan çok farklı olduğunu gösteriyor.

    Güneş Sistemi’ndeki buz ve gaz devlerini temsil eden Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün halkalara sahip. Yakın geçmişte yapılan araştırmalar Satürn dışındaki devlerin halkalarını antik zamanlarda kaybettiğini, Satürn halkalarının da 100 milyon içinde yok olabileceğine işaret etmişti. Astronomların dikkatini çeken detaylardan biri, Satürn ve Uranüs halkalarının birbirinden çok farklı olması.

    En son araştırmada yer alan California Üniversitesi’nden Imke de Pater, “Satürn’in geniş ve parlak halkaları en içteki D halkasında yer alan mikro toz parçacıklardan ana halkalardaki onlarca metrelik parçalara kadar birçok boyutta parçadan oluşuyor. Uranüs’ün epsilon halkalarında ise golf topu büyüklüğünden başlamak üzere dev kayaları andıran parçalar bulunuyor” dedi.

    Uranüs ve halkalarının Aralık 2017’de ALMA tarafından elde edilen görüntüsü.

    Epsilon ile bir gizemin kapısı açılıyor

    Epsilon halkası diğer devlerinkinden de farklı. Jüpiter’in halkaları genelde milimetrenin binde biri çapındaki sayısız parçacıktan oluşurken, Neptün halkaların neredeyse tamamı kozmik toz. Epsilon halkası, arasında bol miktarda toz bulunan ana halkadan bile farklı bir görünüme sahip.

    Araştırmada yer alan isimlerden Edward Molter, “Epsilon halkasının küçük parçacıklara sahip olmadığı için tuhaf kaldığını, bilmedikleri bir etkinin küçük parçacıkları süpürüyor veya başka bir yerde topluyor olabileceğini” belirtti. Molter, şu ifadeyi kullandı:

    “Ne olduğunu henüz bilmiyoruz. Bu araştırma (Güneş Sistemi’ndeki) halkaların bileşimini ve her birinin aynı kaynak mı yoksa farklı materyallerden mi oluştuklarını anlamamıza ışık tutacak.”

    En son araştırma ışığında Uranüs ve halkalarına ait çizim. [NRAO/AUI/NSF, S. Dagnello]

    Asıl soru, Uranüs ve diğer devlerin halkalarına ilk başta nasıl kavuştukları. Bir senaryo uydulardan biri veya birkaçının gezegen ile çarpışmasıydı (Phobos’un bir gün başına geleceği gibi). Bir diğer muhtemel senaryo uyduların birbirleriyle çarpışmasıydı. Bu senaryonun gelecekte Jüpiter yörüngesinde yaşanması bekleniyor. Halkaların oluşumuna ait diğer senaryolar arasında asteroit çarpışmaları ve Güneş Sistemi’nin 4.5 milyar yıl önceki oluşumundan geriye kalan kozmik enkaz yer alıyor.

    The Astronomical Journal dergisinde yayınlanacak araştırma arXiv üzerinden temin edilebilir. Şili’de yer alan ALMA ve Çok Büyük Teleskop (VLT) donanımlarını kullanarak araştırma yapan astronomlar, epsilon halkası ile beliren gizemi James Webb Uzay Teleskobu ile çözebileceklerini belirtti.

    İlginizi çekebilir:

    Uranüs ve Neptün’de yaşanan değişimlerin bilimsel açıklaması ne?

    Uranüs’ün yan yatmasına neden olan çarpışmanın gizemi çözülmüş olabilir

    Uranüs’ün uydusu 1 milyon yıl içinde isyan çıkarmaya hazırlanıyor

    Satürn’ün halkaları 100 milyon yıl içinde yok olabilir

    EN COK OKUNANLAR

    İlgili Makaleler