Nature Communications dergisinde yayınlanan araştırmaya göre, yaklaşık 3,5 ABD’linin 2020’de yaydığı CO2 miktarı bir insanı öldürmeye yetecek boyutta. Söz konusu miktar 2020 oranlarına göre 4.434 metrik ton olarak beliriyor.
3,5 ABD’liye kıyasla Brezilya’da yaşayan 24 kişinin, Nijerya’da 146 kişinin bir araya gelmesi gerekiyor. Ancak araştırma ortalama bir ABD’linin ömrü boyunca 0,29 insanın ölümüne neden olabileceği anlamına gelmiyor. CO2 emisyon emisyon seviyesinin şu anki oranı ele alındığında, bir ABD’lin ömrü boyunca ortaya koyduğu karbon ayak izinin, önümüzdeki yüzyıl boyunca iklim değişikliği kaynaklı 0,29 kişinin ölümüne denk geldiği anlamına geliyor.
Küresel alanda ise ortalama bir kişi ömrü boyunca bir ABD’linin yaşam boyu oluşturduğu karbon ayak izinin dörtte birini temsil ediyor. Örneğin Brezilya’da yaşayan bir kişinin ömür boyu bıraktığı karbon ayak izi 0,04 insanın ölümüne neden oluyor. Söz konusu miktar, bir ABD’linin bir kişinin ölümüne neden olacak karbon ayak izi miktarının yedide birine denk geliyor. Nijerya’da ise karbon ayak izi aracılığıyla ölüme neden olma miktarı ise en düşük seviyede: 0.01. Öte yandan, Nature Communications listesinde ABD’lileri geride bırakan beş ülke mevcut: Suudi Arabistan, Katar, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Avustralya.
The Guardian’a açıklama yapan araştırma ekibinden Daniel Bressler, “Aynı tas aynı hamam senaryosuna kıyasla daha agresif iklim politikaları izleseniz çok daha fazla insanın hayatı kurtarılabilir… Ölüm oranının ne kadar yüksek olduğunu gördüğümde şaşırdım. Rakamlar üzerinde biraz belirsizlik var. Sayılar daha düşük olabilir, aynı zamanda çok daha yüksek olabilir” ifadesini kullandı.
Araştırmada beliren belirsizliğin dayandığı belli faktörler bulunuyor. İlki, birçok araştırmaya dayanan en son araştırmanın, geçmişteki çalışmaların hata aralıklarını da içermesi. Bu sebeple araştırmacılar öngörülerini söz konusu çalışmaların temel tahminlerine dayandırdı.
İkinci sebep, Bressler ve meslektaşlarının çalışması sadece artan sıcaklıklara bağlı ölümleri ele alması. Odak noktasının ölümler olarak seçilmesi, BBC’nin sene başında büyük eleştiri almasına neden olan “iklim değişikliğinin faydaları bulunabilir” yaklaşımına ters düşmesi (BBC iklim değişikliğinin tahıl ürünleri başta olmak üzere Birleşik Krallık için belli faydaları olabileceğini belirtmiş ve eleştiri almıştı). Öte yandan, çalışma iklim değişikliği bağlantılı savaş, şiddetli hava olayları, hastalık ve yetersiz beslenme, hava kirliliği ve gıda kıtlığı gibi faktörleri ele almıyor.
Küresel Politikalar Dünya’yı Kurtarabilir Mi?
Yapılan araştırma karbon emisyonlarının gelecekte neden olacağı tesirin “fiyatını” hesaplayan karmaşık ekonomik ölçüsünü temsil eden “karbonun sosyal maliyeti” üzerinde bir düzenleme olarak görülebilir. Hükmetlerin çevre politikasını belirlemek için kullandığı bir ölçü, karbon emisyonlarını azaltmak için yapılacak adaptosyanların maliyeti, emisyonların neden olacağı zarardan yüksekse yatırımların bir kayıp olduğunu savunuyor. Yaklaşım, ilk kez ortaya koyduğu kişiye Nobel Ödülü kazandırmış olsa da (William D. Nordhaus 2018’de Ekonomik Bilimler ödülü kazanmıştı), Bressler çalışmasındaki rakamların güncellenmesi gerektiğini belirtti.
The Guardian’a yaptığı açıklamada, “Nordhaus mükemmel bir model hazırladı ancak iklim değişikliğinin neden olduğu zarar kaynaklı ölümleri hesaba katmadı. Bu alanda son yıllarda bir araştırma patlaması yaşanıyor” ifadesini kullandı.
Bressler’in yeni hesaplamaları karbon maliyetinin belirgin şekilde arttığını gösteriyor: Metrik ton başına 37 dolardan 258 dolara yükselen bir artış. Bu tablo dünyanın iklim değişikliğine karşı çok mühim bir adım atması gerektiğini gösteriyor: 2050 itibariyle tamamen karbondan arınmak. Bressler, bu başarılırsa önümüzdeki 100 yıl içerisinde 74 milyon kişinin hayatının kurtulacağını belirtiyor.
Bressler, neden olduğumuz emisyonların yaşadığımız bölgede kullandığımız teknoloji ve kültürün bir parçası olduğunu not düşüyor. Bilim insanına göre emisyonların önüne geçmek için karbon fiyatlandırması, emisyon üst sınırı ve ticareti, düşük karbon teknolojilerine yatırım ve enerji depolamak gerekiyor. Tabii ki bu maddelerin her biri için geniş ölçekli politikalar uygulayabilirsek.
Kaynak: IFLS
Grafik: Nature Communications