İlk haberini Ekim 2015’te yaptığım KIC 8462852, aradan geçen süre zarfında birçok gökbilimcinin araştırma konusu haline gelmiş durumda. Gökyüzünde tespit edilen kendine özgü kozmik yapı/olaylardan birini temsil eden nam-ı diğer Tabby’nin yıldızı hakkında yeni bir araştırma makalesi mevcut (KIC 8462852 hakkındaki arşive buradan göz atabilirsiniz).
Dünya’dan 1,480 ışık yılı mesafede, Kuğu Takımyıldızı’nda yer alan KIC 8462852, F-tipi bir yıldız olmakla beraber Güneş’ten biraz daha büyük ve sıcak.
Yale Üniversitesi’nden Tabetha ‘Tabby’ Boyajian ve meslektaşları tarafından Kepler Teleskobu’nun verilerine dayanarak tespit edilen anormallik ise yıldızın ışığının bilinmeyen bir sebeple düzensiz aralıklarla bloke edilmesi. Yıldızın aydınlığını yüzde 22 oranına kadar kısan sebebin ne olduğuna dair bugüne dek birçok teori öne sürülse de, kesin bir delil sunulmuş değil.
Artık ‘Boyajina’ın Yıldızı’ olarak da adlandırılan yıldızın akla getirdiği olasılıklardan bir tanesi, yörüngesinde akıllı uzaylılara ait bir Dyson küresi olduğu. Güneş’in enerjisini soğurmak için inşa edildiği düşünülen mega yapı, matematikçi ve fizikçi Freeman Dyson’a göre gelişmiş bir uzaylı medeniyetin enerji ihtiyacını karşılamak için kullanılıyor.
Physical Review Letters dergisinde 19 Aralık 2016’da yayımlanan en son araştırmaya göre, KIC 8462852’deki anormallik uzaylılardan değil ancak içindeki faaliyetlerden kaynaklanıyor.
Manyetik güçler yıldızı etkiliyor olabilir
Gökbilimciler, geride kalan dört yılda Boyajian’ın Yıldızı’ndan yayılan değişik ışık miktarlarının spektrumunu analiz etti. Yaşanan anormalliğin, ani ve büyük değişimlerden kaynaklandığı fark edildi. Örneğin, mıknatıslar manyetik alanlardaki etkileşimlere göre değişim gösterebiliyor. Geçmişteki araştırmalar da, yıldız fırtınaları gibi güçlü kozmik patlamalarda heyelan benzeri modeller ortaya koyuyor.
Araştırmada yer alan Illinois Üniversitesi’nden Karin Dahmen, ‘materyallerin içinde yaşanabilecek değişimleri anlamak için geçmişteki kozmik heyelanları incelediklerini ve bu yöntemin yıldızlar üzerindeki çalışmalara uygulanabileceğini’ söyledi.
Gökbilimciler, Kepler’in incelediği üç yıldızın parlaklığında heyelan benzeri değişim olduğunu tespit etti. Hiçbiri Boyajian’ın Yıldızı’ndaki kadar güçlü olmasa da, üç yıldızın manyetik olarak aktif olması, araştırmacılara yeni bir fikir verdi.
Yıldızın manyetik alanında yaşanan ani değişimler parlaklığındaki düzensizliği açıklayabilir.
Boyajian’ın Yıldızı’ndaki heyelanı tetikleyecek spesifik fiziksel mekanizma bilinmese de, yıldızın kendi ekseninde çok hızlı döndüğü biliniyor. KIC 8462852, bir dönüşü sadece 21 saatte tamamlıyor.
Araştırma makalesinin baş yazarı, Illinois Üniversitesi’nden Muhammed Sheikh, ‘yıldızlardaki hızlı dönüş hızının güçlü manyetik alanlarla ilgili olabileceğini’ belirtti. Buradan yola çıkarak, Boyajian’ın Yıldızı’ndaki anormallik de manyetik etkileşimlerden kaynaklanıyor olabilir.
Teori ne kadar doğru?
KIC 8462852’ye ait geçtiğimiz yıl yapılan analizler, yıldızın son 100 yıl içinde hızla sönükleştiğini göstermişti. Bu durum manyetik heyelan teorisine meydan okusa da, yıldızın parlaklığının bahsedildiği kadar uzun süre azaldığı da şüpheli.
Sonuç olarak sıkça karşılaştığımız bir noktaya geliyoruz: Bulguların doğrulanması için daha fazla araştırma yapılması gerekiyor. Dahmen, toplanacak yeni veriler sayesinde yıldızın parlaklığını etkileyen kuvvetler veya kozmik etkenler hakkında daha fazla bilgiye sahip olacaklarını söyledi. Bunlar arasında, geçmişte öne atılan teorilerden biri olan ‘kuyrukluyıldız yağmuru’ da var. Her ne kadar bu teori de çok düşük olasılıklı kabul edilse de, manyetik heyelanları tetiklemiş bir etken olabileceği düşünülüyor.
KIC 8462852, uzay keşfinin son yıllarda karşılaştığı en zorlu keşiflerden biri olduğu gibi, astronomiye birçok değerli bilgi kazandıracak. Yine de bu kadar soru işaretiyle uğraşmak yerine keşke James Webb Uzay Teleskobu’nu (JWST) 2017 öncesinde ateşleyebilmiş olabilseydik diyorum. KIC 8462852’nin sırrı ne zaman çözülür bilinmez ama büyük gizemi muhtemelen JSWT çözecek.