Türkiye’nin en önemli teknoloji etkinliklerinden biri olan Webrazzi Summit’e katılan isimlerden biri, ülkemizde iki seneyi geride bırakan Spotify’ın Türkiye Direktörü Ergül Çivi oldu. Telif tartışmalarından bol sıfırlı yatırımlara kadar büyük gelişmelere sahne olan dijital müzik sektörü hakkında konuşmak için daha iyi bir isim tabii ki bulunamazdı. Çivi, özellikle telif ve büyüyen rekabet hakkındaki sorularımızı hiç çekinmeden yanıtlarken, yakın gelecekte Spotify’ın rekabetten çok yeniliğe odaklanacağını ifade etti.
Ergül Çivi Türkiye’de sayıları artan başarılı kadın yöneticilerden belki de en genci. Göreve geldiği günden bu yana Türkiye’nin dijital müzik piyasasında Avrupa ile arasındaki açığı kapaması için en büyük çabayı gösteren isimlerden de bir tanesi. Basın bültenlerindeki fotoğraflarından çok daha güzel ve tahmin edildiğinden daha sıcakkanlı bir insan olduğunu da belirtmeden geçmeyelim. Kendisi sorularımızı dinlemeyi kabul edince, biz de merak ettiklerimizi tek tek sorduk ve oldukça net bir tablo çıkardık: Spotify’ı Türkiye’de zorlamak için ne Apple ne de Jay-Z yeterli olacak.
Çivi ile konuşurken aklıma Kazaa ve Emule gibi P2P programlarıyla müzik indirmeye çalıştığım eziyetli günler geldi. Kısa sürede çizilen CD’lere sıkıştırdığımız MP3 arşivleri, en fazla birkaç ay içinde içinden çıkılmaz bir karmaşaya yaratıyor ve klasörler halinde hard diskleri ağzına kadar dolduran MP3’leri Winamp’te zahmetle kurduğumuz listelerde dinlemeye çalışıyorduk. Aradan geçen 10 yılı aşkın sürede Winamp gönüllerimize taht kuran bir efsane olarak kalırken, eziyetli günleri birkaç saniye alan tıklamalara dönüştüren bir teknolojiye kavuştuk. İstediğiniz müziği tuşladığınız birkaç harfin ucunda hemen size sunan en yaygın dijital müzik platformu, bugün tartışmasız Spotify.
Spotify’ın geçmişini ve son bir yıl içinde özellikle telif konusunda içine düştüğü tartışmaları birçoğumuz biliyoruz. iTunes’un demode olmasıyla harekete geçen Apple ve Jay-Z gibi isimlerin de yatırım yapmasıyla dijital müzik piyasasını 2016’da son derece hareketli günler bekliyor. Ergül Çivi ile gelecek günler için rekabetten fazla endişe duymuyor. Spotify, ABD ve Avrupa’da yakaladığı çizgiyi Türkiye’de de neredeyse iki yılda elde etmiş durumda. Çivi, bu noktadan sonra yaşanacak rekabetin Spotify’ı fazla etkilemeyeceğini, asıl endişelenmesi gerekenin korsan yayıncılar olduğunu belirtti.
Çivi’nin sergilediği güveninin yönetici kibirlenmesi olduğunu sanmayın, istatistikler durumu özetliyor.
Türkiye’nin dijital müziğe geçiş dönemi nasıl oldu?
Geçiş dönemini ABD ve Avrupa’ya kıyasla biz biraz daha uzun yaşadık. Çünkü arada bir MP3 dönemi var. Türkiye’de MP3’lerin terk edilerek tamamen dijitale geçiş yapılması Avrupa’dan daha uzun sürdü. Spotify’ın da Türkiye’de henüz iki yıldır olduğunu ele alırsak, biz biraz daha karmaşık bir süreç geçirdik. Türklerin bir kısmı MP3’ten, diğeri yasal olmayan içerikten, bir kısmı kalitesi düşük videodan müzik dinliyordu. Tamamen yasal ve ses kalitesi yüksek bir dijital albüm bulundurmak mümkün değildi. Dolayısıyla bu sürecin biraz uzun olması Türkiye’nin adaptasyon sürecini de uzattı. Spotify şu an merkezi bulunan İsveç’te ve Fransa’da yedinci senesinde. Bu ülkelerde rakiplerin olması çevrimiçi müzik piyasasının büyümesini de sağlıyor.
Türkiye sonradan dahil olmasına rağmen sahip olduğu avantajlarla hızlı adaptasyon gösteriyor. Çok genç ve dijitale adapte bir ülkeyiz. Yeni bir ürün çıktı mı hemen tepki gösteriyoruz. Bu da Spotify’ın Türkiye’deki finansal duruşunu güçlendiriyor.
Uluslararası Fonografik Sanayisi Federasyonu (IFPI) küresel alanda dijital müzikle ilgili verileri topluyor ve araştırmalar sunuyor. Bu araştırmalar çevrimiçi müzik sektörünün getirdiği parayı ve bağlantılı istatistikleri gösteriyor. Ancak bizim elimizde Türkiye ile ilgili veriler henüz bulunmuyor. Yasal, yani kabul edilebilir veriler olmadığı için herkes kendi verilerine bakarak yorumda bulunuyor. Spotify’ın verileri de, Türkiye pazarının hızla büyük bir değişim gösterdiği yönünde.
Türkiye hakkında mevcut olan veriler nasıl bir tablo çiziyor?
Üçüncü partilerden gelen veri eksikliğini kapamak için Spotify Türkiye olarak bu yıl bir araştırma yaptırdık. İnsanlara dijital müzik platformlarını ne kadar kullandıklarını sorduk ancak vazgeçmelerini istediğimiz MP3’ü araştırmaya katmadık. Spotify’ın dışında Souncloud, Deezer ve iTunes kullanımlarını ölçtük. Genel popülasyonda Spotify yüzde 20,1 ile birinci çıktı. 15-34 yaş aralığında da yüzde 28 ile yine birinci oldu. İkinci sırada iTunes belirirken Deezer ile Soundcloud çok az farkla üç ve dördüncü sırada belirdi. Yaş aralığında 15-34 grubunun etkisi inanılmaz. Bu yaş grubunda Spotify’ın bilinirlik oranı yüzde 68. Çok meraklı ve kullanmasalar bile yeni ürünü tanıyorlar. Kısaca doğal dijitaller.
Sonuç olarak dijital müzik hizmetlerine ilgi var ancak bu piyasayı sadece genç nüfus sürüklemeyecek. Doğal dijitalin üzeri olan grup biraz daha geç adapte oluyor ama çevrimiçi müzikten yararlanıyor. Örneğin annem teknolojiye biraz geç adapte olur ama babam düzenli olarak kullanıyor. Yaptığı listeyi torunuyla dinliyor. Türk sanat müziği beğendiği için kendi listelerini de oluşturuyor. Annemin de geçenlerde bir liste yaptığını gördüm. 60 yaşını geçmiş ve teknolojiyi üç yıldan bu yana kullanan birisi için çok iyi olduğunu söyleyebilirim.
Napster’ile başlayan telif sorununu küresel olarak aşabildik mi?
Napster’ın durumu biraz farklıydı. ‘MP3’ler her yere yayılsın hiç telif olmasın’ mantığıyla işliyordu ve sonunda Metallica’nın davasıyla kapandı. Ancak Napster’ın kurucusu Sean Parker Spotify’ın kuruluşunda rol almış isimlerden biri. Kısaca ilk başta yasal olmayan duruşunu sonradan yasal bir kimliğe büründürdü. Küresel alanda bugün telif konusunda büyük bir sorun kalmadı. Büyük firmalar için Spotify gibi hizmetler çok büyük bir gelir kaynağı olmadığı için doğrudan anlaşma yapıyorlar. Spotify’ın bugüne kadar ödediği telif 3 milyar doların üzerinde.
Türkiye’de ise piyasa daha farklı işliyor. Şu an dijital olarak erişilebilir Türkçe müziğin tamamına sahibiz. Müzik eserlerinin kullanım izni ve lisansı konusunda MESAM ve MGS ile anlaşmamız da bulunuyor. Telif konusunda tüm anlaşmalar yapıldığı gibi Şubat ayından bu yana tüm Türk sanatçıları Spotify’da bulunduruyoruz. 25 yaş üstü için biraz daha genel müziği tercih ediyor ama genel olarak Türkçe müzik dinlemekten hoşlanıyoruz. En yenilikçi takılanlar yüz yüze konuşurken sadece yabancı müzik dinlediği izlenimi veriyor ama yine de Türkçe dinlemekten hoşlanıyor.
Türkiye’de telif dağılımı adaletli yapılıyor mu?
Bizim anlaşmalarımız, gelirimizin tamamının yüzde 70’ini telif olarak ödemeye yönelik. Bu da hem ücretli kullanıcılardan hem de reklamlardan elde ettiğimiz gelire denk geliyor. Bu miktarı da telifin sahibi kimse ona ödüyoruz. Varsayıma dayalı rakamlarla bir örnek verirsem, Türkiye’de bir ayda 20 milyon parça dinleniyorsa ve 1 milyonu A sanatçısına aitse, matematik hesabıyla o oranda telif ödeniyor.
Sanatçılar açısından bakarsak, Taylor Swift ile yaşanan konu Türkiye’nin yerel olarak yakın olmadığı bir durum. Çünkü ABD gibi ülkelerde müzik sanayisi farklı işliyor. Telif doğrudan sanatçıyı ilgilendiriyor çünkü sanatçı aynı zamanda menajerlerin bağlantılı olduğu bir şirketi temsil ediyor. Türkiye’de ise sanatçının telifi plak şirketine ait.
Teliflerin nasıl dağıtıldığı çok yakın olduğum bir konu değil ama Spotify zaten gelirinin yüzde 70’ini ödeyerek fazlasıyla sorumluluğunu üstleniyor. MESAM ve MSG gibi sanatçı birliklerine de telif ödeniyor. Bu kapsamda sanatçı, söz yazarı ve prodüktör arasındaki dağılım bu grupların kendi aralarındaki anlaşmalar ile belirleniyor.
Dijital müziği daha erişilebilir kılmak için sanatçılar fedakarlık yapmalı mı sizce?
Bu konuda çok şahsi bir yorum yapamam. Ama müzik piyasasının gidişatını net bir şekilde görüyoruz. Spotify’ın var olmadığı bir yedi sene öncesinde sanatçılar dijital ortamdan sıfır para kazanıyorlardı. Bugün kullanıcılar için bazı sanatçıların olması ve olmaması önemli olabilir ama sabahları dinlemek istediğiniz bir sanatçı yerine başkasını da dinleyebiliyorsunuz. Çünkü kullanıcıların davranışı değişti. Albüm veya Mp3 almak yerine bugün hayatımızda çalma listeleri var. Kullanıcılar ortak listeler yapıyor ve Spotify’ın hazırladığı listeler kullanılıyor. Örneğin duşta dinlenen şarkı listeleri en çok dinlenenler arasında. Kullanıcı burada listede yer alan sanatçılara bakmıyor, sadece o anını iyi geçirmek istiyor. Kısaca genel kullanıcı yeni ve güzel müzik dinleyeyim ve bunun çok uğraşmak zorunda kalmayayım düşüncesi taşıyor.
Altını çizmemiz gereken husus, genel kullanıcının isteğini karşılayacak bir hizmet kurmanın çok kolay olmadığı. Çok iyi bir teknik bilginin yanı sıra sistemin çok iyi çalışması ve veri akışının çok iyi kontrol edilmesi gerekiyor. Örneğin sistemin tüm kullanıcıları ayrı ayrı çok iyi takip etmesi lazım. ‘Haftalık Keşif’ içeriği bunun bir sonucu. Her Pazartesi kullanıcıların beğenilerine göre Spotify bir liste oluşturuyor. Yorumlara baktığımda ‘Bu hafta beni hiç sevmemişsiniz’ gibi çok renkli ifadeler görüyorum. Ya da ‘aşığım çıkma teklif edeceğim’ gibi yorumlar beliriyor. Hele Twitter’da çok komik yorumlar görüyoruz.
Sonuç olarak Spotify gibi hizmetlerin kullanıcılar ve sanatçılara çok büyük katkısı var. Her kesime yararlı olabilmek için teknolojinin nereye gittiğini iyi analiz etmek lazım.
Apple Music ile yaşanacak rekabette ücretsiz kullanımın kalkması söz konusu mu?
Spotify, Apple Music’teki gibi bir deneme süreci içermiyor. Spotify ve piyasadaki talepler neticesinde resmi bir açıklama olmadan da bir şey demek mümkün değil. Ama iki model birbirinden farklı. Apple Music’te 3 ay bedava deniyorsunuz ve sonra sadece ücretli seçeneğiniz var. Spotify bedava modelin ne kadar ekonomik olması konusunda 30 ülkede çalışmalar yapıyor. Amaç, reklamlardan elde edilen gelir sayesinde bedava modeli sürdürülebilir kılmak. Bu modeli de beslediğimiz sürece kullanıcılar için çok faydalı olduğunu görüyoruz.
Tidal’ı kuran Jay-Z gibi isimler müzik piyasasını yönlendirmekte ne kadar başarılı?
Piyasanın nasıl olacağını beraber göreceğiz çünkü çevrimiçi müzik piyasası nispeten yeni. Apple’ın yıllardır sürdürdüğü iTunes platformu vardı. Ancak tek tek satın alıyordunuz ve pahalıydı. Çok uzun sürmeyeceği belli olan bu model, Spotify gibi hizmetlerin çıkmasının ardından daha az tercih edilir oldu. Dolayısıyla Apple da bir nevi takipçi olarak piyasaya geliyor. İleri dönemde her hizmetin farklı bir vaadi ve kullanıcıların farklı beklentileri var.
Jay-Z’nin kurduğu Tidal’ın örneğin sadece yüksek kaliteli müzik sunma vaadi var. Şahsi görüşüm, rekabet ne olursa olsun piyasanın en büyük rakibinin korsan olacağı. Rakip firmalar birbirlerine bakarak kendilerini geliştirebilir ama boşta duran çok büyük bir piyasa var. Halen dijital platformları kullanmayan çok sayıda insan var. Bu insanlara kullanıcı olmaları halinde müzik dinlemenin ne kadar kolay olduğunu anlatmak için her ülkede kurduğumuz ortaklıklarla çalışmalar yapıyoruz. Örneğin metroda yaşlı amcaların elektronik müzik dinlediğiniz görüyorsunuz. Çünkü birileri telefonuna o müziği yüklemiş ve müzik platformlarını nasıl kullanacağını bilmediği için onu dinliyor.
YouTube’un dengeleyici etkisini nasıl görüyorsunuz?
YouTube video müzik dinlemek isteyenlerin talebini karşılıyor ama düzenli dinlemek çok zor ve şarj sorunu çıkarıyor. YouTube sektör için çok besleyici ve piyasadaki birçok oyuncudan sadece biri. Çevrimiçi müzik piyasasının keşfedilmeye devam ederek büyümeye devam edeceğini düşünüyorum. Bir beş yıl sonra çok farklı şeyler konuşuyor olacağız.
Spotify’ın 2016’dan beklentileri ve projeleri neler?
Türkiye’de 2015’i çok hızlı geçirdik. Teliflerin hepsini tamamladık. Vodafone ile anlaşma yaparak güçlü bir markayla işbirliği kurduk. Önümüzdeki dönemlerde bu işbirliğinin getirilerini göreceğiz ve yeni işbirlikleri kovalamak istiyoruz.
Türkiye’de 2016’da gerçekleştireceğimiz etkinlikler de artacak ve yerel gelişimleri izlemeye devam edeceğiz. İspanya’da bugün dinlediğin müzik ne diye sorduğunuzda insanların aklına Spotify geliyor. Bu Facebook’ta profil fotoğrafını değiştirmek gibi. Biz de böyle bir değişim ümit ediyoruz. Bu noktaya ulaşmak çok güzel.
Bu noktadan kastım, insanların hayatlarının her anında yanlarında bulabilecekleri güzel bir şeye sahip olmaları. Telefonunuzun şarjı bitmişse sizi takip eden arkadaşınızın telefonundan dinlemeye devam edebileceksiniz. Şarj, kabloyla sürekli boğuşmak zorunda kalmayacaksınız. Aradığınız bir parçayı, sanatçıyı birkaç saniyede bulabilecekseniz. Henüz bu kullanımın farkında olmayan insanlar var. Umarım sadece teknolojiyle iç içe olan değil ama her yaş grubu için Türkiye’de Spotify hayatın bir parçası olacak.
Spotify için iyi bir ‘stalker’ aracı da diyebiliriz değil mi?
İnsanların çalma listeleri bir nevi günlükleri. Mesela ben 18 yaşında bir kız olsam ve sevgilimden ayrılsam çalma listesine mutlaka bakarım. Mutlu mu değil mi hemen belli olur (Gülüyor).