Bingöl’ün Sarıçiçek ilçesine Eylül ayı başında düşen meteordan kopan sayısız meteroit, yerel halk için büyük bir heyecan kaynağı olurken, Türkiye’nin son yıllardaki en kapsamlı bilimsel araştırmalarından birine dönüştü.
NASA-SETI işbirliği ile kurulan Sarıçiçek Meteoru Konsorsiyumu tarafından yapılan çalışmayı en başından beri yürüten İstanbul Üniversitesi’nden Doç. Dr. Ozan Ünsalan, aylar süren araştırmada sona yaklaştıklarını ve titizlikle hazırlanan makalenin önde gelen bir bilim dergisine gönderileceğini belirtti.
Sarıçiçek meteoru, medyanın bilgi dezenformasyonu alanındaki kabiliyetini bir kez daha teyit ederken, gökten yağan fırsatı servete çevirmek isteyen yerel halkın heyecanı bilim insanlarına alışılmadık zorluklar yaşattı. Eylül 2015’ten bu yana sürdürülen çalışmalar, meteor araştırmalarında son yılların en detaylı bilimsel makalelerinden birini ortaya çıkardı. Türk bilim insanlarının NASA-SETI üyesi meslektaşlarıyla hazırladığı makalenin yayımlanmasını dört gözle beklerken, Ozan hocaya birkaç kısa soru yöneltme şansım oldu.
Sarıçiçek meteroitleri Türkiye’nin kozmik yağmur açısından da bereketli bir yer olduğunu gözler önüne seriyor diyebilir miyiz? Nasıl bir astronomik potansiyele sahibiz?
HAYIR. Göktaşları, dünyanın her yerine her an zaten düşmekteler. Sarıçiçek meteoru, örneğin 1 milisaniye geç kalsaydı örneğin Arjantin’den girebilirdi. Astronomik potansiyel sorusu çok geniş bir soru. Meteor Gözlem sistemleri anlamında soruyorsan, 20 kamera ile şu anda 5 istasyonla 5 farklı ilde meteorları gözlüyoruz. Bugüne kadar yaklaşık 10.000 adet meteor kaydı yaptık (TÜBİTAK-MFAG/113F035) (www.turk-met.net).
Medyada çıkan haberler ile altına hücum gibi bir durumun yaşanması çalışmaları ne yönde etkiledi? Bu tür konularda ne gibi düzenlemeler yapmalıyız?
Bu durum son derece ender rastlanan bir durum. Köylüler şansı paraya çevirmiş oldu. Dünyada da böyle örnekler yaşanıyor ama sanırım bu örnek dünyada bir ilk oldu, bu kadar gelir elde edilmesi bakımından kişisel görüşüm, bir yasa çıkarılması, belli oranda meteorit bulunduysa, bu konuda araştırma yapan kurumlara belli bir yüzdesi bağışlanması yönünde.
Analizlerin güncel verilerinden bahsedebilir misiniz?
Analizlerin güncel verilerinden bahsedemeyiz şu anda çünkü çok saygın bir dergiye makale hazırlamaktayız, tüm sonuçlar orada net bir şekilde açıklayacağız, kolay bir iş değil ve dergilerin de bazı yayın politikalarına uymak zorundayız malum.
Sarıçiçek Meteoru Konsorsiyumu Türkiye-NASA işbirliği açısından ne gibi faydalar sağladı?
Birçok konuda nerelere ulaşmamız gerektiğini ve epey yol almamız gerektiğini ve bilim insanlarının nasıl ortak çalışmaları gerektiğini bir kez daha öğrendik. Bir yandan da çok önemli birimler ile şu anda çok yakın temastayız ve gelecek için tecrübelerimizi artırmaya devam ediyoruz.
Ekibinizle yorulmak bilmeden çalışıyorsunuz. Türkiye’nin 2020’li yıllardaki Mars veya bir diğer gezegenin keşfi projesinde yer alması adına çalışmalarınız var mı?
Biz tüm ekip olarak Meteor bilimi ve uzay konularında elimizden gelen katkıyı ülkemize vermeye çalışıyoruz. Bu tür konularda mevcut girişimlerin ve gelecekteki girişimlerin elbette bir keşif ve teknoloji ile sonuçlanacağını ümit etmekteyiz.
Ceres, Plüton sistemi ve buzul uydular derken Güneş Sistemi hakkında sayısız yeni bilgi elde ettik. New Horizons ile Kuiper Kuşağı’nda neler göreceğiz sizce?
Bu tür araştırmalar hep evrenimizi anlamaya yönelik. Evrenin oluşumu, gelişimi hakkında birçok bilgiyi bize sağlıyor. Hep birlikte göreceğiz.
Türkiye’nin kendi uzay üssünü kurabilmesi ve ilk uzay roketini inşa etmesi sizce ne kadar zaman alacak? Nasıl bir çalışma lazım?
Çok uzun zaman almayacak diye düşünüyorum. Temasta olduğumuz ve şu anda roket tasarımı ve itki sistemleri ile uğraşan 1-2 öğrencimiz ve ekip ile sıkı temastayız. Ancak bu tür konular zaman, sabır ve hassas deneyler gerektirdiği için uzun sürmekte ve sonuçları hep birlikte yakın zamanda görebileceğimizi ümit ediyorum.