İnsanlık tarihi boyunca insanlar virüslerle mücadele etmiş ve virüsler insanların görünmeyen düşmanları olmuştur. Geçmişten günümüze kadar sayısız virüs insanlara bulaşmış ve onları enfekte etmiştir. Bu yazımızda dünya çapında etkili olmuş virüslere değineceğiz. Bölgesel salgınlara ‘’epidemi’’ küresel salgınlara ‘’pandemi’’ ismi verilir. Son günlerde içinde bulunduğumuz COVID-19 salgını, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından pandemi olarak sınıflandırılmıştır.
Peki Covid-19’a kadar uzanan salgınlar hangileri, kısaca bakalım:
Antoninus (Galen) salgını
Bilinen ilk büyük veba salgını olarak kayıtlara geçen Antoninus salgını, MS 165-180 yılları arasında etkili oldu. Doğu seferlerinden dönen Roma askerlerinin taşıdığı hastalık 2.000 kişinin ölümüne yol açmıştır. Galen isimli hekim bu hastalığı ilk tanımlayan kişi olduğu için Galen salgını olarak bilinir.
Justinyen Vebası
‘’Yersinia pestis’’ bakterisinin sebep olduğu hastalık bilinen ilk veba pandemisidir. MS 541-549 yıllarında faaliyet gösteren bu salgın tüm Akdeniz Havzası’nı, Avrupa’yı ve Yakın Doğu’yu etkilemiş; aynı zamanda Sasani ve Roma İmparatorluğu’na sıçramış, özellikle Roma’nın başkenti Constantinople’u (yani günümüz İstanbul’unu) etkilemiştir. Bazı kaynaklara göre Roma İmparatoru Justinyen de bu hastalığa yakalanmış ve atlatmıştır. Bu hastalık tahmini olarak 25 ile 100 milyon arasında insanın ölümüne yol açmıştır.
Kara Ölüm
İngilizce’de ‘’Black Death’’ olarak da bilinen yani ‘’Kara Ölüm’’ olarak da anılan bu salgın insanlık tarihinde bilinen en büyük pandemidir ve yaklaşık 75-200 milyon kişinin ölümüne yol açmıştır. 1346-1353 yılları arasında yayılan bu hastalığın ilk olarak Doğu veya Orta Asya’da ortaya çıktığı ve İpek Yolu üzerinden yayıldığı düşünülüyor. Siyah sıçanlar üzerinden taşındığı düşülen hastalığa ‘’Yersinia pestis’’ bakterisi sebep olmaktadır. İpek Yolu üzerinden Kırım’a ve oradan Constantinople, Sicilya ve İtalyan yarımadası üzerinden Avrupa’ya taşınan hastalık o zamanki Avrupa nüfusunun %30-60’lık bir kısmını yok etti. Bu hastalığın hem Dünya hem de Avrupa tarihi açısından önemli etkileri bulunuyor.
Çiçek Hastalığı
‘’Variola major’’ ve ‘’Variola minor’’ isimli iki tip virüsün sebep olduğu hastalığın ölüm oranı yaklaşık %30 civarlarındaydı ve bebeklerde bu oran daha da yüksekti. Ateş ve kusma hastalığın ilk belirtileri iken ilerleyen evrelerde kas ağrıları ve ciltte yaralar görülüyordu. Kökeni bilinmeyen bu hastalık 15.-17.yüzyılları arasında kendini göstermiştir. Koloni arayışındaki Avrupalılar bu hastalığı Amerika yerlilerine taşımış ve milyonlarca insanın ölümüne yol açmış, Amerika’daki yerli imparatorlukların çöküşüne yol açarak Avrupalıların sömürge faaliyetlerine katkıda bulunmuştur.
Kolera
Geçtiğimiz 200 yılda toplam yedi kolera pandemisi görülmüştür. İlk pandemi 1817 yılında Hindistan’da tespit edilmiştir. İlk pandemi, 1817-1923 yılları arasında artarak görülmeye devam etti. Bu hastalığın önüne geçilmesinde en büyük adımlardan birisini, Fransız bilim insanı Louis Pasteur atarak kolera için ilk aşıyı (tavuk kolerası üzerinde çalışıyordu) geliştirdi. İlerleyen yıllarda, ‘’Vibrio cholerae’’ isimli bakterinin bu hastalığa sebep olduğu Filippo Pacini ve Robert Koch tarafından bulundu. Yedinci pandemi ise 1961 yılında yayılmaya başladı ve 1970 yılında yatıştırıldı. Kolera, başgösterdiği toplam yedi dalgada milyonlarca kişinin ölümüne yol açtı.
Üçüncü Veba salgını
Jüstinyen Vebası ve Kara Veba’dan sonra Çin’de ortaya çıkarak yayılan bu hastalık Üçüncü Veba olarak adlandırıldı ve etkisi asırlarca sürdü. Gelişen tıpla birlikte başta antibiyotik olmak üzere farklı tedavi yolları geliştirildi.
İspanyol Gribi
1918 Grip Pandemisi olarak da bilinen H1N1 İnfluenza A virüsünün yol açtığı bir hastalıktır ve 1918-1920 yılları arasında yayılmıştır. Birinci Dünya Savaşı’nın da etkisiyle yaklaşık 500 milyon kişiye yayılmıştır ki bu rakam o zamanki dünya nüfusunun yaklaşık 1/3’üne denk gelmektedir. Pandeminin 17-50 milyon arasında insanın ölümüne yol açtığı bilinmektedir. Birinci Dünya Savaşı sırasında diğer ülkelerde yayın kısıtlamaları olduğundan, ilk kez İspanyollar tarafından belirtilen bu hastalığın ismi o yüzden İspanyol Gribi olarak anılır.
Hong Kong Gribi
İspanyol Gribi’nden 50 yıl sonra çıkan H3N2 ismiyle de bilinen grip salgını 1968-1970 yılları arasında etkin olmuştur ve dünya genelinde yaklaşık 1-4 milyon insanın ölümüne yol açmıştır. H3N2 İnfluenza A virüsünün bu hastalığa yol açtığı bilinmektedir.
HIV/AIDS
Maymunlardan insana geçtiği bilinen bu virüs 1980’li yıllardan günümüze kadar etkisini sürdürmüş ve sürdürmeye devam etmektedir. Diğer virüslerden farklı olarak herhangi bir semptom göstermeden de yayılabilen bu virüs için henüz bilinen bir aşı yoktur. 1981’den günümüze kadar 75 milyondan fazla insana bulaşarak en az 32 milyon insanın ölümüne yol açtı. Hala yayılmaya ve can almaya devam eden bu virüs sadece 2018 yılında 1.7 milyondan fazla insana bulaşarak 770.000 kişinin hayatına mal oldu. HIV hava veya fiziksel temas ile değil cinsel yolla ve kana bulaşarak insanları enfekte eden bir virüs.
SARS
Şiddetli Akut Solunum Sendromu olarak bilinen virüs, 2002-2003 yılları arasında etki göstermiştir. SARS-CoV isimli virüsün sebep olduğu bilinen bu salgın günümüzde mücadele ettiğimiz COVID-19 hastalığına sebep olan SARS-CoV2 virüsünün yakın akrabası sayılabilir. Yaklaşık 8.000 kişiye bulaşan virüs 774 kişinin ölümüne yol açtı.
Domuz Gribi
Domuzlarda bulunan çeşitli Influenza virüslerinin sebep olduğu bilinen bu hastalığa başlıca H1N1 virüsü sebep oluyor. Ateş, öksürük ve nefes darlığı gibi semptomlar bu hastalığın belirtileridir. Yaklaşık olarak 700 milyon ile 1.4 milyar insanın bu hastalığa yakalandığı tahmin ediliyor. 2010 yılında Dünya Sağlık Örgütü bu salgının bittiğini resmi olarak açıkladı fakat 2015 yılında Hindistan’da 30.000’den fazla vaka ve 1.000’den fazla ölüm bildirildi. Bu hastalıkta tahminen 150.000-575.000 kişinin öldüğü belirtiliyor.
MERS
Orta Doğu Solunum Sendromu olarak bilinen bu hastalığa MERS-CoV isimli virüsün sebep olduğu bilinmektedir. 2012 yılında ortaya çıkan bu virüs etkisini hala göstermektedir. 2018 yılında Suudi Arabistan’da virüse yakalananların %35’i öldüğü bildirildi. Toplamda 2,519 vaka ve 866 ölüm bildirildi. Şu anlık ölüm oranı %35 olarak biliniyor ve oldukça yüksek. Ateş, öksürük ve nefes darlığı gibi şikayetler bu hastalığın semptomları olarak biliniyor.
Ebola
İnsanlarda ve diğer primatlarda viral hemorajik ateş hastalığına yol açan ve ebolavirüslerden dolayı oluştuğu bilinen hastalıktır. Ateş, kas ağrıları, boğaz kuruluğu ve kusma bu hastalığın belirtileridir. Ortalama %50 öldürme oranıyla birlikte bu oran %90’lara kadar çıkabilir ve oldukça tehlikeli bir hastalıktır. Virüsün kan ve vücut sıvılarıyla doğrudan temasla yayıldığı bilinmektedir.
COVID-19
İçinde bulunduğumuz bu küresel salgın 2019 yılında ortaya çıkmış ve hala etkisini sürdürmektedir. İlk olarak Çin’de ortaya çıkan bu hastalığa SARS-CoV-2 isimli bir virüsün sebep olduğu biliniyor. Hastalığın belirtileri ateş, öksürük, nefes darlığı, tat ve koku kaybı olarak biliniyor. Hastalığa henüz bir tedavi veya aşı bulunabilmiş değil. Toplamda yaklaşık 7 milyon insana bulaşarak bunları 400.000’den fazlasının öldüğü biliniyor. Virüs bulaşan 7 milyon insandan yaklaşık 3.5 milyonu hastalığı atlatırken yaklaşık 3.2 milyon insan bu hastalıkla savaşmaya devam ediyor. Bunlardan 50.000’den fazlasının durumunun kritik olduğu bildiriliyor. Bu hastalığın ne zaman veya nasıl biteceği ise hala bilinmiyor.