Dijital dünyada hızla değişen ekonomik dengeler, eğitim sistemini de hızla dönüşüme zorluyor. 21’inci yüzyılın yeni eğitim trendi haline gelen programlama, ülkelerin ekonomik geleceği için kritik önem taşıyor. Küresel alanda programla derslerini üniversite öncesi
eğitime ekleyen ülkelerde, kodlama öğrenen çocukların sayısı 50 milyonu geride bıraktı.
Hacker’larıyla ünlü Estonya, 2012’de programlama derslerini ilkokullarda zorunlu hale getirdiğinde birçoğumuz buna hayret etmişti. Bir yıl sonra Britanya, ardından Finlandiya ve ABD ilk ve orta öğretimde kodlamayı ek ders ve okul dışı eğitim olarak müfredata ekledi. En son olarak, Avustralya ilköğretim derslerinin arasına programlamayı koydu.
Çocukların kod yazmayı öğrendiği derslerin bir anda sadece üniversitelere özgü bir alan olmaktan çıkması, değişen ekonomik dengelere bakıldığında hiç şaşırtıcı değil. İlk bilgisayarların inşa edilmeye başlandığı 70 yıl öncesinden bu yana programlama dilleri hayatın içine entegre unsurlar haline geldi. Mobil cihazların gözümüz ve kulağımız haline geldiği günümüzde programlamanın önemini özetleyen en temel örnek, tüm iletişim
uygulamalarının yüz binlerce satırlık kodlardan oluşan bir iskelete sahip olması.
Sanayi, teknoloji, bilim, telekomünikasyon, ulaşım ve hizmet gibi akla gelecek tüm sektörlerde programlama en büyük açık bulunan altyapıyı temsil ediyor. Firmaların kendilerine özel işlemlerini yürütmesi, güvenlik sistemlerinin kurulup işlenmesi, verilerin analiz edilmesi ve iletilmesi, ürünlerin tasarlanmasına kadar sayısız işlemde spesifik kodlamalar kullanılıyor.
Kodlamanın hızla eğitim sistemlerinin temeline yerleşmesinin belirgin bir sebebi var: Yakın gelecekte ağır sanayiden medikale kadar, artan dünya nüfusunun taleplerini karşılayacak kadar programcı olmayacak. Yazılması gereken milyonlarca uygulamadan, kurulacak milyonlarca web sitesine ve yapılması belki yıllar sürecek sanal ve artırılmış gerçeklik oyunlarına kadar, dünyanın on milyonlarca programlama uzmanına ihtiyacı olacak.
Sadece Android’in 1 milyardan fazla kullanıcıya eriştiğini, Facebook’un 1,6 milyar insana hizmet verdiğini, Oracle ve Adobe gibi firmaların 1 milyardan fazla insana yazılım ürettiğini düşünürsek, sadece güncellemeler için fazlasıyla beyin gücüne ihtiyaç olacak.
Türkiye nasıl hareket edebilir?
Programlama dillerini öğrenmek, yeni nesil için yabancı dil öğrenmek kadar kapsaml bir çaba olacak. Temel eğitimin alınmasının ardından belli kodlama dillerinde uzmanlaşmak ve profesyonel hale gelmek yıllar gerektiriyor. Bu yüzden Avustralya gibi ülkeler 5 yaşında verilmeye başlanacak eğitimle iki yıl içinde temel programlama kabiliyetinin öğretilmesini amaçlıyor. Asıl süreç ise sonrasında başlıyor.
Android, iOS Swift yazılımcısı olmak veya detay odaklı Python veya C++ gibi programlama dillerine yönelmek, her bir proramlama uzmanı için belirleyici bir tercih olacak. Robotik, web, drone, uydu, tarayıcı gibi sayısız cihaz ve uygulama için belli kodlama dillerinde uzmanlaşmış çok fazla insan gücü gerekecek.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, bu yıl başında yaptığı açıklamada ortaokul ve lise müfredatına kodlamanın getirilmesi için Milli Eğitim Bakanlığı ile çalışıldığını söylemişti. Eğitim programının nasıl olacağı şu an kesin olmasa da, dışarıdan örneklere bakmak faydalı olabilir.
ABD, Başkan Barack Obama’nın de desteğiyle programlamaya en fazla odaklanan ülkelerden bir tanesi. Henüz 2014 sonunda, ‘Hour of Code’ girişimi ile eğitim gören öğrenci sayısı 30 milyonu buldu. Küresel alandaki en büyük kodlama eğitimlerinden biri olan House of Code ile aynı yıl düzenlenen eğitim 1 milyon saati geçmişti. Web sitesindeki en son verilere göre kodlama saati etkinlikleri 198 bin 474’e ulaşmış durumda.
Anlaşılacağı üzere kodlamayı öğrenmek sadece devamlılığın zorunlu tutulduğu derslerle sınırlı kalacak geleneksel bir eğitime dayanmıyor. Mobil teknolojilerin ve genişbant internetin yardımıyla çocuklar her an her yerde kodlama derslerini kaldıkları yerden devam ettirebiliyor, online derslere katılabiliyor.
Düşünce yapısı ve üretkenlik artıyor
Elinde iPhone’u evirip çevirerek YouTube’da video izlemeyi öğrenmek 5 yaşındaki bir çocuğun öğrenme yetisi için faydalı sanılabilir. Ancak uzmanlar çocukların bu yaşa kadar mobil cihazlardan uzak kalmaları gerektiğini ve resim çizmeye odaklanmalarını öneriyor.
Mobil cihaz kullanımı ile başlayacak dönemde ise mobil cihazların kodlama öğreten oyunlar için kullanılması muhtemelen en iyi tercih olacak. Günümüzde web ve mobil uygulamalar 5-12 yaş arası için birçok programlama eğitimi sunuyor. Bir tanesi Scratch. Çocukların oyun, animasyon ve hikaye oluşturmalarına izin veren Scratch, genç yaşta zeka ve yaratıcılığın gelişmesi için kullanılabilecek araçlardan biri.
Code School, Code Gym, Blocky, Made With Code ve MIT App Inventor gibi uygulamalar, çocuklara ilk yazılımlarını yapmayı öğretiyor. Ülkemizde ise Turkcell Akademi üzerinden Rice Üniversitesi’nin Coursera programına dahil olarak Python eğitimi alabilir, sertifika programına katılabilirsiniz. Turkcell Akademi aynı zamanda, uygulamalarınızı sunmak ve destek bulmak için ideal bir platform olarak aklınızda bulunmalı.
Yeni nesil çocuklar kitap ve kodlama alışkanlığı elde ettikleri sürece 15 yaşında verimli bir mühendis olabilecek imkana sahipler. Sayısal düşünme ile gelen düzenli ve disiplin, düşünce gücü ve yaratcılığı doğrudan etkiliyor. Eğer geleneksel hayat senaryolarından çıkarak ailenizin asteroit madenciliği, uzay evleri üzeten 3D yazıcılar veya akıllı robotlar inşa eden torunları olsun istiyorsanız, ebeveynler olarak bir ön araştırma yapmak hiç fena olmaz.