ABD Hava Kuvvetleri’nin (USAF) 1960’lı yıllardan bu yana sürdürdüğü drone savaş uçağı programının en son ayağı, geçtiğimiz ay meyvesini verdi. İlk deneme uçuşunu Eylül
2013’te gerçekleştiren QF-16 savaş uçağının ilk filosu göreve hazır olarak teslim edildi.
Savaş jeti pilotu yetiştirmek her ülke ordusu için bir tank üretmekten belki de 100 kat da zorlu bir iş. Dünyanın en güçlü hava kuvvetine sahip ülkesi de pilotlarının değerini biliyor olacak ki onları gelecekte havada değil ama ağırlıklı olarak yerdeki üslerinde kullanmak istiyor.
Boeing tarafından modifiye edilerek deneme uçuşları tamamlanan ve geçtiğimiz ay teslimatına başlanan QF-16 drone’ları, alışageldiğimiz drone konseptini hızla değiştiren yeni bir savaş oyuncağı.
Otonom X-47B casus uçağının ardından ABD’nin askeri alandaki önemli başarılarından biri olan QF-16’nın en büyük özelliği, pilotlu ve pilotsuz olarak uçabilmesi. Uçak, Florida’daki Tyndall Hava Kuvvetleri Üssü’nde 19 Eylül 2013’te yaptığı ilk denemede, yerdeki iki test pilotunun kontrolünde sorunsuz bir uçuş gerçekleştirmişti.
Janes sitesinde yer alan bilgiye göre altı QF-16, 20 Mart tarihinde göreve hazır olarak 82’nci Hava Hedefleri Filosu’na (ATS) teslim edildi. USAF, Boeing’den eskiyen QF-4’lerin yerine geçmesi için toplam 126 QF-16 teslim alacak.
Drone projesinin geçmişi
Afganistan ve Irak’ta gerçekleştirilen operasyonlarla adına fazlasıyla aşina olduğumuz insansız hava araçları, sadece planör görünümlü sessiz bombardıman ve gözetleme araçlarından ibaret değil.
Aslına bakılırsa, ABD’nin geniş bir ölçeğe yaymış olduğu uzaktan kumandalı askeri hava araçlarına ait projeler, 1960’lara uzanıyor. İlk pilotsuz savaş uçakları, QF-104 drone’larına dönüştürülen 24 tane F-104 olmuştu. 1972’de sona eren bu program kapsamında, insansız savaş uçakları eğitim amacıyla teker teker vurularak imha edildi.
1982’de sona eren ikinci programda, 200’den fazla F-102 savaş uçağı QF-102 drone’larına dönüştürüldü. En son QF- 102, 1986’da imha edildi.
Yok olan QF-102’lerin yerini, 209 tane QF-100 aldı. 1981’de drone’a dönüştürülmeye başlanan F-100’lerden sonuncusu da 1992’de vurularak imha edildi.
Sıra daha sonra 1990’lı yıllarda 194 tanesi drone haline getirilen QF-106’ya geldi. 1998’de sona eren bu projeyi 238 uçağın yer aldığı QF-4 izledi. Nihayetinde, QF-16 ile drone savaş uçağı projesi yoluna devam ediyor.
Ne gibi değişikler yapıldı?
F-16’lar Boeing tesislerine girdiğinde ilk olarak pilotsuz uçuş gereksiz olan parçalar söküldü. Bu kısımlar arasında Vulcan altı namlulu 20 mm top ve APG-66/68 radarı yer alıyor.
İnsanlı ve insansız uçuş için modifiye edilmesi gerektiği için uçuş sistemi değiştirilen F-16’ya ‘uçuş imha sistemi’ de eklendi. Bu opsiyon, uçağın kontrol çıkması halinde devreye sokulacak. Kumanda teletmeri sistemi ise uçağın yerden kontrol edilmesini sağlıyor.
50 yılı aşkın çalışmaların ardından yüzlerce savaş jetini insansız uçurabilme konusunda büyük bir tecrübe edinen USAF, GoPro ile yapılan çekimle harcanan emeklerin görsel keyfini çıkarmasını da bildi.