Japonya kıyılarında test edilen dünyanın en büyük yüzen yapısı The Ocean Cleanup, okyanusları plastikten temizleyeceği öne sürülse de ciddi eleştiriler alıyor.
Kickstarter ile adına alışık olduğumuz kitle kaynak fonlaması, dünyanın dört bir yanındaki insanlara fikirlerini sunarak yardım toplama imkanı veriyor. Milyonlarca girişimcinin başvurduğu sistem bazıları için beklenenden fazla geri dönüş alabiliyor. Bunlara iyi bir örnek, 20 yaşındaki uzay-havacılık öğrencisi Boyan Slat.
İlk haberini iki yıl önce yaptığım Slat, fikir babası olduğu The Ocean Cleanup adı verilen mekanizmayla okyanusları zehirleyen plastik atıkları temizleyeceğini öne sürüyor. Dünyanın en büyük çevre sorunlarından birine el atması sayesinde bir anda ilgi odağı olan genç, 70 bilim insanı ve mühendisin destek verdiği 530 sayfalık fizibilite raporunu sunduktan sonra kitle kaynak ile destek aramaya başladı.
100 gün süren kampanyada, 160 ülkeden 38 bin kişi, 2,4 milyon dolarlık yardım yaparak elimiz kolumuz bağlı büyümesini seyrettiğimiz plastiklerin okyanuslardan temizlenmesi için öne sürülen en iyimser girişimi destekledi.
Alınan yardımlarla, dünyanın en büyük yüzen yapısı olarak tasarlanan, 100 kilometre genişliğindeki The Ocena Cleanup ortaya çıktı. Yani, dünyanın en büyük çevre temizliği projesi.
Neler vaat ediyor?
The Ocean Cleanup’ın sayfasında yer alan bilgilere göre, okyanuslardaki plastiği gemilerle toplamaya çalışmak 79 bin yıl sürecek. Aynı zamanda doğaya ciddi oranda CO2 yayılacak.
Okyanus akıntılarıyla kendi başına hareket eden 100 kilometrelik bir bariyeri temsil edecek The Ocen Cleanup ise ABD’nin iki katı büyüklüğündeki Büyük Pafisik Çöp Yaması’nın yüzde 42’sini 10 yıl içinde temizlemeyi öngörüyor. Kilo başına temizliğin maliyeti ise 4,53 Euro olarak hesaplanıyor.
Japonya kıyılarında geçtiğimiz yıl denemelere başlayan 2000 metre genişliğindeki prototip, istenen başarıyı gösterirse 100 kilometrelik dev sistemin inşası başlanacak ve gelecek on yıllarda okyanuslara salınacak.
Plan, dünyanın yüzen en büyük mekanizmasını ilk olarak Japonya ve Güney Kore arasındaki Tsushima adasında kurmak ve Pasifik’te iki yıl boyunca kendi haline bırakmak. Ardından, toplanması hedeflenen plastikler alternatif enerji kaynakları için kullanılacak.
Nasıl çalışıyor?
The Ocean Cleanup, kısaca dev bir bariyer dizini olarak tanımlanabilir.
Yüzen bariyerler, plastik atıkların tekne ve ağlarla toplamak yerine akıntı gücüyle kendisine doğru gelen plastiği yakalayacak. Birbirlerine bağlantılı bariyerlerin kenetli olduğu gövde, deniz yatağına bağlı olacak.
Bir santimetre bile hareket etmeden, akıntıların milyonlarca kilometrelik alanda sürükleyeceği plastiği toplayacak, deniz canlıları ve plankton gibi önemli besin kaynaklarının geçişine izin verecek.
Genel durum nedir?
Verilere kısaca bakarsak, kısa zamanda büyük aşama kaydeden projesinin aslında büyük bir endişeden kaynaklandığını da görebiliriz:
Her yıl okyanuslara 8 milyon ton plastik karıştığı ve toplam miktarın da 5,25 trilyon tona eriştiği tahmin ediliyor. Plastik, her yıl 1 milyon deniz kuşu ve 100 bin deniz canlısının yaralanması veya ölümüne neden oluyor.
Atıkların yıllık maliyeti küresel alanda 13 milyar dolar civarıyken, ABD’nin sadece kıyılarını temizlemek yüz milyonlarca dolara mal oluyor.
Slat ise Büyük Pasifik Çöp Yaması’nın neredeyse yarısını geleneksel yöntemlere göre 7,900 kat daha hızlı ve 33 kat daha ucuza temizlemeyi vaat ediyor.
Ne kadar gerçekçi?
Slat, okyanusları temizleme fikrini 2011’de dalış turuna gittiği Yunanistan’da edinmiş. Yığınla plastik atığı neden kimsenin temizlemediğine hayret ederek bu konuyu kafasına takmış.
Kısaca, devletler için okyanusları temizlemek yerine savaşmanın daha mantıklı kabul edildiğini anlamış olacak, fikrini TED konferansı ve kitle kaynak ile duyurmaya karar vermiş.
Fikir, ilham ve destek süper, ancak 2014’te hazırlanan ve onlarca bilim insanının ümit beslediği projede her şey düşünüldü mü? Sanırım hayır.
Okyanusların temizliği için mücadele veren 5gyres derneğinden Stiv Wilson, The Ocean Cleanup’un ‘boş bir çaba olduğunu’ düşünüyor. Sebebi ise derneklerinin adını temsil eden dev okyanus girdabı. Yani, The Ocean Cleanup’ın yararlanmayı düşündüğü 360 dönen dev akıntı.
Wilson, bu akıntıda ölçülemeyecek kadar büyük miktarda plastik olduğunu ve 100 kilometre genişliğindeki bir mekanizmanın bile okyanus ölçeğinde anlamsız kalacağını savunuyor.
5gyres, üretilen mevcut plastiğin sadece 5-10’unun toplandığını, yarısının arazi doldurmada kullanıldığını, geri kalanının ise okyanuslara karıştığını belirtiyor.
Gerekli sertifika henüz yok
Birtakım önemli eleştirilerde bulunan bir diğer isim, derin deniz biyoloğu Andrew David Thaler. Thaler’ın değindiği en önemli nokta, test aşamasına gelmiş olan The Ocean Cleanup’ın, geniş çaplı çevresel mühendislik projeleri için alınması gereken Environmental Impact Assesment’ı almamış olması. Söz konusu belge, gerçekleştirilecek projenin doğaya zararı olmadığını doğrulayan veriler sonucunda alınıyor.
Thaler ardından üç önemli konuya değiniyor:
1 – The Ocean Cleanup’ın derin denizlerdeki göçleri bloke etmeyeceği ve plankton gibi önemli besin kaynaklarını önlemeyeceği nasıl biliniyor? Sistemin deniz canlıları üzerindeki etkisi düzenli kontrol edilebilecek mi? Eğer sistem devre dışı bırakılması gerekirse bu nasıl olacak?
2 – The Ocean Cleanup, aslında bir FAD (balık yığıcı aygıt). Bu tür aygıtlar, derin deniz canlılarının belli bir noktaya toplanması için kullanılıyor. Bir FAD görevi görecek olan The Ocean Cleanup, deniz canlılarının geçici ve süresiz konakladıkları bir yer haline gelebilir. Avcıları da peşlerinden sürükleyecek olan deniz canlılarının göç yolları bozulabilir ve deniz ekosistemi bu durumdan büyük darbe alabilir. The Ocean Cleanup bu riskin ötesine nasıl geçecek?
3 – The Ocean Cleanup, yapacağı çalışmayla madencilik projelerine de dokunuyor. Bu kapsamda deniz yatağında madencilik yapan kurumları denetleyen Uluslararası Denizytağı İdaresi (ISA) ile faaliyetleri hakkında bilgilendirme yapması gerekiyor. Ancak ISA’dan da tamamen bağımsız hareket eden proje, okyanuslarda yürütülen faaliyetlere göre düzenlemeler yapmayacak mı?
Sonu nereye varacak?
The Ocean Cleanup büyüklüğüyle ve uluslararası kamuoyundan aldığı destekle kısa zamanda rafa kaldırılacak bir proje gibi durmuyor. Ancak Delft Üniversitesi Slat’ın süper iyi niyetli projesini n devamı için dünyayı kurtaran modundan çıkarak gerçekçi bir bilim insanı tavrı edinmesi gerekiyor.
Projenin ileri aşamalarında çok daha fazla bütçeye ihtiyacı olduğu açık. Slat’ın yapması gereken ilk iş, projenin başında var olmayan ancak zamanla kulaklarını tırmalamaya başlayan eleştirilere cevap bulmak. Aksi takdirde bütçe bulmak da bir o kadar zorlaşabilir.