Plaseboyu hiç değilse bir kez olsun herkes duymuştur. Herhangi bir etken madde içermediği halde bir ilacın,sıvının, bitkinin bir hastaya iyi gelmesi onu gerçekten tedavi etmesi durumudur. Burada etken madde yok diyoruz ama aslında var.
Zihin ve inanç burada duran asıl etken maddedir. Zihnimizi doğru noktaya gerçekten inanarak odakladığımızda nelerin meydana gelebileceğini görmek oldukça ilginç gerçekten. Tabii plasebo etkisini hastalık özelinde düşünmek, alanı daraltmak pek olmaz. Genel manada telkin sonucu gözle görülür ölçüde meydana gelen değişiklikler olarak tanımlamak en doğrusu olacaktır.
Peki daha önce Nosebo diye bir şey duydunuz mu ?
Aslına bakarsanız plasebo etkisinin tam tersi demek en kısa yanıtı olacaktır. Yani plasebo etkisinde “olumlu” bir değişim söz konusu, ancak noseboda tam tersi “olumsuz” bir değişim gözlenmektedir.
Kısa bir örnekle açıklayalım, örneğin; Hamile bir bayan hormonlarının ve psikolojisinin de etkisi ile oldukça takıntılı ve pinpirikli bir ruh hali içindedir. Kullanması gereken bir ilaç vardır, doktoru ona ilacı kullanmasında herhangi bir sorun olmadığını söylese de, o tam olarak ikna olmaz ve ilacın prospektüsünü açmak suretiyle orada bulunan “yan etkiler” başlığını okur.
Yan etkiler ise şöyledir; “Deri döküntüsü, kaşıntı, mide ağrısı…” Hamile bayan içten içe kendini telkin etse dahi gerçekten zihninde bu semptomları nasıl anlamlandırdığını kendisi dahi bilmeyebilir. Bir süre sonra takıntılı ruh halinden kurtulamayan bayanda deri döküntüsü, kaşıntı ve mide ağrısı gözlenebilir.
Burada dikkat edilmesi gereken, gözlemlenen sonuçların ilacın oluşturduğu yan etkiler değil, nosebo etkisi ile oluşmuş istenmeyen etkiler olma ihtimalinin daha baskın olmasıdır.