Pazar, Kasım 24, 2024
More

    Neandertal beyninin nasıl geliştiğini açıklayan en önemli delil elde edildi

    On binlerce yıl önce yaşam alanlarını gasp ederek yok oluşlarına sebep olduğumuz Neandertaller, modern bilimin halen birçok sorusunu cevaplamaya çalıştığı büyük bir gizem. Bulmacanın ortaya çıkan her bir yeni parçası da karşımıza çıkan tabloyu biraz daha karmaşık ve kafa karıştırıcı hale getiriyor.

    Arkeologlar 1990 yılında İspanya’nın El Sidron mağarasında 50,000 yıl önce ölmüş sekiz yaşındaki bir Neandertal fosiline ulaştı. El Sidron J1 adı verilen fosil, mağarada 10’u aşkın aile üyesiyle beraber bulundu. Bebek ve yetişkin dişleri, birkaç omurga, kaburgalar, parmak ve bacak kemikleri ile kafatasının bir kısmı gün yüzüne çıkan El Sidron J1, bilim insanlarını fazlasıyla şaşırtacak bulgular taşıyordu.

    Science dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, ölüm sebebi bilinmeyen Neandertal çocuğun vücut büyüklüğü kendisiyle yaşıt bir Homo sapiens ile aynı civardaydı. Ancak oldukça ilginç farklılıklar da söz konusuydu: Beyin gelişimi henüz durmamıştı. Ayrıca boynundaki ve gövdesindeki iki omurga 4-6 yaş arası bir Homo sapiens gelişimiyle benzerlik gösteriyordu.

    Burada düşmemiz gereken not, Homo sapiens’in beyin büyümesinin 7 yaş civarında durması (gelişiminin değil). El Sidron J1 ise 7,7 yaşındaydı ve beyni erişmesi gereken büyüklüğün yüzde 87,5’ine erişmişti.

    Neandertaller hayata dönebilir mi?
    El Sidron J1’in çıkarılan tüm kemikleri. [Paleoanthropology Group MNCN-CSIC]

    Kim daha hızlı gelişiyordu?

    Araştırmada yer almayan Nortwestern Üniversitesi’nden antropoloji profesörü Chris Kuzawa, “fosilin bir uyarı niteliği taşıdığını ve her insan farklı gelişim özellikleri ve beyin boyutuna sahip olabileceği için kesin bir çizgi çekilemeyeceğini” belirtti.

    Yine de, bulgular Neandertallerin büyüme sürecinde insanlara fazlasıyla benzerlik gösterdiği yineliyor. Çocukların yetişmesi için geçen vakit, ebeveynlerin onlar ile ilgilenmesi gereken süreyi belirliyor. Bu süreç, beynin tam boyutuna ulaştığı ana kadar yeni bireyin çevresi ve insanlarla etkileşimini belirliyor.

    Neandertal ve insanların yaklaşık yarım milyon yıl önce ortak bir ataya saihp olduğu, ardından ikiye ayrıldıkları kabul ediliyor. Zamanla birbirleriye ilikiye giren ve melezler üreten iki ırktan Neandertaller yaşam alanlarının daralması ve uğradıkları soykırım nedeniyle hayatta kalamadı (başka faktörler de mevcut). The Verge’e konuşan California Üniversitesi’nden antropolog Tim Weaver, “Neandertalleri insanlık tarihindeki bir diğer deney olarak kabul edebilirsiniz” diyerek güzel bir özetleme yapmış.

    Beyinleri bizimkinden çok az daha büyük olan Neandertallerin sanılandan çok daha akıllı olduğu yakın geçmişteki araştırmalar ile doğrulanmıştı. Neandertal dişlerine odaklanan araştırmalar ise akrabalarımızın bizden daha hızlı büyüdüğünü savunuyordu. Bazı araştırmalar ise büyük beyinleri daha yavaş geliştiği için yetişme süreçlerinin daha uzun olduğunu öne sürüyordu.

    Kartal pençesinden mücevher yapıyordu
    El Sidron mağarası. [Paleoanthropology Group MNCN-CSIC]

    Araştırma nasıl yapıldı?

    Günümüze dek kesinlik kazanmadan ulaşan soru işaretleri El Sidron J1 sayesinde ortadan kalkabilir. Araştırmada yer alan Madrid Doğal Bilimler Müzesi’nden Antonio Rosas, ilk olarak çocuğun dişlerini inceledi. Her gün dişlerde oluşan mine tabakasından yola çıkarak, El Sidron J1’in öldüğünde 7,7 yaşında olduğunu belirledi. Çocuğun büyüme sorunu veya bir hastalığı yoktu.

    Ardından Neandertal çocuğun diş ve kemikleri Homo sapiens çocuklarınki ile karşılaştırıldı. Kemiklerde neredeyse bir farklılık bulunmazken, beyin boyutu ve iki omurgasında yukarıda bahsedilen farklılık tespit edildi. Araştırmada yer almayan Zürih Üniversitesi’nden antropolog Christoph Zollikofer, “diş, beyin, omurga ve kemiklere dayanan geniş kapsamlı araştırmanın Neandertal-insan gelişimi arasındaki farklılığı anlamak adına önem taşıdığını” belirtti.

    Genel olarak insandan daha yavaş bir gelişime işaret eden Neandertal fosili, beynin çok daha yavaş kaldığına işaret ediyor. Bu da Neandertallerin çocuklarını yetiştirmek için insanlardan çok daha fazla zaman harcadığını gösteriyor olabilir. Zollikofer, yetişkin Neandertal beyinlerinin boyutları arasında değişim olduğuna dikkat çekti. Kısaca, El Sidron J1’in beyin gelişimi belki de insan çocuğuyla kıyaslanınca normaldi.

    Geldiğimiz noktada, Zollikofer’in altını çizdiği ‘istatistiksel sorunları’ aşmak için çok daha fazla Neandertal çocuğu bulmamız gerekiyor. En son araştırma, Avrupa’nın ilk sanat eserlerini (mağara çizimlerini) insanlardan önce yaptıkları bilinen Neandertaller hakkında net bilgi sunmak yerine kafa karıştırıyor.

    Neandertal DNA’sına göre atalarımız Afrika’dan daha erken göç etti

    Antonio Rosa, El Sidron J1’in iskeleti ile poz veriyor. [Andrés Díaz-CSIC Communication]
    Konuya değindikten sonra araştırmanın bana neler düşündürdüğünü kısaca belirtmek istiyorum. Dünyanın tarihini bırakın, halen insanlık tarihini anlamak konusunda son derece yetersiz kaldığımız bir gerçek. Toprağın ve okyanusların altında keşfedilmeyi bekleyen sayısız antik kalıntı ve fosil beklerken, bugün gözümüzün önündeki eserleri bile inceleme ve yorumlama konusunda çok yavaşız. Tabii ki titiz ve sonucu başarılı araştırmalar yürütebilmek birçok faktöre bağlı. Ancak atalarımızla binlerce yıl önce yaşamış en yakın akrabamızı bile tam olarak anlayamamak, elimizde ne kadar az delil olduğunun bir göstergesi. Homo sapiens’in Afrika’dan ilk göç ettiği tarihin bile yanlış olduğunu daha yeni yeni ortaya çıkarmış durumdayız. Homo erectus, Denisovan insanları gibi antik ırkların nasıl yok oldukları bile halen bilinmiyor. Bilim, çok daha fazla insana ve nihayetinde bütçeye ihtiyaç duyuyor. Eğlence sektörünün ve çatışmaların başı çektiği bir dünyada bunu istemek delilik bile kabul edilebilir.

    EN COK OKUNANLAR

    İlgili Makaleler