Pazartesi, Aralık 30, 2024
More

    NASA ve SpaceX, yörüngeye yakıt taşıma teknolojisi geliştirecek

    NASA, uzay keşif alanındaki öncü teknolojileri geliştirmek adına 10 ABD’li uzay-havacılık şirketi ile 19 işbirliği anlaşması imzaladı. SpaceX ile yörüngede yakıt ikmali teknolojisi geliştirilecek.

    Yeni nesil iniş sistemleri ve robotik bitki tarlaları gibi oldukça fütürist mühendislik projeleri için 10 ABD’li firma ile işbirliği yapan NASA, zamanında defalarca elinden tutarak iflastan kurtardığı SpaceX ile çok kritik bir alanda işbirliği yaptı.

    NASA’dan yapılan açıklamada, SpaceX’in yeni projede Glenn Araştırma Merkezi ve Marshall Uzay Uçuş Merkezi ile beraber çalışacağı belirtildi. Yörüngeye yakıt taşınması için geliştirilecek teknolojinin, Starship uzay aracının geleceği için önemli bir adım olduğu ifade edildi.

    aSpaceX, NASA’nın 2024’te Ay’ın güney kutup bölgesine astronot göndermeyi ve kalıcı üs ile yörünge istasyonu inşa edilmesini kapsayan Artemis programında da yer alıyor. NASA, “SpaceX’in Falcon Heavy ve Starship gibi gelişmiş roket ve uzay araçları ile Ay ve Mars planlarını hızlandıracağını” belirtti.

    En zorlu teknolojilerden biri

    SpaceX’in önde gelen mühendislerinden biri olan ve Starship projesinin başında yer alan Paul Wooster, “yörüngede yakıt ikmali yapmayı mümkün kılacak teknolojinin geliştirilmesini Mars yolculuğu öncesindeki en zorlu basamaklardan biri” olarak görüyor.

    SpaceX’in Mars yolculuğu planı, Super Heavy roketi ile Starship uzay gemisinin yörüngeye ateşlenmesiyle başlıyor. Starship’in, motorlarını Mars rotasına sokmadan önce yörüngede yakıt tanklarını doldurması gerekiyor. Hesaplamalar, taşıma yüküne sahip Starship uzay gemisinin Mars’a ulaşabilmek için yörüngeye çıkması için gereken yakıtın beş katına ihtiyaç duyduğunu gösteriyor. Bu da, yüzlerce ton metan ve sıvı oksijenin yörüngeye taşınması şart demek.

    Starship uzay aracının iç yapısı. [SpaceX]

    Geçmişte NASA’da çalışan ve bugün Colorado Üniversitesi Mühendislik ve Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu’nun dekanı olan Bobby Braun, yakıt ikmalinin önemini şu şekilde vurguluyor:

    “İnsanın derin uzayda uzun süreli keşif yapmasını sağlayacak teknolojileri sıralayan yerden tavana kadar çıkan araştırmalarım var ve hepsinde derin uzay yakıt ikmali yer alıyor… Bu teknoloji uzay keşfinin sürdürülebilirliği için anahtar teknolojiyi temsil ediyor.”

    Braun, NASA ile yaptığı son anlaşma ile “SpaceX’in artık tecrübeli bir uzay taşımacılık firması olarak kabul edildiğini” belirtti. Ayrıca, her ne kadar Glenn ve Marshall araştırma merkezlerinde geliştirilen düşük bütçeli roketler ile derin uzay roketi Space Launch System (SLS) ciddi bir rekabet oluştursa da, yakıt ikmali teknolojisi için işbirliği şart.

    NASA, geçmişte sıvı oksijen, hidrojen ve metan gibi uzay aracı yakıtlarının uzaya taşınması ve orada depolanması üzerinde yoğun çalışmalar yapmış olsa da, çok daha fazla ilerleme gerekiyor. Yakıtlar uzayda fazlasıyla uçucu olduğu gibi hidrojen atomları direkt metal yakıt tanklarından kaçabiliyor. NASA ve diğer uzay-havacılık kurumlarını kapsayan yeni Space Act Agreement kapsamında, kritik teknolojilerin geliştirilmesinde yer alacak mühendisler ve tesisler NASA Uzay Teknolojileri programı kapsamında finanse edilecek.

    Mars’a ulaşabilmek için sürdürülebilir ileri teknolojileri hayata geçirmek şart. [SpaceX]

    Politik zorluklar nasıl aşıldı?

    NASA 2010 yılında ileri teknolojilerin geliştirilmesinin önünü açmak için Uzay Teknolojileri programını hayata geçirdiğinde, Braun projede teknoloji şefi olarak yer almıştı. Obama hükümeti ile Kongre arasında uzay politikası üzerinde kavga yaşandığı yıllarda, Beyaz Saray yeni nesil yakıt depoları gibi teknolojilere odaklanmak istiyordu. Kongre’nin amacı ise roket inşasına devam etmekti (Obama’nın o dönem Ay’a geri dönülmesini hedefleyen Constellation programını iptal ettiğini de unutmayalım).

    Nihayetinde Kongre’nin istediği oldu ve yıllık maliyeti 2 milyar doların üzerindeki SLS seçildi. Alabama eyaletinden senatör Richard Shelby’nin desteklediği SLS projesi, NASA’nın Alamaba uzay merkezini fazlasıyla meşgul etti. Ancak uzayda yakıt ikmali teknolojisinin eksikliği projeyi tehdit ediyordu. Bunun için öncelikle NASA’nın küçük ve daha ucuz roketler ile keşifler yapması gerekiyordu.

    Ars Technica’da yer alan bilgiye göre, konuyla bağlantılı olan bir yetkili o dönem şu açıklamayı yaptı: “Senatör Shelby NASA’yı arası ve eğer yakıt depoları hakkında bir kelime daha duyarsa Uzay Teknolojisi programını iptal edeceğini” söyledi.

    Starship, Mars’a iniş yaptıktan sonra Dünya’ya geri dönmek için fazlasıyla yakıta ihtiyaç duyacak. [SpaceX]

    Dahası, NASA’nın eski Başkanı Mike Griffin ve Ulusal Uzay Konseyi yönetici sekreteri Scott Pace 2011 yılında Space News sayfasında yakıt tankları projesine yönelik eleştiri yayınladı. Eleştirilerinde “yakın dönem uzay mimarisinde yakıt depolarının hayali bir ürün olduğu ve yetersiz varsayımlara dayanan bir dikkat dağınıklığı sebebi olduğunu” belirttiler.

    İronik olarak, ilk yıllarında Orion uzay kapsülü dahil birçok başarılı denemesi yapılan SLS derin uzay görevleri için belirlenen takvimin fazlasıyla gerisinde kalmış durumda. Roketin Artemis planı kapsamında 2024 yılında kullanıma hazır olup olmayacağı belli değil. Muhtemelen bu boşluğu SpaceX Super Heavy ve Starship dolduracak.

    NASA’daki bazı mühendisler yakıt deposu ve taşınması sorununu çözümlemek için 2011’de 400 milyon dolar bütçeli bir plan sundu. Plan kapsamında teknolojinin uzayda test edilmesi de yer alıyordu. Mühendisler, büyük roketler ile yörüngede yakıt ikmalinin sürdürülebilir uzay keşfi için kaçınılmaz olduğunu savundu. Yine de Kongre yetersiz desteklediği projenin yer testleri ile sınırlı kalmasına neden oldu.

    O dönem NASA’ya danışmanlık yapan isimlerden biri olan Charles Miller, yakıt depolarının uzay keşif görevlerinin masrafını belirgin ölçüde düşüreceğini gösteren araştırmalarda yer almıştı. Miller, geçtiğimiz hafta yaptığı açıklama ile ABD Başkanı Donald Trump ile NASA Başkanı Jim Brindenstine’ı Uzay Teknoloji programını rayıya oturttukları için tebrik etti:

    Ars Technica’ya konuşan Miller, “NASA’ın oyunu değiştirdiğini fark ettiği teknoloji, kapitalizm. Uzay Teknolojileri programı, NASA yönetiminin uzay araçlarının yeniden kullanılabilirliğini ticari kamu-özel işbirlikleri ile nasıl bir araya getireceğini öğrendiğini gösteriyor.”

    ABD’nin 2010-19 dönemindeki uzay politikaları dosyasına bir bölüm eklemiş olduk.

    EN COK OKUNANLAR

    İlgili Makaleler