‘Europa Report’ filmini izleyenler NASA’nın en son araştırmasını okuduğunda filmdeki sahneleri hatırlayacaktır. Jüpiter’in buzul uydusuna gönderilen ilk keşif ekibi hayatlarına mal olsa da buzul tabakanın altında saklanan organizmayı keşfetmeyi başarıyordu.
Bu akşam NASA’nın düzenlediği canlı yayın, onlarca yıl sonra Güneş Sistemi’ndeki buzul uydularda gerçekten canlı yaşamı keşfedebileceğimize işaret eden ilk önemli bilgileri sundu. Yapılan açıklamada, Satürn sisteminde 12 yıldır gözlem yapan Cassini’nin buzul uydu Enceladus’ta yaşam olup olamayacağına dair elde ettiği bilgiler sunuldu. Sonuçlar, Enceladus’un buzul yerkabuğunun altındaki okyanusta yüksek ihtimalle mikroorganizmaların olduğunu gösterdi.
Science dergisinde yayımlanan bilgilere göre, Cassini’nin verileri Enceladus’un yüzeyindeki çatlaklardan sızan su buharında hidrojen olduğunu ortaya çıkardı. Bu bulgu, Enceladus’un saklı okyanusunda sıcak noktalar olduğunu gösteriyor. Yüzeydeki çatlaklardan püsküren buzul suda tespit edilen hidrojen, buz gibi suların okyanus tabanındaki sıcak noktalarla etkileşime girdiğine ve küçük organizmaların hayat bulabileceği mükemmel noktaların bulunduğuna işaret ediyor.
zamanlarında bazı ilk yaşam formlarının bu şekilde ortaya çıktığına inanıyor. Enceladus için de aynı durumun geçerli olmaması için hiçbir sebep yok.
NASA: ‘Dünya dışı yaşamı 10 yıl içinde bulacağız.’
Kesin delil henüz yok
Cassini, ilk kez 2005 yılında Enceladus’un yüzeyinden püsküren su buharınını izini elde etmişti. Aradan geçen yıllarda Enceladus’ta hidrotermal faaliyetlerin olup olmadığı anlaşılamamıştı ancak hidroejenin tespiti bu şüpheyi neredeyse ortadan kaldırdı. Dünya’daki hidrotermal bacalarda şeker gibi hidrojen tüketerek yaşayan birçok mikroorganizma olduğu biliniyor. Kısaca, aynı şekilde Enceladus’un okyanuslarında hidrojen yiyerek beslenen mikroorganizmalar olabilir.
NASA, Enceladus’ta henüz karides veya diğer deniz canlılarının yaşayıp yaşamadığına dair delile sahip değil. Ancak hidrojen keşfi, en azından mikrobiyolojik yaşam için önemli bir işaret. NASA gökbilimcileri, yapılan en son keşiflerle beraber “Enceladus’un yaşanabilirliğine dair önemli bir bilgi elde ettiklerini ve eğer orada mikroplar varsa hayatta kalabileceklerini” belirtti.
Deri dalışlar sayesinde keşfedildi
Satürn sisteminde 2004’ten bu yana gözlem yapan Cassini, bugüne kadar Enceladus’ta yaşam için temel olan altı elementten dördünü keşfetti. Bunlar karbon, hidrojen, nitrojen ve oksijen. Uzay aracı aynı zamanda Enceladus’un su buharında biyolojik yaşamla bağlantısı bulunan metan gazı da keşfetmişti. Ancak yaşamın temel elementlerinden fosfor ve sülfüre şu ana kadar rastlamadı.
Satürn sistemindeki son aylarını gezegenin uydularına ve halkalarına yaptığı ‘dalışlarla’ geçiren Cassini, Ekim 2015’te Enceladus’un güney kutup noktasına önceden hiç olmadığı kadar yaklaştı. Yüzeye 50 kilometre yaklaştığı dalışta, Cassini ‘kütle spektrometresi’ adı verilen donanımı ile su buharındaki parçacıkları analiz etti.
Spektrometrenin ayarını değiştirerek, tespit ettiği hidrojenin kendisinden gelip gelmediğini kontrol etti (Su buharı donanımlara çarparak kimyasal tepkime ile hidrojen oluşturabiliyor). Verilen komutla, Cassini ‘açık kaynaklı’ analiz gerçekleştirdi. Yani, su buharı parçacıkları donanım parçalarına değmeden incelendi ve hidrojen tespit edildi.
Enceladus’ta yaşam olup olmadığı, en azından mikropların var olduğu ve eğer var iseler ne kadar çeşitli oldukları halen çok araştırma gerektiriyor.

Güneş Sistemi’nde Dünya dışı yaşamı bulmaya yakınız
Cassini, 22 Nisan günü Satürn görevindeki son aşamaya girerek ‘Büyük Final’i başlatacak. Uzay aracı gaz devi ve halkaları arasında 22 mekik dokuduktan sonra Satürn’e kamikaze yaparak efsane olacak.
Cassini, son yıllarda giderek artan bir beklentiyi doğrulamak adına en büyük adımlardan birini attı: Güneş Sistemi’ndeki buzul uydularda yaşam olma ihtimali. En büyük adaylar ise Dünya’ya yakınlıklarına göre Titan, Enceladus ve Europa. Her biri gelecekte bir gün buzul koloni olabilecek uyduların, mikroorganizma veya bitki seviyesinde yaşam barındırma ihtimali çok yüksek kabul ediliyor. Harvard-Smithsonian Astrofizik Merkezi’nde görevli Dr. Bülent Kızıltan da yıllar önce bu olasılığın altını çizmişti.
Güneş Sistemi’nde Dünya dışı yaşam bulunması, kesinlikle insanlığın geleceği için yeni bir çağı temsil edecek. Karşımıza ilk ne çıkacağını bilmek güç olsa da, NASA yakın gelecekte kesin delili bulacağımızdan neredeyse emin.