Yeni araştırma, bilim insanlarının yıllardır teorileştirdiği şeyi doğruluyor;
Ay’ın kuru bir yüzeyi olmadığı gerçeği.
NASA’nın Kızılötesi Gökbilimi için Stratosfer Gözlemevi (SOFIA), Ay’ın aydınlık tarafındaki suyu ilk kez doğruladı. Bu keşif, suyun Ay yüzeyine dağılmış olabileceğini ve soğuk güneş görmeyen bölgeleri ile sınırlı olmadığını gösteriyor.
Nature Astronomy dergisinde yayınlanan bir araştırmaya göre, bu su Ay’ın diğer karanlık yüzeylerinde buz halinde yayılmış olabilir. Araştırma, bir gün astronotların uzun süre orada yaşamalarını sağlayabilecek Ay suyunun varlığına dair uzun süredir devam eden teorileri doğruluyor.
SOFIA teleskobu, Ay’ın güney yarım küresinde bulunan, Dünya’dan görülebilen en büyük kraterlerden biri olan Clavius Krateri’nde aslında az miktarda su molekülleri (H2O) tespit etmeyi başardı diyebiliriz. Ay’ın yüzeyine ilişkin önceki gözlemlerde hidrojen tespit edilirken, su (H2O) ile onun yakın kimyasal akrabası olan hidroksil (OH) arasında belirleyici bir ayrım yapılamamıştı.
NASA’da keşif bilimci olarak görev yapan Jacob Bleacher;
“Su, hem bilimsel amaçlar hem de kaşiflerimiz tarafından kullanılmak üzere değerli bir kaynaktır. Ay’daki kaynakları kullanabilirsek, yeni bilimsel keşiflere olanak sağlamak için daha az su ve daha fazla ekipman taşıyabiliriz.”
Bir karşılaştırma yapacak olursak Sahra Çölü, Ay’ın yüzeyinde tespit edilenden 100 kat daha fazla su miktarına sahip. Küçük miktarlara rağmen keşif, suyun nasıl oluştuğu ve Ay yüzeyinde nasıl kaldığı hakkında yeni sorular ortaya çıkarıyor.
Daha önce su, buz halinde bulunmuş muydu?
SOFIA’nın sonuçları, Ay’daki suyun varlığını inceleyen yıllarca yapılan önceki araştırmalara dayanıyor. 2018 yılında yapılan araştırmada Ay’ın kutuplarında bazı kraterlerin karanlıkta kalan köşelerinde kalıcı halde milyonlarca ton suyun buz halinde bulunduğu açıklanmıştı.
Bugünlerde ise bu tür donmuş su barındıran bölgelerin sadece kutuplardaki kraterlerinde değil, aslında Güneş görmeyen her gölge bölgesinde bulunduğu anlaşıldı.
Bilimsel olarak ilginç ve beklenmeyen olarak tanımlayabileceğimiz bu keşif Ay’ın geçmişi hakkında bilgiler verebilecek olmasının yanı sıra suyun oraya nasıl geldiği ve orada nasıl kaldığı ile ilgili de bir takım soruları doğuracaktır.