Türkiye’nin batısında kara hasret kaldığımız kış ayları, muhtemelen geleceğin çok küçük bir yansıması. Çünkü yıllardan beri Antarktika hakkında yapılan uyarılar hiçbir şekilde tersine dönmüyor. En son endişe verici açıklama, buz kıtanın kıyılarındaki buzul erimesinin en yüksek boyuta ulaştığına dair.
Antarktika’dan son yıllarda birçok buzul parçasının koptuğunu biliyoruz. Bu parçaların tamamen erimesi ise su seviyesinin belirgin derecede artmasına neden olabilir. Önüne geçilemeyen bu süreç, belki de 100 yıl sonra Kevin Costner’ın “Su Dünyası” gibi bir kıyamet senaryosunu bile tetikleyebilir. Peki umrumuzda mı? Tabii ki hayır.
Bilinçli, az-çok bilinçli veya bilinçli olma potansiyeli taşıyan insanlar için hazırlanmış en son araştırma, Landsat 7 ve 8 uydularının 2013-2015 yılları arasında topladığı verilerle oluşturulan haritayı içeriyor. The Cryosphere dergisinde yayımlanan harita, uydulardan yapılan radar ölçümlerinin yanı sıra Operasyon Buz Köprüsü gibi gözlemlerde toplanan verilere dayanılarak hazırlandı. Antarktika’nın buz kalınlığı ve hareketini gösteren harita tek bir gerçeği gözler önüne seriyor: Buzullar hiç olmadığı kadar hızlı eriyor.
Verilere göre, 2008-2015 yılları arasında Antarktika’dan kopan buz miktarı yıl başına ortalama 36 milyar ton olarak belirdi. Genele bakıldığında, bu miktar Antarktika’da her yıl yaşanan buz akıntısının çok küçük bir kısmı. Bu rakam yıllık 2,000 milyar ton. Büyük bir kısmı mevsimlik yağışlar ve eriyen buzun tekrar donmasıyla geri kazanılıyor.
Ancak önemli olan detay, kayıpların hangi noktalarda yaşandığı. Veriler, Batı Antarktika’da yer alan ve Pine Adası ile Thwaites buzullarına ev sahipliği yapan Amundsen denizi bölgesindeki buzulların yaklaşık %80’inin kaybedildiğini gösterdi. Küresel su seviyesinin yaklaşık 1,4 metresini kontrol eden bu bölgesi, buzulların düzensiz konumları nedeniyle geçmişte Antarktika’nın “zayıf bel altı” olarak tanımlanmıştı.
Antarktika’dan 1.1 trilyon ton ağırlığında buzul koptu
Yeni teknolojiler Dünya’ya zaman kazandırabilir
En son araştırmada, Antarktika’nın Getz Buz Sahanlığı’na doğru önceden bilinmeyen bir buzul akıntısı başladığı da ortaya çıktı. Aynı zamanda Antartkika Yarımadasının batısındaki Marquerite Körfezi’ni besleyen buzulların da hızlandığı anlaşıldı. Tüm bunların yanında, çok daha büyük buzul dağlara sahip olan Doğu Antarktika’nın şu an için düzen için olduğu görüldü.
Yine de Doğu Antarktika’nın ne kadar sağlamlığını koruyacağı da oldukça belirsiz. Maine Üniversitesi’nden Ellyn Enderlin, “buz kaybının ortaya çıkardığı desenlerin çok şaşırtıcı olmadığını ancak buz sahanlığının iklim ile dengesini kaybetmekte olduğunu ve ileride dengesizliğin artacağını” söyledi.
Antarktika’da CO2 oranı son 4 milyon yılın zirvesinde
Bilim insanları kullanılan yeni araştırma yöntemleri sayesinde buzul kıtadaki değişimleri çok daha iyi anlayabileceklerini umuyor. Özellikle gözlem uyduları tarafından elde edilen ve buzul hareketlerinin an be an hareketinin tespit edilmesini sağlayan yüz binlerce fotoğraf, 10 yıl önce var olmayan imkanlar sunuyor.
Araştırma makalesinin baş yazarı, NASA Jet İtki Laboratuvarı’ndan (JPL) Alex Gardner ise “Yeni bir döneme giriyoruz… Bu projede üç yıl önce çalışmaya başladığımda buz akıntısını gösteren tek bir harita vardı. 10 yıllık verilere dayanan bu harita 2011’de yayımlandığında devrimsel bir gelişme olarak görülmüştü” ifadesini kullandı.
Gardner, hızlı değişimin tespit edildiği noktaları sahadan daha iyi gözlemleyeceklerini belirtti. Bu sayede bilim insanları buzulların neden çekildiği ve parçalandığı sorusunun cevabını net olarak bulmayı umuyor. Gelişen teknoloji sayesinde Antarktika’daki soruna teşhis koymayı başarırsak, gezegenimizin ömrünü uzay-keşfine yeterli vakit kalacak kadar uzatabiliriz.