Sadece YouTube’da günlük 4 milyar video izlendiğini ele alırsak, teknoloji firmalarının giderek büyüyen veri merkezlerinin bakımını üstlenmekte ne kadar zorlandığını anlayabiliriz. Hızla gelişen SSD (solid drive disk) teknolojisi sayesinde sunucuları soğutmak çok daha kolay olsa da, Microsoft’u nihai çözüm aramaktan alıkoymuş değil.
‘Natick‘ adını taşıyan proje, Microsoft’un son dönemdeki en ilginç Ar-Ge çalışmalarından birini temsil ediyor. Yazılım ve yeni nesil donanım devinin hedefi, veri merkezlerini suyun derinliklerine taşıyarak ciddi maliyet tasarrufu yapmak.
Microsoft’un aynı zamanda çevre dostu olduğunu belirttiği projenin temelleri 2013’te atıldı. Veri merkezi çalışanlarının önerisi üzerine geliştirilen ilk prototip, Ağustos 2014’te California açıklarında suya indirildi ve 105 gün boyunca sualtında kaldı.
2,5 metrelik çelik bir kafes içinde üç aydan fazla sualtında kalan veri merkezi, karaya çıkarıldığında neredeyse ilk günkü kadar iyi çalışıyordu. New York Times’a konuşan proje üyelerinden bilgisayar tasarımcısı Ben Cutler, “Su ve elektrik? Bunu neden yaparsınız ki diye düşündüm… Ancak biraz üzerinde düşününce, oldukça mantıklı” ifadesini kullandı.
Avantajları neler?
Microsoft’un Natick projesini devam ettirmesini sağlayan birçok faktör mevcut. Bunlardan ilki, firmanın belirttiği üzere dünya nüfusunun yarısının okyanuslara 200 kilometre mesafede yaşaması. Böylece ektra kapasite sorununu aşmak çok daha kolay olabilir.
Bir ikinci faktör, karada inşa edilen veri merkezlerine kıyasla çelik bir ‘veri kapsülünün’ 90 günde hazır hale gelmesi. Son olarak, gelecekte sualtında inşa edilecek türbinler veya dalga kuvvetine dayalı mekanizmalar sayesinde veri merkezlerinin kendi elektriklerini üretebilecek olmaları.
Burada akla gelen ilk soru, bakımı kimin yapacağı? Nihayetinde sayısız müşterinin son derece önemli bilgilerini saklayan veri merkezleri sürekli gözetim altında işletiliyor. Microsoft ise sualtı veri kapsüllerinin ileri teknoloji sayesinde ‘karanlıkta son derece güvenli olacağına’ inanıyor. Firmaya göre her bir kapsül 10 yıl insan eli değmeden hizmet verebilir.
NYT’de yer alan bilgiye göre, firmanın ürettiği ilk prototip olan Leona Philpot, nitrojen dolu basınçlı bir haznede tek bir bilgisayar sistemi içeriyordu. Mühendisler, yüzden fazla alıcıyla kapsüldeki değişimi takip etti. Nem, basınç ve hareketin sürekli izlendiği kapsülün sesi karidesler tarafından bastırılırken, ortaya çıkan ısının birkaç santimetre genişliğindeki alanı etkilediği anlaşıldı.
Veri merkezlerinin büyüme hızı, bulut teknolojisine artan taleple katlanmış durumda. Natick projesi henüz gelişme aşamasında olsa da, yakın gelecekte kıyıları hazine sandığı gibi veri merkezleri saklayan çelik kapsüller sarabilir.