Pazar, Aralık 22, 2024
More

    “Mars’ta yaşamı aslında 40 yıl önce keşfettik”

    NASA’nın 1976’da düzenlediği Viking görevinde yer alan bilim insanı Gilbert Levin, elde edilen deney sonuçlarının Kızıl Gezegen’de bir zamanlar hayat bulunduğuna dair delil sunduğunu belirtti.

    Mars, Dünya’nın ardından insanlığın yaşayabileceği ilk gezegen olma özelliğini taşıyor. Bugün atmosferi ve okyanuslarından arınmış olmasına rağmen halen sıvı su ve buz su bulunduran Mars, aynı zamanda Dünya dışı yaşam potansiyelini taşıyan gezegenlerden biri. NASA’nın eski bilim insanlarından Gilbet Levin, ABD’nin Kızıl Gezegen’e indirmeyi başardığı ilk keşif araçları ile Dünya dışı yaşama dair delili çoktan elde ettiğini düşünüyor.

    Scientific American’a açıklamalarda bulunan Devin, Viking 1 ve Viking 2 görevlerinde görev almıştı. Uzay araçlarının amacı, Mars’ın yüzeyine inerek topraktan alınacak numuneler üzerinde deney gerçekleştirmek ve fotoğraflar çekmekti. Levin, “Labeled Release” yaşam tespit deneyinde aksi savunulamaz delil elde ettiklerini belirtiyor.

    Deney kapsamında, Viking uzay aracı Mars toprağını nitrojen bazlı besin solüsyonu ile karıştırdı. Solüsyon, kendine has bir radyoaktif karbon bileşeni ile işaretlenmişti. Teoriye göre, topraktaki mikroorganizmaların solüsyonu metabolize etmesi halinde radyoaktif karbondioksit ortaya çıkacaktı.

    Levin, deneyin ilk sonuçlarının mikroorganizmaların varlığına işaret ettiğini ve aralarında yaklaşık 6,500 kilometre mesafe bulunan her iki Viking uzay aracı tarafından doğrulandığını ifade etti.

    Levin, elde edilen sonuçlardan son derece emin. Çünkü Dünya üzerinde gerçekleştirilen toprak ve mikrobiyal kültür içerikli binlerce güvenilir deney sonuçları doğrulamıştı.

    Yine de, eriştiği sonuçların karşısında büyük bir “engel” belirmişti. NASA, ilerleyen deneylerde “uzay araçlarının iniş bölgelerinden alınan toprak numunelerinde canlı mikroorganizma bulunmadığını” açıklamıştı.

    Curiosity. [NASA]

    Canlı yok ama sıvı su halen var?

    Mars keşfi için yapılan on milyarlarca bütçelik projeler ile gelen keşifler, Kızıl Gezegen’in antik zamanlarında Dünya’nın küçük ikizi olduğunu göstermişti. Levin, aradan geçen yıllarda birbiri ardına gelen keşiflerin 1976’da ulaştığı sonuçları doğrular nitelikte olduğunu söylüyor. Yüzeyde sıvı su bulunmasından tutun metan, amonyak tespit edilmesi bu keşiflerden bazıları. Hatta, Levin halen görevi süren Curiosity’nin çektiği yüzey fotoğraflarından “solucan benzeri yapıların” yer aldığını savunuyor.

    Bunlara rağmen, Levin’e göre NASA Mars’ta canlı yaşam olduğu gerçeğinden uzak kalmayı tercih etti. 1976’dan itibaren gerçekleştirilen görevlerde direkt yaşam delili aramak yerine, Levin NASA’nın “önceliğini” yerine getirmediğini düşünüyor.

    Mars Yörünge Kaşifi tarafından görüntülenen Viking 1 ve iniş bölgesi. [NASA]

    Mars 2020 uzay aracı, Kızıl Gezegen’de toplayacağı numuneleri Dünya’ya geri getirilmeleri için saklayacak. Levin, bunun yerine 1970’lerdeki deneylerin benzerlerinin yapılmasını ve mikrobiyolojik yaşam delinin aranması gerektiğini savunuyor.

    Mars’ın keşif tarihi boyunca akla birçok soru getiren açıklamalar, NASA’nın planlarını nasıl değiştirir bilinmez. Kızıl Gezegen’deki gelişmelerle ilgilenen herkes, yeraltındaki sıvı gölünden yazın ortaya çıkan akıntılara kadar Mars’ta yaşam olduğuna neredeyse kesin gözüyle bakıyor. Keşfin neden bu kadar geç kaldığını, Mars keşfini yürütenler dışında kimse bilemez.

    Aklımızın bir köşesinde duran ama hiç üzerinde durulmayan bir husus ise Wernher von Braun ve diğer bilim insanlarının 1980’lerde yapılabileceğini belirttiği Mars yolculuğunun neden 2020’lere kaldığı.

    EN COK OKUNANLAR

    İlgili Makaleler