NASA’da görevli Türk astrofizikçi Umut Yıldız, Mars’a 2030’dan önce ilk 3D yazıcıların ayak basacağını söyledi. Yıldız, robotik teknolojisindeki gelişimin, beklediğimizden çok daha güçlü bir Skynet yaratacağı görüşünde.
Ankara Üniversitesi Astronomi Bölümü’nden mezun olduktan sonra yurt dışında eğitimine devam eden ve bugün NASA Jet İtiş Laboratuvarı’nda (JPL) görevli olan Umut Yıldız ile ilk kez bir yıl önce Ankara’daki bir etkinlikte tanışmıştım. Yurt dışında çalışan binlerce Türk bilim insanı gibi tecrübelerini ve bilgisini öğrencilerle paylaşmak için sık sık Türkiye’ye gelen Yıldız ile geçtiğimiz hafta İstanbul’da görüştük.
Yıldız, teknolojide en büyük atılımların robotik alanında gerçekleştiğine dikkat çekerken, yaşanan gelişmelerin ulaştığı boyutun dışarıdan bakıldığında anlaşılamayacağını söyledi. Google’ın robotik, SpaceX’in uzay-havacılık alanında başı çektiğini belirten Yıldız, her iki alanın bileşimiyle ortaya çıkacak 3D yazıcıların uzay kolonilerini insan eli değmeden inşa edeceğini söyledi.
Yıldız’ın dikkat çektiği bir diğer alan ise tabii ki Büyük Veri oldu. Videoların gerçek zamanlı infografik haline getirilmesinden çöpçatanlık sitelerinde en uygun eşi bulmaya kadar akla gelen her şeyin analiz ve tahminin yapan Büyük Veri, Skynet’in de en büyük belkemiği olacak.
Yıldız’a göre bütçe sıkıntısı olmadığı takdirde almış başını giden gelişmeler beklediğimizden çok daha güçlü bir Skynet doğuracak.
Mars yolculuğu planları ne durumda?
Özel sektör uzay-havacılık alanında devletten çok daha hızlı görevler gerçekleştirebiliyor ve gelişimlere imza atıyor. SpaceX’e duyulan güven gerçekten çok yüksek. SpaceX’in CEO’su Elon Musk kendi alanındaki Steve Jobs’ı temsil ediyor.
Kısa süre önce Tesla’la çalışan bir arkadaşımla sohbet ettim. Bana ‘eğer kalbin sağlam değilse mülakata girme’ tavsiyesinde bulundu. Kendinden tam olarak emin değilsen veya çabuk stres olan biriysen bunu asla yapma dedi. Elon Musk artık sadece üst seviye yöneticilerin mülakatına giriyor olsa bile iş kapmak hayli zor.
Özel sektör şu an Mars yolculuğunda bir adım önde görünüyor. Mars One projesi batmış gibi görünse de kamuoyunu ateşlemek adına büyük rol oynadı. Mars One’a kıyasla Elon Musk’ın Mars’a bir milyon insan gönderme projesi var.
Şu anki amaç tamamen Mars’a insan göndermeden önce 3D yazıcı teknolojisini gönderip orada kolonilerin kurulmasına başlamak. Çin’de yapılan apartman ileride ne noktaya geleceğimize bir örnek.
Sorun şu ki Mars’a henüz numune toplamak için bir görev düzenlenmedi. Oradan Dünya’ya kaya ve toprak örnekleri getirmemiz gerekiyor ki ilk önce 3D yazıcıların kullanacağı materyali analiz edelim.
‘Mars’ta görülen esrarengiz ışık ve nesneler’
NASA’nın, Mars’ın uydu ve keşif robotları tarafından elde edilen görüntülerinde ara sıra beliren ‘Dünya dışı varlık izleri’ hakkında neden sessiz kaldığını sorduğum Yıldız, tam da beklediğim cevabı verdi:
Eğer bir ihtimal üzerinde durulur ‘Evet uzaylılar olabilir’ denirse, kıyamet kopacak. Eğer üstü kapanmaya çalışılırsa bu sefer ‘NASA bir şey saklıyor’ denilecek ve bir sürü söylenti doğacak. Bu yüzden NASA en iyi alternatifi seçiyor ve sessiz kalıyor.
‘Robot teknolojisi 18 ayda kendini aştı’
Yıldız’ın robot teknolojisi alanındaki açıklamalarına bakılırsa, Skynet’i ‘geri dönüşü olmayan ürünler’ arasına koyabiliriz:
DARPA Robotics Challenge’da görev alan bir arkadaşım, ‘robotik alanında son 18 ay içinde yaşanan gelişmelerin, bugüne kadar yapılan tüm çalışmalardan daha fazla olduğunu’ söyledi.
Bazı ülkeler robotik alanında gerçekten çok ilerledi. DARPA yarışmasında Japonya, Güney Kore, Almanya ve İtalya gibi birçok ülke yer aldı. Japonların amacı, Fukuşima gibi bir nükleer facia yaşanması riskine karşı insanın yapabileceği her işlemi yapabilecek robotlar geliştirmek. Robotlar acil durumlarda müdahalede bulunacak ve krizleri önlemek için kullanılacak, arama-kurtarma görevleri düzenleyecekler.
Robotics Challenge’da belirlenen parkur üzerinde robotlar çeşitli görevler gerçekleştirdi. Araç kullanıyorlar, vana açıp kapatıyorlar, hatta matkapla duvarda delik açıyorlar. DARPA ve JPL’in geliştirdiği bir robot, mühendislerle askeri düzende yürürken kimsenin ayağına basmayacak, birisine veya bir nesneye çarpmayacak şekilde hareket ediyor. Gerektiğinde çekilerek yol veriyor.
Big Dog veya MIT’in çitası gibi robotların makine öğrenimine bu tür prototiplerle başlanıyor. Bugün gelinen noktada yük taşıyabiliyor, sıçrayabiliyor ve dengeleri darbe aldığında kaybetmiyorlar.
2030 için konulan hedeflere ulaşılmasını sağlayacak en önemli faktör bütçe. 18 ay içinde robotik alanında bu kadar gelişme yaşandıysa, siz para kaynağını kesmediğiniz sürece gerisi gelir.
İleri teknoloji alanında başı çeken firmanın ise Google olduğunu düşünüyorum. Elon Musk bile ‘Skynet Google’dan çıkabilir’ dedi.
‘Sigorta firmaları Büyük Veri’ye göre hareket ediyor’
Yıldız, ABD’de sigorta firmalarının başını çektiği Büyük Veri kullanımının, bilimsel ve sosyal alanda büyük bir hızla yayıldığını açıkladı:
Kestirimci çözümleme (predictive analysis) üzerinde çalışan Peaedicat firmasında bir mülakata katıldım. Dedikleri şey şu; okyanusun ortasında bir kasırga başladığı zaman bir hafta sonra nereye ulaşacağını, hangi rotayı izleyeceğini hesaplayabiliyoruz. Buna göre sigorta firmalarını ve kamuoyunu uyarabiliyorlar.
ABD’de sigorta sektörü çok gelişmiş olduğu için Büyük Veri firmalarından yıl sonunu öngören dair veriler istiyorlar. Firmalar ellerindeki verileri yıl sonundaki ihtiyaçları doğru şekilde öngörecek algoritmalarda işleyebiliyor ve sigorta firmalarına sunuyor. Bu aklımıza gelen tek bir örnek.
e-Harmony adında bir çöpçatanlık sitesi var. Bu tür sitelerin Büyük Veri için inanılmaz bir potansiyel barındırdığını söylemek lazım. e-Harmony’de yüz tanıma algoritmasından karakter tespitine kadar her analiz yapılıyor. Kullanıcılara birçok soru sorarak karakter analizleri yapılıyor ve uyumlu olacakları insanlar belirleniyor. Ancak bu sanıldığı gibi size sorulan soruya aynı cevabı veren kişi anlamına gelmiyor. İki tane çok konuşan insanın bir araya geldiğinde anlaşması çok kolay olmayabilir.
e-Harmony’de yüzlerinizden size sorduğu sorulara kadar tüm verileri toplayıp Büyük Veri analizinden geçiriyor ve eşinizi böyle buluyor.
‘Data is the new Oil’
Yıldız, halen Büyük Veri üzerinde ciddi çalışmalara başlamamış ülkeleri, yukarıdaki ifadeyle uyardı:
ABD’de artık slogan bu. Yeni petrol veri demek. Hatta veri için savaşlar çıkabilir. Bu savaş, internette üstünlük sağlamak için yapay zeka araştırmaları yapan Google ve Facebook gibi firmalar arasında olamaz. Dışarıdan nasıl gözükse de aralarında danışıklı dövüş var.
ABD Büyük Veri’ye çok büyük önem veriyor. Obama, tüm ABD Başkanları arasında Büyük Veri uzmanı atayan tek isim. Birim kurmakla kalmadı, data.gov adında bir de site hazırlattı. Sebebi ne diye sorarsan, biraz önce dediğim gibi ‘data is the new oil.’ Verinin merkezi ise California, yani Silikon Vadisi.
JPL’de bu tür çalışmaların uzay-havacılıkla ilgisi ne?
JPL, beş bin kişinin çalıştığı ve yazılım mühendisliğinden Büyük Veri analistlerine kadar birçok birimin bulunduğu bir tesis. NASA’nın 11 tesisi arasında özel olan tek yer. Sebebi, tüm bütçesini doğrudan NASA’dan almaması. İdaresi, California Teknoloji Enstitüsü (Caltech) tarafından yapılıyor.
Skynet gerçek olacak mı?
Skynet’in ortaya çıkmaması için bir sebep görmüyorum. Sadece yollarda, binalarda değil, uzaydan bizi izleyen kameralar var. İnsanlar ne yapıyor, sürekli birileri izliyor. Skynet’in tahmin ettiğimizden bile daha iyi çıkabilir. Sebebi de kestirimci çözümlemenin geleceği nokta.
Benim kızımın doğduğu andan itibaren birkaç yılda ne yaptığını biliyorlar. Bulunduğu yer, çekilen fotoğrafları, ne zaman ne yaptığı takip ediliyor. Belki yetiştirilme şekline dayanarak ileride kızımın hangi meslekte yer alacağını bile tahmin edecekler.
Son beş senede doğan çocukların yaşadıkları aile ortamından eğitimlerine bakarak nasıl insanlara dönüştüklerini anlayacaklar. Yani, beklediğimizden çok daha gelişmiş bir Skynet karşımıza çıkabilir.
Son zamanlarda aklımı başından alan bir alan, videoların metne çevrilmesi. Bu sayede görüntüler yazılı veriye dökülüyor ve infografik haline getiriliyor. Bu işin devamında gerçek zamanlı infografikler oluşturmak var. Görüntüdeki detaylar istatistiksel olarak metne dökülebilecek, infografik olarak görselleştirilecek, dahası algoritma girdisi olabilecek. Tüm bunlar insanın aklını başından alacak gelişmeler.
‘Yaşamı olduğu yerde tespit etmek zorundayız’
NASA’nın 2025’e kadar Dünya dışı yaşam izi bulacağı açıklamasını hatırlattığım Yıldız, E.T’nin kesinleştirilmesi için mesafenin ortadan kalkması gerektiğini söyledi. Bunu başaracak olan ise keşif robotları veya astronotlar:
10 bin ışık yılı öteden teleskoplarla gözlemlediğimiz gezegenlerin atmosferlerinde ve yüzeylerinde yaşam izi sunan birçok bulgu olabilir. Ancak bunlar kesin sonuç vermez. Eğer bir gezegende yaşam olup olmadığını anlamak istiyorsak, kesin çözüm oraya gidip bakmak. Mars’ta da bu böyle olacak. Curiosity’den sonra gönderilecek Mars 2020 keşif robotu, Kızıl Gezegen’de yaşam olup olmadığını kesinleştirebilir.
Yıldız’ın yıldızlararası uzay hakkında yaptığı bir araştırmaya göz atmak isterseniz TIKLAYIN.