NASA, Mars Yörünge Kaşifi (MRO) tarafından birkaç sene önce tespit edilen son derece nadir “üçlü kratere” ait fotoğrafları yayınladı.
Dünya benzeri atmosferini şiddetli Güneş fırtınaları nedeniyle milyarlarca yıl önce kaybeden Mars, okyanuslardan arındığı bir gezegen haline geldikten sonra sayısız kozmik çarpışmaya tanık oldu. Bugüne kadar yapılan uydu gözlemleri ışığında, Mars’ın yüzeyinde genişliği 5 kilometreden daha fazla 43.000’den fazla krater olduğu tespit edildi.
Mars’ın yaklaşık 4 milyar yıl önce yoğun meteroit çarpışmasına maruz kalan Noachis Terra adlı yüksek bölgesinde, gökbilimciler üst üste binen üç havzanın oluşturduğu üçlü bir krater tespit etti.
Tespit edilen basıklıkların Venn şeması Noachis Terra’daki diğer kraterler kadar büyük değil. Bölgedeki bazı kraterlerin yayıldığı alan 147 kilometreye ulaşabiliyor. Bölgedeki en küçük kraterin genişliği de tam 28 kilometre.
Üçlü kraterin tek mi yoksa birçok çarpışmanın sonucunda mı ortaya çıktığını söylemek güç. Bazı araştırmacılar bir gök cisminin Mars yüzeyine çarpmadan kısa süre önce üç parçaya ayrılmış olabileceğini savunuyor. Ancak bu tür çarpışmaları temsil eden örneklerde ortaya çıkan krater duvarları üçlü kraterdeki kadar belirgin olmuyor ve bu kadar muntazam üst üste binmiyorlar.
Mars ve Dünya’da ikili ve üçlü kraterlerin var olduğu, nadir rastlanmalarına rağmen biliniyor. Ancak her biri aynı şekilde oluşmuyor.
Örneğin, gökbilimciler 2015’te Mars ekvatorunun yakınlarındaki Elysium Planitia’da (aşağıda) benzer bir üçlü krater tespit etti. Tespit edildiği dönemde ortaya sürülen iki düşünceden ilki, atmosferde parçalanan bir asteroide dayanıyordu. İkincisi, yörüngede kendisinden daha büyük çift asteroit sistemi yörüngesindeki bir diğer asteroit olasılığını öne çıkardı.
MRO, 2017’de yaptığı tespitte birleşmiş üç çarpışma kraterinde uzunlamasına bir basıklık tespit etti. Uzunlamasına çukurun birbirine yakın mesafede hareket eden üç kozmik nesneden kaynaklanmış olabilceği düşünüldü.
Bazı araştırmacılar ikili kraterlerin çift asteroidlerden veya birbirlerine yakın temasta bulunan veya yörünge mesafeleri düşük kayalık cisimlerden kaynaklanmış olabileceğini savundu. Bugüne dek tespit edilen asteroidlerin sadece %2’sinin iki veya daha fazla gök cisminden oluştuğu bilinse de, bu bir gezegene çarpıp iz bırakamayacakları anlamına da gelmiyor.
Avrupa Uzay Ajansı (ESA) tarafından yapılan bir diğer açıklama ise “tesadüf” ihtimalini öne çıkarıyor. ESA’ya göre, farklı zaman dilimlerinde aynı nokta üç farklı gök cisminin çarpmasına maruz kalmış ve nihayetinde ortaya istisnai bir krater bileşimi çıkmış olabilir.
Mars’ın bu bölgesinin bir zamanlar ne kadar yoğun çarpışmaya maruz kaldığı düşünüldüğünde, gökbilimciler tesadüf ihtimalinin çok sıradışı olmadığını savunuyor.
Öte yandan, eğer üçlü krater gerçekten üç farklı zamanda Mars’a çarpan gök cisimlerinin eseri değil ancak atmosferde üçe parçalanmış bir nesnenin ürünü ise Kızıl Gezegen hakkında önemli bir bulgu ortaya çıkıyor: 4 milyar yıl önce Mars atmosferi aşılması çok daha güç bir bariyerdi ve gezegen daha sıcak ve nemliydi.
NASA simülasyonlarına göre, kozmik fırtınaların Mars atmosferini ne kadar zamanda uzaya süpürdüğü kesin olarak bilinmiyor. Noachis Terra’daki diğer kraterler gibi üçlü krater de düzleşmiş duvarlara ve sığ tabana sahip. Her ikisi de zamanın ortaya çıkardığı etkileri temsil ediyor. Bazı izler, buzların erimesiyle altta kalan toprağın zamanla kaydığı ve ortaya çıkan boşluğun buz ile dolduğu akıntılara ait ipuçları bile veriyor. Buradan yola çıkarak, Mars’ın bir zamanlar kartopunu andırdığı teorisine de göz atabiliriz. Ancak güneş fırtınaları simülasyonlarının aksine, bu senaryo Güneş’in milyarlarca önce daha güçsüz olduğunu savunuyor.
Nihayetinde, üçlü krater esrarengiz olduğu kadar Mars’ın dramatik dönüşümüne ait izler de sunuyor.
Kaynak:
Cassella, C. (2020, November 15). Incredible Images Reveal a Mysteriously Formed Triple Crater on Mars. Retrieved from https://www.sciencealert.com/an-incredible-triple-crater-spotted-on-mars-hints-towards-a-wetter-past