Birleşik Krallık’ta kısa süre önce ortaya çıkan koronavirüs mutasyonu dünya çapında endişeye neden oldu. Mutasyon tespit edildikten sonra birçok ülkede de rastlanan mutasyonun aşılar üzerinde olumsuz bir etkiye sebep olup olmayacağı, ölüm oranı ve yayılma hızının artıp artmadığı konusunda çeşitli soruları akıllara getirdi.
Bilindiği üzere koronavirüs de dahil olmak üzere RNA virüsleri çok hızlı mutasyon geçirme özelliğine sahiptir. Bazı mutasyonlar tehlikeli olabilir fakat her mutasyon tehlikeli olarak düşünülmemelidir. Bazı mutasyonlar virüsün kendisini yok etmesine bile sebep olabilir. Bazıları ise virüsün öldürme yeteneğini azaltacak yönde etki gösterir. Mutasyonlar virüsün bağışıklık hücreleri tarafından tanınmasını engelliyor ve böyleye vücutta virüsün eski versiyonu için antikor bulunsa bile yeni versiyonuna karşı daha az etki gösteriyor. Peki yeni tespit edilen mutasyon hangi etkileri gösteriyor?
Yeni mutasyonla ilgili elimizdeki verilen çok az olduğu söylenmeli fakat şu anki bilgilere göre virüsün önceki versiyonuna kıyasla %70 daha yayılıcı olduğu söylenebilir. Bunun üzerine ülkeler Birleşik Krallık uçuşlarını acilen iptal ederek sınırlarını kapattılar. Pandeminin başlarında D614G gibi uç proteinlerinin sayısını arttırarak 4-5kat daha hızlı yayılan özellik kazandıran mutasyonlar tespit edilmişti. Şu an elde edilen bilgilere göre bu mutasyon aşılara karşı büyük bir sorun teşkil etmiyor çünkü aşıların büyük çoğunluğu virüsün uç proteinleri hedef alıyor fakat ilerleyen zamanlarda aşıların yenilenmesi gerekebilir.
Virüsün aşıları ve bağışıklık sistemini etkilemesi için birkaç kere değil çok daha fazla mutasyon geçirmesi gerektiği vurgulanıyor. Bilim insanlarının ve halkın bir kısmı bu virüsün de grip virüsü gibi olacağını ve her sene tekrar aşılanmamız gerekeceğini düşünüyor. Mutasyonun ölüm oranını nasıl etkilediği konusunda ise elde yeterince veri olmadığı belirtiliyor.
Dünyada resmen kullanılmaya başlanan ilk aşının üreticilerinden BioNTech’in CEO’su Uğur Şahin, geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada “yeni mutasyonun kendilerini endişelendirmediğini” belirtti.
Mesajcı RNA teknolojisine dayanan aşıyı ABD merkezli Pfizer ile üreten Alman BioNTech, kullanılan teknoloji sayesinde “yeni mutasyonu taklit eden aşının altı hafta içinde üretilebileceğini” ifade etti.