Hindistan ve Pakistan’ın kuzey sınırında kalan ve iki ülke arasında paylaşılamayan Kaşmir’de yaşanan gerginlik, iklim bilimcileri fazlasıyla endişelendirmiş durumda. Her iki ülkenin sahip oldukları nükleer silahların çok azını bile kullanması, dünyanın çevre felaketine sürüklenmesine ve insanlığın kıyametin eşiğine gelmesine neden olabilir.
14 Şubat günü bir intihar saldırısı Kaşmir’de devriye gezen 40 Hint askerinin ölümüne neden oldu. Pakistan merkezli militan bir örgütün saldırıyı üstlenmesinin ardından Hindistan 50 yıl sonra ilk kez komşusuna hava operasyonu düzenledi. Pakistan, operasyonda yer alan iki savaş uçağının düşürüldüğünü ve bir pilotun esir alındığını açıkladı.
Her iki ülkenin nükleer cephaneliğinde 140 ile 150 tane nükleer başlık olduğu biliniyor. Her ne kadar iki ülkenin de bir çılgınlık yapmayacağı düşünülse de, Pakistan “her türlü duruma karşı askeri hazırlık yapıldığını” belirtti. Pakistan aynı zamanda nükleer saldırı ihtimalinde karar yetkisi olan komiteyi de topladı.
Nükleer füzeler atılırsa ne olur?
Pakistan ve Hindistan arasında yaşanan gerginlik, iklim bilimcileri olası bir nükleer savaş halinde neler yaşanabileceği üzerinde modeller hazırlamaya itti. Araştırmada, her ne kadar nükleer saldırı belli bir bölge ile sınırlı kalacak olsa da, etkilerinin küresel olacağı ifade edildi.
Ortaya çıkacak ilk sonuçlardan biri, ozon tabakasının hızla yok olması ve Dünya’nın ikliminin önümüzdeki yıllarda giderek soğuması olacak. Nihayetinde tarım arazilerinin ve deniz ürünlerinin ciddi ölçekte yok olmasına neden olacak iklim değişikliği, “küresel nükleer kıtlık” ortaya çıkaracak.
ABD Ulusal Atmosferik Araştırmalar Merkezi’nden Michael Mills, “Nükleer kışın tehlikesi iki ülkenin politikacıları ve kamu tarafından çok az anlaşılmış durumda” ifadesini kullandı.
Bir nükleer bmba patladığı zaman kör edici ve son derece yıkıcı bir mantar oluşturuyor. Yerde patlayan nükleer bombalar, binlerce kilometre alana yayılan etki yapıyor. En korkutucu etki ise kilometrelerce genişliğindeki alanda her şeyi yakıp kavuran korkunç bir ısının ortaya çıkması. Eğer bir nükleer patlama sanayi alanlarında veya yoğun nüfuslu bir alanda meydana gelirse, “alev fırtınası” adı verilen feci bir olayı tetikleyebilir.
Mills, “Alev fırtınaları nükleer silahın taşıdığından katlarca daha fazla enerjinin ortaya çıkmasını sağlıyor… En basit ifade ile kendi havasını oluşturuyor ve her şeyi içine çekerek yakıyor” dedi.
Gizliliği kaldırılan nükleer denemelere ait videolar YouTube’a yüklendi
Kıyamet senaryosu: Nükleer kış
Mills, 2014 yılında muhtemel bir Pakistan-Hindistan savaşının sonuçlarını değerlendiren modelin hazırlanmasında yer aldı. Söz konusu modelde her iki ülke nükleer cephaneliklerinin yarısından azını temsil eden 50 nükleer başlık kullandı. Her bir başlığın, Hiroşima’ya atılan ve 15 bin ton TNT gücündeki bombaya eşit olduğu biliniyor.
Modele göre, 100 patlamanın ardından atmosfere 5 milyon ton zehirli-radyoaktif gaz saçılacak ve onlarca yıl sürecek nükleer kışın başlamasına neden olacak. Yoğun nüfusun olduğu bölgelerde ozon tabakasının %20 ile %50’si arasındaki kısmı yok olacak ve yüzey sıcaklıkları son 1,000 yılda olduğundan daha aşağı inecek.
İşin kötüsü, söz konusu modelin fazlasıyla iyimser değerlendirilmiş olması. Çünkü günümüzün nükleer bombaları Hiroşima’yı haritadan silen “Little Boy” adlı bombadan misliyle daha güçlü. Kuzey Kore’nin test ettiği nükleer silahların Little Boy’dan 10, Rusya ile ABD’nin sahip olduğu nükleer silahların ise 1,000 kat daha güçlü olduğu tahmin ediliyor.
Yine de, toplam 100 bombanın atıldığı bir nükleer savaş modeli bu sayı ile en kötümser tabloyu ortaya koymaya çalışıyor. Gerçek bir nükleer savaşta bu kadar nükleer füzenin atılabileceği bile büyük bir soru işareti doğuruyor (Muhtemelen bombayı ateşlemekle görevli kişiler dahil en az 10 milyon kişi ilk birkaç bombada yeryüzünden silinir).
Yanlış hesaplamanın neden olduğu en büyük nükleer felaketlerden biri: Bravo
Alev fırtınaları iklimi nasıl yok edebilir?
Yapılan modelde ortaya çıkacağı öngörülen ve gökyüzünü kaplayacak dumanın büyük kısmı alev fırtınalarından kaynaklanacak. Fırtına, önüne kattığı binalar, araçlar, benzin istasyonları, tarım alanları ve diğer yapılarla ile korkunç bir enerjiye ulaşacak.
Duman, yeryüzüne en yakın atmosfer katmanı olan troposfere ulaşacak ve saçılan parçacıklar stratosfere kadar yükselecek. Bu noktadan sonra, küçük siyah-karbon aerosoller yeryüzüne yayılacak.
Rutgers Üniversitesi’nden iklim bilimci Alan Robock, “Duman parçacığının stratosferdeki ömrü beş yıl, troposferde ise bir haftadır… Kısaca stratosferde parçacıklar 250 kat daha kalıcı” ifadesini kullandı.
Stratosferi kaplayacak olan is, normalde donma noktasının altında olması gerekirken beş sene boyunca sıcak kalacak ve atmosferdeki şartların normale dönmesi 20 sene alacak. Bu süreçte, ozon tabakasındaki hasar “tamir edilemeyecek boyuta” ulaşacak.
Ozon tabakasının yok olması ile yeryüzünün Güneş’ten saçılan morötesi radyasyona maruz kalması, yerleşim birimlerinden tarım alanlarına ve okyanuslardan planktonlara kadar her yeri mahvedecek. Dahası da var: Dünya’nın ekosistemi aniden düşen sıcaklıklar nedeniyle tepe taklak olacak.
Gökyüzünü kaplayan isin belli yerlerde güneş ışığını engelleyecek olması, küresel ortalama sıcaklığı 1,5 derece aşağı çekecek. Kuzey Amerika, Asya, Avrupa ve Ortadoğu’nun yoğun nüfuslu bölgelerinde kışlar 2,5 derece, yazlar ise 1 ile 4 daha soğuk olacak. Tahılların büyümesi için gereken süre ancak 10 ile 40 gün arasında sınırlı kalacakken, okyanus buzulları artacak (ironik bir durum diyebiliriz).
Robock, “dünyanın üzerine çökecek karanlık ve soğunun bitkileri etkileyeceğini ve herkesin küresel etkileri göz önüne alındığında söz konusu senaryoya karşı endişe duyması gerektiğini” ifade etti.
Nükleer kış ile ayarı bozulan küresel atmosfer sıcaklığının normale dönmesi ise 25 yıl alacak.
Nükleer patlamada hayatta kalmak için saklanmanız gereken yerler
Savaşın etkileri sanılandan çok daha korkunç olabilir
Nihayetinde savaşın ne kadar korkunç bir şey olduğunu düşünmeye gerek yok ancak bir nükleer savaş senaryosundan bahsedilince “kıyamet modellemeleri” yapmaya başlıyoruz.
Yeni bir nükleer-kış senaryosu üzerinde modeller geliştirmek için bir dernekten 3 milyon dolar bağış alan Robock, “Normalde ABD Savunma Bakanlığı ile İç İşleri Bakanlığı’nın bu projeyi destekleyeceğini düşünürsünüz ancak hiç bir ilgi göstermediler” ifadesini kullandı.
Robock, 2014’ten bu yana Hindistan ve Pakistan’ın daha fazla nükleer silaha sahip olduğuna ve şehirlerindeki nüfusun arttığına dikkat çekerek, “muhtemel bir savaşın çok daha kötü sonuçlar doğuracağını” söyledi. Robock, nükleer-kış tehdidinin ortadan kaldırılması için nükleer cephaneliklerin azaltılması gerektiğini ve neredeyse 7,000 nükleer silahı bulunan ABD ile Rusya’nın başı çekmesi gerektiğini belirtti.
Robock, her iki ülkenin nükleer silah sayısını 200’e indirmesinin çok iyi bir başlangıç olacağını ifade etti. Robock, bu şekilde ABD Başkanı Donald Trump’ın Nobel Barış Ödülü’nü kazanacağına kesin gözüyle bakıyor.