Perşembe, Kasım 21, 2024
More

    Kişiliğiniz Bir Engele Takılmadan Size Ulaşan Sosyal Medyanız

    Neil Postman’ın 80’lerde TV’nin insanları aptallaştırdığını savunması gibi (ses getiren kitap, Televizyon: Öldüren Eğlence’nin yazarı) günümüzde de sosyal medyaya ‘bir beyin yokedici’ gibi davranılıyor. Bu entelektüele çokça kayan görüş, temelde fazla bilginin insanı hem meşgul hem de manipüle edişi ile desteklenmek isteniyor. Buna karşın sosyal medya da TV gibi iyi ve kötü yanları üzerinden değerlendirilmeli.

    Örneğin Hayatını Detoksla’nın Instagram hesabını takip eden bir internet kullanıcısı, sıklıkla yeni ve faydalı bilgilere kapı aralıyor. Diğer yandan sıra dışı olma esasıyla tamamen agresif, yanlış bir dili bilerek ya da bilmeyerek aktaran hesapların zamanı verimli kullanmaya dönük etkileri bolca tartışılabilir. Bu açık argümanların net bir şekilde gösterdiği gibi iyi ve kötü, yine sizin elinizde. Direkt parmaklarınızda hatta.

    Diğer yandan konuyu ‘etkiler’ yönüyle ele alabiliriz. Medyanın değişimi çağlar boyunca insan zihni ve işleyişine etki etti. Alfred North Whitehead, Modes of Though adlı kitabında, henüz 1938 yılında medyadaki değişikliklerin sinir sisteminin düzenlenişi üzerindeki etkilerini ele almıştı. Bu alanda son derece ileri-teknik boyutta eserler üretildi hatta. Julian Haynes’in The Origin of Consciousness in the Breakdown of the Bicameral Mind adlı kitabı, çift yönelimli yani bicameral seslerin kısılmasında yazının rolünün önemli olduğunu belirtiyor. Hatta beynin verileri sınıflama ve bir araya getirme işlevinin medya türlerindeki değişime paralel şekilde farklılaştığı gibi sıra dışı tespitlerde bulunuyor.

    Başta işaret ettiğimiz Neil Postman’ın da savunduğu bu ‘değişim’ açıkçası medya türünün -sosyale evrilmesi- ile birlikte çok daha farklı parametrelerde kaydediliyor. Bu kapsam tartışmaya son derece açık, ancak şu da bir gerçek ki sosyal medyanın etki boyutunu, sinir sistemi, beyin, algı gibi unsurlardan dışarı itip ‘iyi ve kötü etkiler’ gibi çok daha basit bir boyutta ele aldığımızda karar mekanizmasının parmaklarımızda olduğu gerçeği bariz. Ne istiyorsak onu alıyoruz sosyal medyada. Burada tabii ki hangi mecra ya da platformları izleyeceğimize yönelik karar mekanizmalarını şekillendirmek, teknolojik anlamda öne çıkan gereklilik. Burada da kültür, yaşanılan çevre, eğitim, öğretim, bilgi dağarcığı, ilgi alanları, hobiler, meraklar, cinsel talepler, beslenme, spor gibi alanlardaki eğilim gibi çok çeşitli konular devreye giriyor. Eğer vegan beslenme ile ilgileniyorsanız vegan beslenmeye ilgi duyuyorsunuz. Bu kadar basit. Bel altı şakalarla aranız iyiyse de ona.

    EN COK OKUNANLAR

    İlgili Makaleler