Wiseman’ın Birinci Deneyi
Wiseman gazeteye verdiği bir ilanla kendini en şanslı ve en şanssız olarak niteleyen, gönüllü, sıradan 400 deneği bir araya toplar. İlk deneyde içinde fotoğraflar olan bir albümdeki resimleri saymalarını ister. En şanslıyım diyen grup soruya bir kaç saniyede cevap verirken, en şanssızım diyen grup soruyu en az iki dakika içinde yanıtlar. Peki neden? Görünüşe göre albümün içindeki ikinci sayfada zaten sorunun yanıtı “Saymayı bırakın, içinde 43 fotoğraf bulunuyor” diye yazmaktadır.
- 1. Bulgu
Şanslı olduğuna inanan insanların büyük bir çoğunluğu hata yapmayı göze alarak kendilerine sunulan kolaylığı kabul ederler. Diğer bir değişle verilen bilgiye inanırlar ve kendilerini olabilecek olasılıklara daha fazla açarlar. Çünkü yanılma potansiyeli olması onları korkutmaz. Şanssız olduğuna inanan denekler ise olasılıkların doğruluğunu mutlaka kontrol etmek isterler. Böylece kendilerini emniyette hissedip hata yapmamış olurlar. Diğer bir değişle bilinmez bir olasılığa teslim olmak istemezler.
Wiseman’ın İkinci Deneyi
Wiseman her iki deney grubuna aynı senaryoyu sunarak cevaplarını inceler buna göre: Diyelim ki bir bankadasınız ve o anda soygun oldu. Silahlı saldırgan ateş ederken mermi sizin kolunuza isabet etti. Bu olayı şanslı mı, yoksa şanssız olarak mı nitelersiniz?
Bir kaç saniye siz de düşünün ve dürüstçe cevabı kendinize itiraf edin. Tahmin edebileceğiniz gibi şanssız olduğuna inananlar grubu, mermi kendisine isabet ettiği için durumu çok şanssız olarak nitelemiştir. Akıllarına başka hiçbir tanım gelmemiştir. Kendisini şanslı olarak gören grup ise, durumun bir şanssızlık olduğunu ancak daha kötü bir sonucu olabileceğini düşündükleri için yine de şanslı olduğuna inandıklarını belirtmiştir. Yani örneğin, mermi kolları yerine kafalarına da isabet edebilirdi, öyle olmadığı için şükretmişlerdir.
- 2. Bulgu
Başımıza gelen şanssızmış gibi görünen durumların daha da kötüsü olabileceğini düşünmek bizi kendimizle ve hayatımızla barış içinde yaşatır. Şanslı insanlar geleceğe yönelik talihli olduğuna inanırlar. En büyük başarısızlıkta bile her şeyin yoluna gireceğine olan inançlarını yitirmezler.
Wiseman’ın Üçüncü Deneyi
Bir kafe’de yere bilinçli olarak madeni para bırakılır. O sırada içeriye giren bir kişinin davranışları izlenir. Kişi parayı alır, cebine atar ve bir kahve ister. O sırada barda duran kişiye merhaba der ve konuşmaya başlarlar. Kendisi çok zengin bir iş adamıdır. Milyon dolarlık projesinden bahseder. Sohbetten sonra kişi mülakata alınır. Kendisine gününün nasıl geçtiği sorulur: Çok şanslı olduğunu, önce yerde para bulduğunu ve sonra çok zengin bir beyle tanıştığını, iyi vakit geçirdiğini ve bunları yaşayabildiği için gününün çok özel geçtiğini söyler.
Kafeye bir sonraki giren kişi yerdeki parayı görmez, bar’dan kahve ister, yandaki beye merhaba der fakat kahvesini aldıktan sonra sohbet etmeden çıkar. Kendisini mülakata aldıklarında gününün çok sıradan geçtiğini anlatır.
- 3. Bulgu
Şanslı insanlar fırsatlara açık olurlar. Yeni deneyimlere daha rahat bir şekilde yaklaşırlar. Böylece şans şansı çeker.
Wiseman’ın deneylerinden de anlaşılabileceği gibi kötü talihi iyi talihe çevirmek biraz da bizim elimizde.