İstatistikler, koronavirüsün erkeklerde çok daha ölümcül olduğunu gösteriyor. Peki kadınlar virüse nasıl daha çok direnç gösteriyor?
Koronavirüs salgını yayıldıkça, salgından en fazla etkilenen ülkelerde bir durum dikkat çekmeye başladı: Virüs her yaştaki erkekte kadınlara kıyasla çok daha etkili olurken, ölüm oranı da erkeklerde daha fazlaydı.
İtalya’dan gelen istatistiklere göre, 21 Şubat ile 12 Mart arasında 13,882 vaka tespit edildi ve 803 kişi hayatını kaybetti. Erkekler vakaların %58’ini, ölümlerin ise %72’sini temsil ediyordu. Covid-19 nedeniyle hastaneye yatırılan erkeklerin ölüm oranı, kadın hastalara kıyasla %75 daha fazlaydı.
İtalya’daki veriler, Çin ve Güney Kore ile uyum gösteriyor. Salgının başgösterdiği Çin’de Aralık 2019 ile Şubat 2020 arasında tespit edilen vakaların %60’ı erkekti. Çin Hastalık Kontrol Merkezi tarafından 11 Şubat günü yapılan açıklamada ise o tarihe kadar incelenen 44,600 vaka arasında erkeklerin kadınlara oranla ölüm oranı %65 olarak belirdi.
Güney Kore’de tespit edilen vakaların ise %62’sini erkekler oluşturuyor. Covid-19 kapan G.Koreli bir erkek hastanın bir kadın hastaya kıyasla ölüm oranı ise %89.
Dahası, 16 yaş altında da Covid-19’un kız çocuklarından çok erkek çocukları etkilediği anlaşıldı. Wuhan Çocuk Hastanesi’ne kaldırılan 171 çocuk hastadan %61’e erkekti.
Kilit östrojen hormonu mu?
Covid-19’un cinsiyetler arasındaki dağılımı, ilk başta sosyal ve kültürel faktörler ile açıklanabilir. Dünya genelinde erkeklerin kadınlardan çok daha fazla sigara içtiği biliniyor. Sigaranın neden olduğu zarar, akciğerlerin virüsten fazlasıyla zarar görmesine neden olduğu gibi tedavi sürecinde de daha fazla yaralanma oluşmasına kapı aralıyor.
Çin’deki verilere göre erkeklerin %54’ü sigara bağımlısı iken %8.4’ü sigarayı bırakanları temsil ediyor. 2016 verilerine göre, Çinli kadınların sadece %3.4’ü hayatında ağzına sigara koymamış.
Güney Kore’deki veriler biraz daha belirgin. Yetişkin erkeklerin yarısı sigara içerken, kadınlarda bu oran %4. İtalya’da ise yetişkin erkeklerin %28’i, kadınların ise %20’si sigara kullanıyor.
Ancak cinsiyetlerin Covid-19’dan ne kadar etkilendiği sadece sigara tüketimi ile sınırlı değil. 2016 ve 2017’de gerçekleştirilen ve Iowa Üniversitesi’nden Dr. Stanley Perlman’ın başını çektiği araştırmada, erkek farelerin koronavirüs çeşitlerine daha fazla maruz kaldığı anlaşıldı. SARS (Şiddetli Akut Solunum Yetmezliği) ve MERS (Orta Doğu Solumum Sendromu) virüsleri verilen erkek fareler, dişilere oranla çok daha fazla etkilendi.
Öte yandan, dişilerin yumurtalıkları çıkarıldığında veya östrojen hormonu salgılamalarını önleyen ilaçlar verildiğinde ölüm oranları bir anda fırladı.
Perlman’a göre elde edilen bulgular östrojenin koronavirüslerin neden olduğu tahribata direnç sağlayan bir özellik sunduğunu gösteriyor. Perlman, hormonun SARS-CoV-19 virüsüne karşı etkili olduğuna da inanıyor. Perlman, estrojenin kadın vücudu için çok önemli roller oynadığını, koronavirüslere karşı sağladığı direncin sebebini anlamaları gerektiğini ifade etti.
Akciğer hastalıklarının genelinde, kadınlar erkeklere göre daha hassas beliriyor. Şiddetli grip (influenza) yaşayan kadınların komplikasyon yaşama riski ve ölüm oranı daha yüksek oluyor. Erkeklerin sigara alışkanlığı bir kenara konduğunda, kadınlar akciğer kanseri ve amfizeme daha hassas beliriyor.
California Üniversitesi’nden Kent E. Pinkerton, akciğer hastalıklarındaki farklılığın nasıl oluştuğunu net olarak bilmediklerini ifade etti. Pinerton’a göre, cinsiyetlerin Covid-19’a gösterdiği direnç, bağışıklık sistemlerinin enfeksiyonlarla nasıl savaştığını anlamak için fırsat olabilir. Bu aşamada, Pinkerton da hormonal farklılıkların önemli bir rol oynadığını düşünüyor.
Covid-19’un zayıf noktası bulunabilir
Hormonların bağışıklık sistemindeki rolü, Covid-19 salgınına karşı bilim insanlarına yeni bir tedavi üretmelerinde yardımcı olabilir. Oklahoma Medikal Araştırma Derneği’nden Susan Kovats, kadınlarda bağışıklık sisteminin Covid-19’a karşı daha etkin olup olmadığını anlamak için tüm vakalara ait kayıtları inceleyeceklerini belirtti.
Eğer kadınların direnci daha güçlü ise bu Covid-19 ile savaşmak için T ve B hücrelerinin kullanılmasına fazla gerek olmadığı anlamına geliyor. Bu da iyiye işaret çünkü bu hücrelerin kullanılması bağışıklık sisteminin aşırı tepki vermesiyle ciğerlerin daha da zarar görmesiyle sonuçlanabiliyor.
Kısaca, kadınların bağışıklık sistemini aşırı zorlamayan ve Covid-19’u erken safhalarda alt etmeyi başaran dirençleri hayatta kalma oranını da artırıyor. Pinkerton bu aşamada “hiç şaşırmadığını” belirtiyor. Sebebi, bağışıklık uzmanlarının (immunolog) yıllarda erkek memeli hayvanlar üzerinde deneye yapmayı tercih etmesi. Çünkü dişilerin hormonları sonuçları analiz etmesini fazlasıyla zorlaştırıyor.
Anlaşılan o ki, Covid-19’a gelindiğinde kadın hormonlarının rolünü çok iyi analiz etmek şart.