Juno tarafından Jüpiter’in kuzey kutup noktasından gönderilen ilk fotoğraflar, Güneş Sistemi’ndeki gaz devlerinde bugüne dek görülmemiş fırtına sistemleri ve meteorolojik hareketliliği gözler önüne serdi.
Juno, Jüpiter sisteminde gerçekleştireceği 37 yörünge uçuşundan ilkini 27 Ağustos’ta başarıyla tamamladı. Jüpiter’in kıvrılan bulutlarına 4,200 kilometre yaklaşan Juno, dört saatlik gözlem sonuçlarını Dünya’ya 6MB boyut kaplayan veri olarak gönderdi. Verilerin Dünya’ya iletilmesi, 6 saat sürdü.
Juno’nun, kuzey kutup noktasından güneye doğru indiği gözlem sürecinde elde ettiği verilerin Dünya’ya aktarımı sürse de, gökbilimciler ilk veri paketinden önemli bilgiler elde etmeyi başardı.
Juno ekibinde yer alan Southwest Araştırma Enstitüsü’nden Scott Bolton, “Jüpiter’in kuzey kutbuna ilk bakış, hiç görmediğimiz ve tahmin etmediğimiz bir görüntü ortaya çıkardı… Yukarıda mavi renk hakim ve aynı rengi gezegenin diğer kısımlarında görebiliyorsunuz. Ayrıca çok fazla fırtına var. Enlemlere, bölgelere veya kuşaklara ait hiçbir iz yok… Bu fotoğrafın Jüpiter’e ait olduğuna inanmak güç. Bulutların gölgelere ait olduğuna dair izler var. Demek ki bulutlar diğer gözlemlenen yapılardan daha yüksekteler” ifadesini kullandı.
Jüpiter’in güneyindeki aurora ilk kez görüldü
Dünya’ya ulaşan ilk JunoCam fotoğraflarında, Jüpiter’in kuzey kutbunda olabileceği tahmin edilen detayların yerinde çok farklı yapılar görüldü.
Bolton, “Satürn kuzey kutbunda bir altıgene sahip… Jüpiter’de bu tür bir yapının yanından geçen hiçbir içerik yok. Güneş Sistemi’ndeki en büyük gezegen tamamen kendine özgü özellikler barındırıyor. Jüpiter’in kendine özgü yapısını anlamak için 36 yapacağımız daha 36 uçuş var” yorumunda bulundu.
Jüpiter sistemindeki ilk Juno geçişi esnasında, uzay aracının kamerası dışında aktif olan sekiz bilimsel donanımı, gaz devi hakkında bilgi topladı. İtalya Uzay Ajansı tarafından geliştirilen Jüpiter Kızılötesi Aurora Haritacısı (JIRAM), gaz devinin kuzey ve güney kutup bölgelerine ait kızılötesi dalgaboylarında son derece detaylı görüntüler elde etti.
Roma Uzay Astrofizik ve Gezegen Bilimi Enstitüsü’nden (INAF) Alberto Adriani, “JIRAM, Jüpiter’in derisinin altına girerek gezegene ait ilk yakın çekim görüntüleri elde ediyor… Jüpiter’în ilk kez elde edilen kızılötesi görüntüleri, kuzey ve güney kutup noktalarında geçmişte fark edilmemiş sıcak noktalar ortaya çıkardı. Güney kutbundaki aurorayı ilk kez görebileceğimizi düşünürken, fotoğraflarda karşımıza çıkması bizi gerçekten büyüledi. JIRAM verileri, güney kutbundaki auroranın oldukça parlak ve muntazam bir şekle sahip olduğunu gösteriyor. Yüksek çözünürlüklü görüntüler auroranın morfolojisi ve dinamikleri hakkında bize daha fazla bilgi verecek” ifadesini kullandı.
Aurora’nın kaynağı nereden geliyor?
Juno görevinde elde edilen ilk etkileyici bilgiler, Radyo/Plazma Dalgaları Deneyi (Waves) ile kaydedilen manyetik alana ve aurora sesleri olmuştu. Gökbilimcilerin ilk kez 1950’li yıllarda tespit ettiği ve Jüpiter’in tepesinde ortaya çıkan mistik sesler, ilk kez Juno tarafından çok yakın bir gözlem noktasından dinlendi.
Waves deneyinde yer alan Iowa Üniversitesi’nden Bill Kurth, “Waves, Jüpiter’in kuzey kutup noktasında daireler çizen dev auroraları meydana getiren enerji parçacıklarının sinyal yayılımlarını tespit etti. Bu yayılımlar Güneş Sistemi’nde karşılaştığımız en güçlü aurora sinyalleri. Şimdi ortaya çıkarmaya çalıştığımız, bu elektronların oluştuğu yeri bulmak.”
Florida’daki Cape Canaveral Uzay Üssü’nden 5 Ağustos 2011’de ateşlenen Juno, 4 Temmuz 2016 tarihinde Jüpiter’in manyetik alanına girerek sisteme ulaşmayı başarmıştı.