NASA’nın en geç 2025’te Dünya dışı yaşamın ‘ilkel izlerini‘ bulacağımızı açıklaması ve Edward Snowden’ın ‘uzaylıların şifreli mesajlar’ kullanarak iletişim kurdukları iddiası gibi yakın zamandaki açıklamalar, Mars ve ötesine adım atmayı hayal ettiğimiz 50 yıllık süreçte bizleri en çok heyecanlandıran beklentiyi daha da güçlendiriyor: Akıllı Dünya dışı varlıklarla ne zaman karşılaşacağız.
Çin’in 500 metre çapındaki FAST teleskobuyla beklenenden çok daha erken bir zamanda uzaylılara ait bir mesaj yakalamayı istediğini biliyoruz. On yıllardır blim kurgu ile desteklenen uzaylıların varlığına ait inanışlar da bilimsel bulgularla giderek gerçeklik kazandı. Peki, uzaylılarla karşılaşma senaryolarından hangisi gerçek olacak?
Monthly Notices of the Royal Astronomical Society dergisinde yayımlanan makale, bilim insanlarının bu konuda karamsar olduklarını ortaya koyuyor. Uzaylılardan korunmak için ortaya attıkları yöntem ise lazer ateşleyerek Dünya’yı geçici süre görünmez kılmak.
Söz konusu yöntem, ‘gezegen avcısı‘ Kepler Teleskobu’nun yıldız sistemlerinde gezegen keşfetme yöntemine dayanıyor. Kepler, gezegenlerin yıldızları önünden geçerken oluşturdukları nokta karaltıyı tespit ediyor. Güneş’in ışığının ne kadar bloke edildiği, gezegenin büyüklüğü, kütlesi ve diğer özellikleri hakkında bulgular sunuyor.
Araştırma ekibi üyelerinden Alex Teachey ve meslektaşları, bu karaltıyı kamufle ederlerse kötü niyetli uzaylıların Dünya’yı göremeyeceklerini düşünüyor. Bunun için, Dünya Güneş’in önünden geçerken lazer atışı yapılacak ve Dünya’nın izi ışınla kamufle edilecek.
Gizmodo’ya konuşan Teachey, “İlk fikir bilginin şifrelenerek iletilebileceği bir teknoloji geliştirmekti… Daha sonra bir adım öteye giderek iletim şeklini değiştirerek Dünya’yı görünmez kılabileceğimizi fark ettik” ifadesini kullandı.
Nasıl çalışacak?
Columbia Üniversitesi’nde akademisyen olan Teachey’in hesaplamalarına göre, her yıl 10 saat boyunca 30 MW lazer ateşlersek, Dünya’nın izini optik dalgaboylarında silebiliriz. Her yıl belli aralıklarla ateşlenecek lazer, farklı yıldız sistemlerinden Dünya’nın görünmez olmasını sağlayabilir.
30 MW enerji, Uluslararası Uzay İstasyonu’nun (UUİ) bir yıllık enerji tüketimine eşit. Teachey, söz konusu lazeri gerekli kaynak verilirse bir hafta içinde yapabileceklerini, mevcut teknolojinin yeterli olduğunu belirtti.
Dünya’yı görünmez kılsak da uzaylılar radyal hız ölçümleriyle bizi görebilir.
Dahası, her dalgaboyunda lazer hazırlanarak, Dünya’nın görünmezliği tam kapasiteye çıkarılabilir. Tam ölçekli koruma için gereken enerji ise 250 MW. Öte yandan, görünmezlik teknolojisinin geri tepme ihtimali de var.
Birçok uzaylı medeniyetin bize kıyasla über teknolojiye sahip olduğunu varsayarsak, tam ölçekli lazer koruması işe yaramayabilir. Uzaylılar görünmez Dünya’yı bu sefer radyal hız dedektörleri ile tespit edebilir. Böyle bir durumda, görünmez haldeki gezegende çok değerli bir şeyler olduğunu düşünüp gelebilirler. IQ’su düşük insanlıkla karşılaşınca da, hayal kırıklığına uğrayıp öfkeyle bizi yok edebilirler.
Uzaylılar yer mi?
Lazer görünmezlik planı, optimum ölçekte 160 MW’lık bir enerji gerektiriyor. Söz konusu miktarla Dünya’nın atmosfere yansıyan biyolojik canlılığını ve su ile oksijen varlığını gizlemek mümkün. Teachey de bu opsiyonun en iyisi olduğunu düşünüyor. “Bir gezegen görecekler ama birçokları gibi ölü bir kayalıktan ibaret olduğunu düşünecekler.”
Uzaylılar konusunda paranoyak olmamak mümkün değil. Ancak çok daha ileri teknolojiler varken, süper üstün medeniyetlere karşı gizlilik politikası izlemek, bizi komik duruma da düşürebilir.
Uzaylıların köle bulmak, genetik deneyler yapmak, hibrit ırk oluşturmak, beyin kontrolü ile kötü amaçlarına yormak, madenlerini tüketmek ve tatil yapmak için gelebileceği veya çoktan geldiği Dünyamızı korumak henüz insanlığın elinde değil desek yanlış olmaz. Çelyabinsk meteorunu bile patladığı ana kadar fark edemeyen insanlık, kozmik tehditlere karşı resmen çaresiz durumda.