Current Biology dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, Somali kör mağara balığı (Phreatichthys andruzzii) birçok hayvanı zararlı güneş ışınlarından koruyan ‘DNA tamir setinden’ yoksun. Söz konusu canlının milyonlarca yıldır mağaraların derinliklerindeki sularda yaşadığını düşünürsek bu son derece normal bir durum. Kör mağara balığının yoksun kaldığı sistem, ‘fotoreaktivasyon DNA tamir fonksiyonu’ olarak biliniyor ve morötesi ışınlardan kaynaklanan hasarı onarmak için görünür ışık kullanıyor. Bakteriler, mantarlar, bitkiler ve birçok hayvanın sahip olduğu bu sistem, bitkilerin tüm gün boyu güneşin altında zarar görmeden kalabilmesinin de sebebini temil ediyor. Öte yandan insanlar için aynısını yapmaya kalkmak, kanser riski anlamına geliyor.
İnsanları da içine alan bir plasental hayvanların oluşturduğu grup, bu önemli DNA koruma sistemine sahip değil. Neden derseniz, dinozorlar dönemine uzanmamız gerekiyor. Yani birçok memelinin atası olan canlının dinozorlar tarafından yenmemek için mağaralarda yaşadığı ve geceleri ortaya çıktığı zamanlar. Kör mağara balıkları gibi uzun süreler zifiri karanlıkta evrim geçiren ilkel memeliler, zamanla ışıkla aktif hale gelen DNA tamir sistemlerini kısmen kaybetti. Dinozorlardan saklanan ilkel memeliler sonradan plasental memelilerin temelini oluşturdu. Aç dinozorların neden olduğu yaşam biçimi, günümüzün bol karlı güneş kremi piyasasını doğurdu.
Aslına bakarsanız bu düşünce henüz kesinleşmiş değil. Bilim insanları denize girmeden önce güneş kremine bulanma ritüeline maruz kalmamızın sorumlusu olarak dinozorları gösterebilmemiz için daha birçok araştırma yapılması gerektiğini savunuyor.
Kullanmazsan, kaybedersin
Bir özellik canlının hayatta kalması için önem teşkil etmiyor ve uzun süre kullanılmıyorsa, o özellikten sorumlu genetik kod zamanla yok oluyor veya mutasyon ile değişiyor. Sonuç olarak, elimizde gereksiz özellikle kalabiliyor. Örnek olarak yirmilik dişler, bademcikler, apendis ve kuyruk kemiği gösterilebilir.
Somali kör mağara balığı için uzun bir zaman alan bu geri evrim, fotoaktivasyon DNA tamir sisteminin kaybedilmesi ile sonuçlandı. Bu sistem, muhtemelen Dünya’nın çok daha yakıcı bir Güneş’e sahip olduğu erken zamanlarından ortaya çıktı. Araştırmada yer alan Almanya Karlsruhe Teknoloji Enstitüsü’nden Nick Foulkes, fotoaktivasyon DNA tamir sisteminin çok etkili olduğunu ve bitki ile birçok hayvanın milyonlarca yıl hayatta kalmasına yardım ettiğini belirtti.
Foulkes, istisnai yaşam şartlarının hayvanlarda DNA’yı nasıl değiştirdiğini araştırıyor. En azından 3 milyon yıldır morötesi veya görünür ışığa maruz kalmamış olan kör mağara balığı bunun için biçilmiş kaftan. Çünkü bu balık D-box adı verilen ve DNA tamir sistemini koordine ederek güçlendiren elementten de mahrum. Öte yandan diğer mağara balığı türleri DNA tamir sistemlerini zamanla kazanmayı başarmış.
Dinozorlar sorumlu olmayabilir
Gizmodo’ya açıklamada bulunan Foulkes, Somali kör mağara balığının aksine bazı diğer türlerin 100,000 yıldan daha kısa süredir karanlıkta yaşadığını ve bu sayede DNA tamir sistemini geri kazandıklarını belirtti. Henüz incelenmemiş birçok balık türü bulunuyor olsa da, DNA tamir sistemini kaybettiği kesin olarak bilinen hayvanlar plasental grubuna ait.
Foulkes, plasental hayvanların bu özelliklerini nasıl kaybettiklerin bir sır olduğunu ancak Somali kör mağara balığının mantıklı bir ipucu sunduğunu belirtti. Bu aşamada, devreye konvergent evrim giriyor. Yani, bir canlıda kaybolan bir özelliğin bağlantılı olmayan türlerde ortaya çıkması. Somali kör mağara balığı karanlık mağaralarda milyonlarca yıl geçirirken, 200 milyon yıl önce beliren ilkel memeliler dinozorlar ile 130 milyon yıl geçirdi ve yenmemek için geceleri aktif hale gelen bir yaşam biçimi seçti.
Memelilerin dışındaki bir türün morötesi ışınlara karşı koruma sağlayan sistemi kaybettiğini keşfetmek, insanların zorunlu güneş kremi bağımlılığını anlamak için heyecan verici bir keşif. Öte yandan 2013 yılında yapılan bir araştırmada mağara balıklarının DNA tamir sistemine sahip olduğu anlaşılmıştı. Yani, farklı mağara balığı türleri aynı şartlarda hayatta kalmak için farklı stratejiler kullanmıştı.
Genetik bilimci Aniket Gore’a göre en son araştırma oldukça dikkatlice yapılmış, başarılı bir analiz:
“DNA tamir sistemlerinin arkasındaki moleküler mekanizmayı anlamak kanser dahil farklı hastalıklara karşı etkin tedaviler geliştirmek için büyük önem taşıyor… Araştırma, kör mağara balığı gibi kendine özgü model organizmaların insan sağlığı ve gelişimi hakkındaki önemli sorulara gerçek cevaplar sağlayabileceğine dikkat çekiyor.”
Gore, güneş kremi bağımlılığının dinozorlardan geldiği düşüncesinin ise doğru olmayabileceğini ifade etti. Aksine bunun bir sebebi DNA tamir mekanizmalarından NER (nükleotit eksizyon tamiri) ve BER’in (baz eksizyon tamiri) DNA dizinini ışıktan bağımsız değiştirebilmesi. Yani NER ve BER karanlıkta veya ışıksız ortamda çalışarak mutasyonları tamir edebilir. Bu da, memelilerin DNA tamir mekanizmaları sayesinde aslında fotoaktivasyon tamir setine bağımlı olmadıkları anlamına geliyor olabilir.
Daha fazla bulgu gerekiyor
Araştırmayı yorumlayan evrim biyoloğu David M. Grossnickle, araştırmanın plasental hayvanların ışıksız ortamda yaşadıkları için DNA tamir setini kaybettiklerine dair dolaylı bir açıklama getirdiğini belirtti. Grossnickle, ilkel memelilerin zamanından birçok hayvanın DNA tamir özelliğini korumayı başardığına dikkat çekti (keseli memelilerden kanguru ve ördek gagalı ornitorenk gibi). Mozozoik döneminde yaşamış plasentak, keseli ve tek delikli (monotreme) hayvanların bazıları hayatta kalırken, bazılarının nesli tükendi. Plasental hayvanlar DNA tamir yeteneğini kaybederken, keseli ve tek delikli olanlar korumayı başardı.
Tüm bu bilgiler, insanların güneş kremi kullanmaya neden zorunlu olduğunu inceleyecek yeni araştırmalarda kullanılacak. Belki de, en mantıklı açıklama T-rex korkusu olarak belirecek.