Kopenhag Üniversitesi’nden deniz biyoloğu Julius Nielsen ve meslektaşları tarafından yapılan araştırma, Arktik sularında yaşayan Grönland köpekbalıklarının yüzlerce yıl yaşayabildiğini savunuyor.
Nielsen, Science dergisinde yayımlanan araştırma hakkında, “Bu balıkların en yaşlısının 272 veya 512 yaş arasında olduğuna yüzde 95 eminim… Bu büyük bir aralık olsa da en azından 272 yaşını görmeleri Grönland köpekbalıklarını en yaşlı omurgalı yapıyor” ifadesini kullandı.
Bugün dünyanın bilinen en yaşlı canlısı Ming adı verilen bir istiridye. İzlanda açıklarında okyanusun dibinden çıkarıldığında yapılan incelemeler istiridyenin 507 yaşında olduğuna işaret etmişti. Nielsen’in savunduğu gibi 512 yaşında bir Grönland köpekbalığı bulunursa, 2006 yılında ölen Ming’in rekoru da tarihe gömülebilir.
Köpekbalığının yanı sıra 200 yıldsan uzun yaşadığı bilinen Alaska ‘rockfish’ ve en yaşlısı 170 yaşında ölen Galapagos kaplumbağası gibi uzun ömürlü diğer canlılar da bulunuyor.
Yaşlıların en yaşlısı
Enbüyük balıklardan biri olan Grönland köpekbalığı, Arktik, Arktik altı bölgeler ve okyanusların derin, soğuk noktalarında yaşıyor. Genelde karanlıkta gezindikleri için küçük gözleri çok iyi görmese de, gelişmiş burunları bu canlılara av ve leş bulmakta büyük avantaj sağlıyor.
Grönland köpekbalıkları üzerinde 20 yıl araştırma yapan Windsor Üniversitesi’nden Aaron Fisk, “Dev bir yüzen burun olduklarını söyleyebiliriz” ifadesini kullanıyor.
Uyuşuk hareketleriyle bilinen Grönland köpekbalıklarının fazlasıyla uzun ömürlü olabileceği, geçmişte yapılan araştırmalarda öne çıkan bir bilgiydi. Dev boyutlarına rağmen, köpekbalıklarının her yıl sadece 1 cm gibi çok küçük miktarda boy attığı anlaşılmıştı.
Fisk, ‘soğuk sularda büyümenin yavaşladığına ve balığın yaşlandığına’ dikkat çekerken, “200 veya 400 yaşında çıkmaları şaşırtıcı olmaz” yorumunu yaptı.
Yaşı belirlemek hiç de kolay değil
Somon ve diğe birçok balık türünün yaşını belirlemek için kulak içinde gelişen kemiksi kulaktaşına bakılıyor. Bu doku, ağaçlardaki gibi zamanla artan büyüme halkaları içeriyor. Eğer bilim insanları bir halkanın ne kadar sürede oluştuğunu anlarsa, balığın yaşı da ortaya çıkıyor.
Köpekbalığı ve vatozlarda kulak kemiği olmadığı için araştırmacılar bu canlıların omurga veya kuyruk omurgalarındaki kireçlenmeye bakmaya mecbur bırakıyor. Ancak Grönland köpekbalıklarının omurgası kuyruklarına uzanmadığı gibi kıkırdak iskeletleri kireçlenmeye izin vermeyecek kadar yumuşak.
Nielsen ve meslektaşları bu sorunu aşmak için birçok hayvan üzerinde kullanılan göz merceği radyokarbon tarihleme yöntemini kullandı. Göz mercekleri, omurgalı canlıların ömürleri boyunca büyümeyi sürdürdüğü gibi ağaç ve kulaktaşı gibi zamanla halka ekliyor. Öte yandan, göz merceği hayvan doğmadan önce oluşuyor ve ömrü boyunca metabolik olarak değişim göstermiyor. Bu da, köpekbalığının gözünün merkezinde henüz doğmadan önce çevresine ait kimyasal iz taşıyan bir parça bulunuyor.
Nükleer etki
İkinci Dünya Savaşı’nın ardından ABD ve Sovyet Rusya’nın atmosferde gerçekleştirdiği termonükleer testler, haliyle kolayca tespit edilebilen hayli büyük miktarda radyakarbon ortaya çıkardı. Okyanuslara bulaşan radyokarbon, deniz canlılarının yaşını tespit etmeye yarayan ‘bomba nabzı’ yöntemini doğurdu.
Eğer köpekbalığının göz merceğindeki radyokarbon bomba-nabzı sonrası seviyeleri gösterirse, bu canlının 1960’dan sonra doğduğuna işaret ediyor (radyokarbonun denizlere işlemesi birkaç yıl almıştı).
Nielsen ve meslektaşları 2010-2013 yılları arasında yakalanan 28 dişi köpekbalığını inceledi. Boyut olarak en küçük iki köpekbalığının göz merceklerindeki radyokarbon açıkça 1960 sonrasında doğduklarını ve 50 yaş civarında olduklarına işaret etti.
Üçüncü en küçük köpebalığının ise tam olarak bomba-nabzı döneminde doğduğu ve 60 yaş civarında olduğu tespit edildi.
Geride kalan 25 köpekbalığının radyokarbon izleri ise tümünün bomba-nabzı öncesi dönemde doğduklarını gösterdi.
Yaşlılar grubundaki köpekbalıklarının yaşlarını tespit edebilmek için her birinin göz merceğinden radyokarbon örnekleri alındı ve okyanuslardaki radyasyon oranının geçmişten bugüne değişimini gösteren veriler incelendi. 50 bin yıl öncesine uzanan mercan ve diğer organizmaların yaşını belirlemek için kullanılan kronolojik yöntemin, yakın tarihlerdeki canlılar için kullanıldığında daha büyük hata aralığı verdiği biliniyor.
Nielsen ve meslektaşları tahminleri güçlendirmek için en uzun köpekbalığının en yaşlı olduğu savını kullandı. Köpekbalıklarının boyları da hesaba katılıp yaşları hesaplandığında, 4.8 metre ile en uzunlarının +/-120 yıl ile 392 yaşında olduğuna karar verildi.
Araştırmacılar hata aralığının çok yüksek olduğunu kabul etseler de, Grönland köpekbalığının çok uzun ömürlü olduğuna dair bulgunun güçlendiğini kabul ediyorlar.
Omurgalılarda boy, yaş için belirleyici bir bulgu değil.
Bilim dünyası ne diyor?
Grönland köpekbalığının dünyanın en yaşlı canlısı olduğuna dair araştırma, birçok araştırmacıyı tam olarak tatmin etmedi.
Avustralya Deniz Bilimi Enstitiüsü’nden Aaron MacNeil, ‘zor bir biyolojik soruna ilginç bir yaklaşımda bulunulduğunu ancak bulguların kesin olmadığını’ belirtti. MacNeil, “Bunun Grönland köpekbalıkları hakkındaki son söz olduğunu sanmıyorum” ifadesini kullandı.
Massachusetts merkezli Woods Hole Okyanus Enstitüsü’nden Simon Thorrold da köpekbalıklarının yaşını belirlemek için boyutun yeterli olmayacağını, ‘bu yüzden her yıl balıkların yaşını belirlemek için yapılan çalışmalarda milyonlarca dolar harcadıklarını’ söyledi.
ABD Ulusal Okyanus ve Atmosferik İdaresi’nde (NOAA) deniz canlılarının yaşını belirleme konusunda uzman olan Allen Andrews, ‘kemikli balıklar için boyutun yaş belirleyici olmadığını’ ifade ederek diğer görüşleri destekledi.
Nielsen, bomba-nabzının kontrol grubundaki küçük boyutlu köpekbalıklarının yaşını belirlemekte öne çıktığına dikkat çekerek, ‘yine de boyutun doğrudan yaşla bağlantılı olmayabileceğini’ onayladı.
Grönland köpekbalıkları uzmanı Fisk, araştırmanın ‘bu balıkların 400-500 yıl yaşamasını kanıtlamaktan çok uzun ömürlü olduklarını kesinleştirdiğini’ vurguladı.
Bu noktadan sonra 250 yaşında bir Grönland köpekbalığı yakalarsak en yaşlı omurgalıyı bulmuş olacağız.