Perşembe, Kasım 21, 2024
More

    Gökbilimciler Derin Uzayda Gizemli Bir Parlaklık Keşfetti

    Plüton sistemini yakından gözlemleyen ilk uzay aracı New Horizons, Güneş Sistemi’nin köşesine doğru ilerlerken bilim insanlarının tanımlayamadığı bir parlaklık tespit etti.

    Gece karanlığında başınızı kaldırıp baktığınızda gökyüzünün sizi kandırmasına izin vermeyin. Atmosferin oluşturduğu kalın filtrenin arkasında sayısız antik ve genç yıldızın ışıklarıyla ve uzay boşluğunda savrulan yıldız tozlarıyla parlayan bir arka plan var. Gökbilimcilerin imza attığı en son keşif de çok daha antik ve parlak bir kozmik buzdağının görünen ucu olabilir.

    Plüton sistemini geçip gittikten sonra Kuiper Kuşağı’nın derinliklerine dalan ve Ultima Thule’u ziyaret ettikten sonra Güneş Sistemi’nin köşesine doğru ilerlemeye devam eden New Horizons’ın çektiği fotoğrafları inceleyen gökbilimciler, evrendeki tüm ışığın miktarı hakkında bilinen en doğru tahminleri yaptılar. Ellerindeki tüm verilerle bilinen tüm ışığı hesaplayan gökbilimciler, geride halen kaynağı tanımlanamayan kozmik bir parlaklık olduğunu fark etti.

    arXiv üzerinde yayımlanan araştırmaya ait bilgiler, The Astrophysical Journal dergisinde yayınlanmak için kabul edildi. Araştırmada yer alan ve Uzay Teleskop Bilim Enstitüsü’nde gözlemler yapan Marc Postman, Motherboard’a yaptığı açıklamada “astronomların karanlıkta gizlenen ilginç bir şey bulmuş olabileceklerini” söyledi. Ancak keşfin ne olduğuna dair bir bilgi yok.

    Postman, ne olup bittiği şu şekilde özetliyor: “Tüm yıldızların ve galaksilerin toplam enerjisini keşfetmek uzun bir süredir yaşanan bir takip… New Horizons ekibinin bu takibe katılmasının sebebi de basit. Karanlık uzayın gerçekten nasıl olduğunu anlamak. Bir diğer ifadeyle, uzayın bir köşesine bakan bir teleskop ile ne kadar ışık tespit edebiliriz?”

    Geçmişte bilim insanları bu amaçla Hubble Uzay Teleskobu ile gözlemler gerçekleştirdiler. Ancak Postman, Güneş Sistemi’ndeki cisimlerden çok daha uzaktan bulunan New Horizons’ın uzay karanlığındaki ışığı ölçmek için biçilmiş kaftan olduğunu belirtiyor. Çünkü yüzeyindne Güneş ışını yansıyan gezegenler veya diğer gök cisimlerinden çok uzakta bulunduğu için daha kesin gözlemler yapabiliyor.

    Bu durumu, şehir merkezine yakın bir binanın terasından teleskopla gökyüzüne bakan birisiyle şehirden kilometrelerce uzaklıktaki ıssız bir arazide aynı noktaya bakan birisinin gördükleri arasındaki farka benzetebiliriz.

    Postman, New Horizons’ın sunduğu avantaja ek olarak bilim insanlarının ek ölçümler yapmasına bile gerek olmadığını söyledi. Tek yaptıkları, New Horizons’ın uzun yolculuğunda çektiği fotoğrafları ışık tespiti amacıyla tekrar analiz etmek oldu.

    New Horizons’ın görüş alanındaki patlak nesnelerin sayılarını tahmin eden mevcut veri tabanlarını kullanan gökbilimciler, New Horizons tarafından görmeyi bekledikleri toplam ışın miktarını görüntülere ekledi. Ancak bu miktarı New Horizons’ın gerçekte gördüğü ışın miktarından çıkardıklarında, daha fazlasını buldular.

    Postman, tespit edilen gizemli kozmik gizemli parlaklığın uzun zaman önce ölmüş ve uzaklardaki yıldızlara ait olabileceğini belirtti. Hatta, daha heyecan verici bir kaynağı da olabilir: Karanlık madde parçacıklarının çarpışması ve yok olmaları…

    Postman’a göre, New Horizons tarafından tespit edilen ışın kalıntılarının ne olduğunu söylemek için henüz erken. Uzayın son derece derin ve karanlık noktalarına ait fotoğraflar çekecek James Webb Uzay Teleskobu (JWST) ile bu heyecan verici keşif hakkında çok daha ilginç bilgiler elde edebiliriz.

    Postman, JWST’nin uzayın derinliklerine bakmasının ardından “geçmişte beklediğimizden çok daha fazla galaksi tespit edebileceğimizi” söyledi.

    Kaynak:

    https://www.vice.com/en/article/qjpk87/scientists-have-detected-an-unexplained-glow-in-the-dark-of-deep-space

    EN COK OKUNANLAR

    İlgili Makaleler