Karar anı
Stüdyonun en azından bir kere düzenlemeye çalışması bir tehditti. Filmin üçte ikisi tamamlanmışken, Wachowski’ler Matrix editörü Zach Staenberg’i kenara çekerek Warner Bros’tan gelen bir maili gösterdiler. Yapımcıların belirlenen bütçeyi geçtiği ve belli sahnelerin kesilmesinin gerekeceği ifade ediliyordu. Staenberg, “O sabah çekim yaptılar ve sonra öğlen yemeğine gittiler… Sonra da dönmediler” sözleriyle anlatıyor.
Nihayetinde bir yapımcı Staenberg’i Wachowski’lerin ofisine gönderdi. Kardeşler Bulls maçı izliyordu. Staenberg, “İkizlere özgü bir konuşma şekilleri vardı ve en yapmacıksız halleriyle ‘Eğer sahneleri biz çekmeyeceksek film de bizde değil. Bitirmesi için bir başkasını getirebilirler’ dediler” diye anlatıyor. Birkaç saat sonra Wachowski’ler stüdyodan arandı ve bütçenin aşılması konusunda endişe duymamaları gerektiği söylendi. Staenberg, “En basit ifadeyle poker oynadılar, güçlü bir elleri olduğunu hissettiler ve haklılardı” diyor ve ekliyor: “The Matrix belirlenenin üzerinde bir bütçeyle ve zaman aşımıyla yapıldı ancak Wachowski’lerin şartlarına uygun yapıldılar.”
Staenberg’in birkaç ilk sahneyi editleyip Burbank’e göndermiş olması yöneticilerin sinirlerini yatıştırmak konusunda ek yardım sundu. Osborne, “Stüdyo filmin gerçekten özel olacağını anlayabiliyordu ve gönderilen sahneler ateşi bayağı bastırdı” diyor.
Warner Bros yöneticilerine özellikle heyecan veren bir sahne, duvarların delik deşik olduğu gökdelen lobisiydi. Fazlasıyla fiziksel olan sahnede Neo dörtlü tekme atarken Trinity duvarda yanlamasına takla atıyordu. Moss, özellikle lobideki dublörlük konusunda endişeliydi: “Çekimden bir hafta öncesinde, eğitim merkezinde gözyaşları içinde ‘Yapamam, yapamam’ diyordum.” Kameraların devreye girmesinden bir saat önce eğitmenler ile çalışırken bileğini incitti ve “Hayır, hayır” diyerek yere düştü. Bir grup dublör sırtını sıvazlıyordu. Gün sonrasındaki provalarda yan taklayı başarıyla yaptı ama kameralar açıldığında tökezledi. Ağzından, acı dolu bir feryat çıktığı işitildi: FUCK!
Moss ve Reeves, koşuşturma ve kavga ile boğuştukları lobi sahnesinde son derece sıkı deri giysiler içine tıkıldılar. Matrix kostüm tasarımcısı Barrett New York City’deki kumaş tedarikçilerinden vinil gibi karakterlere havalı ve göz alıcı S&M (sadomazoşizm) stili verecek ve Wachowski’lerin hikayesi ile uyuşacak hafif materyaller istiyordu. Barrett, “Senaryoda beliren ve dünyalara dahil olan insanlar hakkında fazlasıyla söz geçiyor” diyor. Barrett, the Matrix öncesinde yönetmen Baz Luhrmann’ın 1996 yapımı Romeo + Juliet filminde görev almıştı. “Bunu yapıp nasıl fark edilmezsin diye düşündüm” diyor. Trinity’nin giydiği göz alıcı siyah Likra çözüm sundu. “Onun su üzerinde yağ tabakası gibi hareket etmesini istedim… yansıtıcı tabakalar ile birlikte.”
The Matrix’teki tüm kıyafetler karakterlerin anlamlı yolculuklarına işaret etmeyi amaçlıyordu. Reeves’in çatıdaki çatışmada giydiği uzun deri ceketi -Matrix ile yüz yüze geldiğinde onu sanki maskeleyen bir örtü gibi- Barrett’a göre “hem antik bir his hem de az bir dinsel his vermek içindi”. “Onun çekingen bir kahramandan sorumluluğunu bilen birisine dönüşmesini istedim.” Barrett’in Matrix vardiyası aynı zamanda birçok güneş gözlüğü tasarlamasını içeriyordu. Neredeyse öne çıkan karakterler için bir tane gerekiyordu; filmin belirsiz karakterlerine yapılan bir uyarlamaydı. “Tüm lensler yansıtıcıydı… Biz istemediğimiz sürece karakterlerin gözlerini göremezdiniz.”
The Matrix’te yer alan birçok aktör ve ekip çalışanı gibi Barrett uzayan çekim süresi nedeniyle gerginliğe maruz kaldı. Warner Bros ek süreyi 90 günden 118 güne çıkarmaya izin verdi. Böylece kardeşler istedikleri her sahne için yeterli vakit bulabilecekti. Reeves 1998 yazının sonundaki en son sahnesinde, kendisini dev bir teknolojik havuz içinde neredeyse çıplak halde buldu. Neo’nun enerjisi, her birimizi acı gerçeklikte beklediği gibi örümcek benzeri robotlar tarafından emiliyordu. Reeves zaten büyük bir ameliyattan çıkmıştı ve aylar süren vücut yenileyici eğitim almıştı. Ancak son gün için Neo son bir dönüşümden geçmek zorundaydı: Çekimden hemen önce bir küvete oturdu ve saçını, kaşlarını ve vücudunu tıraş etti.
Sonrasında, tıraştan yeni çıkmış Reeves insanların kendisi ile göz teması yapmakta zorlandığını fark etti. Ancak ona şimdi tuhaf tuhaf bakıyorlarsa, bir de the Matrix dolusu halini beklemeleri gerekiyordu.