1884 yılının sisli bir sabahında İngiliz buharlısı Rumney ile Fransız gemisi Frigorifique birbiriyle çarpıştı. Fransızlar gemilerinin su almaya başladığını gördüklerinde acil olarak gemiyi terk ettiler ve Rumney gemisinin tayfasının yardımıyla en yakın limana gitmek için yola çıktılar.
Yola çıktıktan kısa süre sonra önlerindeki sisin arasından bir anda tayfası tarafından terk edilen Frigorifique gemisi ortaya çıktı. Frigorifique, Rumney ile kafa kafaya çarpıştı. Rumney için bu darbe batmasına neden olacak kadar şiddetliydi. Tayfa cankurtaran botlarına atladı ve hemen gemiyi terk ettiler. Arkalarına baktıklarında ise başıboş dolanan Frigorifique’in sisin içinde tekrar kaybolduğunu gördüler.
Yaşanan kazaların aslında çok basit bir açıklaması vardı. Fransız Frigorifique gemisinin tayfası gemiyi tahliye ederken o kadar acele etmişti ki, geminin motorlarını durdurmayı unutmuştu. Rumney yoluna düz bir rotada devam ederken Frigorifique gemisi rotanın etrafından daire çizerek devam etmiş ve en sonunda kafa kafaya çarpışmışlardı.
Yukarıda bahsedilen hikaye birçok hayalet gemi hikayesinden sadece birisi. Birçok geminin tayfasız şekilde denizlerde gezerken görünmesi ve kaybolması sebebiyle “hayalet gemi” hikayelerine konu oluyor.
Mary Celeste’nin Hikayesi
Hayalet gemi hikayelerinden en meşhurlarından birisi Mary Celeste. Gemi 1872 yılında Atlantik’te tayfasız, cankurtaran botları kayıp, taşıdığı yük sağlam ve kaptanın seyir defterinde notlar yarım kalmış şekilde bulundu. Bu olay yıllarca insanlar tarafından hayalet gemi hikayelerine konu oldu. Aslında bu fenomenin açıklaması ise oldukça basitti:
Suyun kaldırma kuvveti ve akışkanlar dinamiği.
Peki suyun kaldırma kuvveti ve akışkanlar dinamiği ile gemi nasıl tayfasız bir şekilde yol alabiliyor? Sıvıya yerleştirilen bir nesne belirli miktardaki sıvı ile yer değiştirir. Sıvı yer değiştirilen sıvının ağırlığına eşit miktarda yukarı doğru kaldırma kuvveti uygular. Buna Arşimet Yasası denir.
Buz dağı gibi sudan hafif olan nesneler her zaman yüzer. Nesneler demirden daha yoğun maddeden yapılırsa yüzmeleri için daha fazla su hacmini yerinden etmesi gerekmektedir. Tekneye dolan su ağırlığı arttırır ve geminin batmasına neden olur.
Mary Celeste tayfasının korkup kaçmasının sebebi de budur çünkü gemiciler akışkanlar dinamiğini bilmediği için geminin su aldığını görür ve panik yapar. Normalde ise su ve gemi aynı seviyeye geldiğinde su akmayı bırakır. nihayetinde, tek başına suyun ağırlığı Mary Celeste’yi batıramadı. Gemi yol almaya devam etti fakat gemiyi terk eden tayfa kıyıya asla ulaşamadı.
Hayalet gemileri ne yönlendiriyor?
Peki hayalet gemiler en büyük gizemi olan gemilerin yıllar sonra farklı yerlerde görünmesi ve ortadan kaybolmasını nasıl açıklarız? Cevap aslında çok basit;okyanus akıntıları. Geçmişte de denizciler akıntılardan haberdardı fakat günümüzdeki imkanlarla edinilen veriler olmadığı için ellerindeki bilgi çok sınırlıydı. Terk edilen gemileri izleyen bilim insanları Atlantik Girdabı gibi akıntıların hızlarını ve yönünü saptamada kullandı.
Günümüzdeki teknolojik imkanlar ve izleme yöntemlerinin olmaması sebebiyle geçmişte gemilerin ve akıntıların hareketlerinin takip etme yöntemleri çok daha kısıtlıydı.