Cumartesi, Kasım 23, 2024
More

    Esrarengiz yıldızın radyo sinyalleri dinleniyor

    Bilim dünyasının geçtiğimiz hafta en çok konuşulan olayı, şüphesiz yörüngesinde bilinmeyen bir cisim veya cisimlerin tespit edildiği KIC 8462852 yıldızı oldu. Astronomlar, bugüne kadar benzeri yapılmayan tespitlerin ardından, KIC 8462852’de Dünya dışı akıllı varlıklar olup olmadığını anlamak için yıldızdan yayılan radyo sinyallerini dinlemeye başladı.

    Gökbilimcilerin kafasını karıştıran 1,500 ışık yılı uzaklıktaki yıldızın yörüngesinde, bir veya birden fazla ‘mega yapı’ olabileceği belirtilmişti. Kepler Uzay Teleskonu’nun 2011’den bu yana veri topladığı yıldızın yaydığı ışık, bir gezegene kıyasla çok daha büyük ve şekli muhtemelen dairesel olmayan bir veya birden fazla büyük cisim tarafından düzensiz aralıklarla bloke ediliyor.

    ATA teleskop sistemi. [SETI]
    ATA teleskop sistemi. [SETI]
    Bir gezegen olmadığına kesin gözüyle bakılan yapının, anormal boyutu nedeniyle ‘bir kuyrukluyıldız kümesi’ olabileceği öne sürülmüştü. Ancak bu düşünceyi destekleyecek yeterli delil olmaması, KIC 8462852’nin yörüngesinde uzaylılara ait dev bir yapı olabileceği fikrini doğurdu. Bu fikrin öne sürdüğü en büyük ihtimal ise yıldızdan enerji soğuran dev bir uzay gemisi veya güneş paneli olduğu yönünde.

    Soru işaretlerini ortadan kaldıracak en iyi çözüm ise yıldızdan yayılan radyo sinyallerini dinlemek ve sinyallerin akıllı yaşam izi taşıyıp taşımadığına bakmak.

    Şüpheli bir nötron yıldızı mı?

    NASA başta olmak üzere dünyanın dört bir yanındaki uzay ajansları en geç 2025’te düşük yaşam formları da olsa ‘Dünya dışı varlıkların’ bulunacağına kesin gözüyle bakıyor. Bugüne kadar Güneş Sistemi’nde birçok bulgusu edilen yaşam izinin kesinleşmesi için, mevcut teknolojinin ötesindeki keşif araçları ve uydularla gözlemler yapmak ve nihayetinde Mars ve diğer gezegenler ile uydularına adım atarak gerçekleri gözlerimizle görmemiz gerekiyor.

    Space.com’da yer alan bilgiye göre, California’nın kuzeyinde yer alan SETI Enstitüsü’ne bağlı Allen Teleskop Dizini (ATA) ile KIC 8462852’den gelen radyo sinyalleri dinlenmeye başladı.

    Araştırmada yer alan Seth Shostak, ‘KIC 8462852’de ne olup bittiği konusunda emin olmak istediklerini ve çıkacak sonucun bir ihtimal yaşanan heyecanı azaltacak bir tarih dersi olacağını’ ifade etti.

    Dünya'dan 1,000 ışık yılı ötedeki Vela pulsarı. [NASA]
    Dünya’dan 1,000 ışık yılı ötedeki Vela pulsarı. [NASA]
    Shostak, KIC 8462852’nin yakınlarındaki bir yıldızın sürüklüyor olabileceği kuyrukluyıldız kümesinin yanı sıra, tespit edilen tuhaflığın bir pulsardan kaynaklanıyor olabileceğini söyledi. Nötron yıldızı olarak da bilinen pulsarlar, süpernova patlaması sonucu kendi içlerine çöken yıldızları temsil ediyor. Yaşadıkları dönüşüm nedeniyle süper yoğun kütleli olan pulsarlar bir o kadar hızlı dönüşleri esnasında nabız gibi uzaya radyo sinyali gönderiyor.

    Saniyede ortalama 700 defa dönen ve bu esnada uzaya radyo sinyali ve X-ray yayan nötron yıldızları, bu şekilde yerlerini de gökyüzünde bir nevi işaretlemiş oluyor ve pulsar olarak adlandırılıyorlar. İçerdiği atomların yüzde 99,99 uzay boşluğundan ibaret olduğu ölü yıldızlar, buna rağmen bir kaşığı milyarlarca ton gelecek kadar anormal bir yoğunluğa sahip.

    Dünya’daki radyo teleskoplar, pulsarlardan yayılan sinyalleri sadece doğrudan gezegenimize geldikleri zaman yakalayabiliyor. Pulsarın kendi eksenindeki dönüş hızına göre sinyallerin aralığı hakkında da tahmin yapılabiliyor.

    Pulsar benzeri sinyaller yayan AE Aquarii sistemindeki beyaz cüce, gökbilimcilerin aklına gelmeyen bir olasılık olabilir mi? [NASA]
    Pulsar benzeri sinyaller yayan AE Aquarii sistemindeki beyaz cüce, gökbilimcilerin aklına gelmeyen bir olasılık olabilir mi? [NASA]
    İlk Pulsar, 1967 yılında Cambridge Üniversitesi öğrenicisi olan 24 yaşındaki Susan Jocelyn Bell tarafından görüntülenmişti. Türk astrofizikçi Bülent Kızıltan, pulsarları 1 milyon kat daha net dinlemeyi sağlayan yöntemi geliştirerek bu alanda adını bilime yazdıran bir diğer bilim insanı olmuştu.

    Shostak da, “Klingon’ların yer almadığı bir senaryoda insanları heyecanlandıran faktörün bir pulsar olabileceğini” düşünüyor.

    Sinyalleri yakalarsak anlayabilecek miyiz?

    KIC 8462852’den alınacak veya alınamayacak sinyaller, gökbilimcilere oralarda bir yerlerde gelişmiş uzaylılara ait bir yapı olup olmadığına dair kesin bilgi vermeyecek. ATA’nın elde edeceği radyo sinyalleri canlı olmayacak birçok faktörden doğabileceği gibi sinyal olmaması da uzaylıların orada olmadığını kesinleştiren bir bulgu olmayacak.

    KIC 8462852 yörüngesinde, C/2014 Q2 Lovejoy kuyrukluyıldızı gibi gök cisimleri mi dolaşıyor? [Rolando Ligustri]
    KIC 8462852 yörüngesinde, C/2014 Q2 Lovejoy kuyrukluyıldızı gibi gök cisimleri mi dolaşıyor? [Rolando Ligustri]
    Eldeki hesaplara, eski istihbarat ajanı Edward Snowden’ın başlattığı tartışmayı da eklemek gerekebilir. Snowden, ‘belli bir gelişmişlik düzeyine gelmiş uzaylı medeniyetlerin iletişim kurarken radyo sinyallerini mutlaka şifrelediğini ve Dünya’dan alınacak bu sinyallerin içeriğinin anlaşılamayacağını’ öne sürmüştü.

    SETI, bu açıklamalara hemen cevap vererek, ‘radyo sinyallerinin şifrelenmesinin önemli olmadığını, akıllı yaşam izini mevcut teknolojiyle yakalayabileceklerini’ belirtmişti.

    Shostak soğukkanlı tavrını koruyarak Evren’in büyüklüğünü hatırlatan bir açıklama yapıyor: “Teleskobu nereye doğrulttuğunuzun neredeyse bir önemi yok, çünkü gezegenler her yerde… Eğer oralarda bir yerlerde birisi varsa, onlardan o kadar fazla var ki, nihayetinde birilerini bulmamız için şansımız bulunuyor.”

    EN COK OKUNANLAR

    İlgili Makaleler