Cuma, Kasım 15, 2024
More

    Dünyanın en eski tapınağı Göbeklitepe’de ‘kafatası kültüne’ ait kalıntılar bulundu

    Neolitik Çağ’dan kalma en eski tapınaklardan biri olduğu kabul edilen Göbeklitepe’de, bugüne dek keşfedilen yapıların temsil ettiği kült akımı destekleyen çok önemli insan kalıntıları ortaya çıkarıldı. Almanya Arkeoloji Enstitüsü tarafından yapılan kazılarda, çeşitli aletlerle üzerine şekiller oyulmuş üç kafatası parçası bulunduğu açıklandı.

    Science Advances dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, kafatasları benzeri görülmemiş otopsi çalışmalarını temsil ediyor olabilir. Araştırmanın başında yer alan Julia Gresky’e göre, kafatası üzerinde yer alan yatay çizgiler dünyanın başka bir bölgesinde bugüne dek görülmemiş bir işleme işaret ediyor. Mikroskop altında yapılan incelemeler, çizgilerin çakmaktaşından yapılmış aletlerle bilerek kafatası üzerine oyulduğuna işaret etti. Bulunan diğer bir kafatası parçasında ise delik olduğu görüldü. Bu bulgu da, Hindistan’daki Naga kültürüne benzer bir şekilde kafataslarının asıldığı düşüncesini doğurdu.

    Araştırmacılar, elle işlenen kafatası parçalarının birkaç tane olduğunu ancak 7,000 ile 10,000 yıl öncesine ait bu parçaların Göbeklitepe’de yaşamış toplum hakkında çok önemli bilgiler sunduğunu belirtti. Bulgular, Göbeklitepe’de yaşamış insanların ölenlere saygılarını sunduğunu bir çeşit ‘kafatası kültüne’ sahip olduğunu düşünüyor.

    Kafatasları kime ait?

    Boyutları 3 metreye yaklaşan, üzerlerinde birçok hayvan dahil çeşitli şekillerin oyulduğu T şeklindeki sütunlara sahip olan Gökbeklitepe, Büyük Piramit’ten 7,500 yıl öncesine uzanan bir yapı. Nasıl inşa edildiğinden, nasıl bir uygarlığın parçası olduğuna dair birçok soru barındıran Göbeklitepe, kafatası kültü ile araştırmacılara birçok ipucu verebilir.

    Kafatası kültünün, Göbeklitepe kullanıldığı zamanlarda farklı bölgelerde de var olduğu biliniyor. Gresky, Neolitik dönemde ölülerini mezarlarından çıkardıktan sonra kafataslarını sergileyen veya kafataslarını alçı ile yeniden şekillendiren toplumların olduğunu belirtti.
    Göbeklitepe, yerleşim bölgesinden ayrı kalan bir tepede yer alıyor. Tamamen anıtlardan oluşması, antik dönemde bölgede yaşamış avcı-toplayıcılar için Göbeklitepe’yi çeşitli ritüeller için kullandığına işaret ediyor.

    Cornell Üniversitesi’nden biyo-arkeolog Matthew Velasco, “Gökbeklitepe’de bulunan kafataslarının ait olduğu dönemde Anadolu’nun diğer bölgelerinde görülmeyen bir işleme tabi tutulduğunu” belirtti. Araştırmada yer almayan Velasco, bir örneği olmayan oymaların kafataslarının kime ait olduğu ve neden bu şekilde değiştirildikleri hakkında soru işareti doğurduğunu ifade etti.

    Velasco, kafataslarında yapılan değişimlerin toplumların atalarına gösterdiği saygıdan düşmanlara yapılan saygısızlığa kadar birçok farklılık gösterdiğini söyledi. Göbeklitepe’deki amacın ne olduğunu anlamak için daha fazla kalıntı bulunması gerekiyor.

    Gresky, kafatasları üzerindeki çizgiler ve deliklerin yanı sıra, Göbeklitepe kültürünün kafataslarına özel ilgi gösterdiğine dair başka deliller olduğunu da belirtti. Sütunlar üzerinde başı olmayan insan veta taştan yapılma insan kafaları tasvir edilmiş. Anıt alandaki oyma tasvirler, kafatası üzerinde odaklanıyor.

    Göbeklitepe’de mezar bulunmuyor. Bunun yerine insan kalıntıları, hayvan kemikleri ve çakmaktaşı el aletlerinin karışık halde bulunduğu çukurlar ortaya çıkarıldı. Gresky, halen Göbeklitepe’nin antropolojisini anlamaya çalıştıklarını ve ileride bulacakları insan kalıntıları ile antik toplumun nasıl yaşadığını daha iyi anlayacaklarını söyledi.

    Göbeklitepe, Şanlıurfa il merkezinden yaklaşık 22 km kuzeydoğuda, Örencik köyü yakınlarında yer alıyor. Göbeklitepe kazıları, geçtiğimiz yıl Dünya Ekonomik Forumu (WEF) tarafından 15 milyon dolar ile desteklenmişti.

    Göbeklitepe kazı alanı. [Almanya Arkeoloji Enstitüsü]

    EN COK OKUNANLAR

    İlgili Makaleler