ABD’de gerçekleştirilen araştırmada, Dünya’nın yeni yok oluş dönemine girdiği ve ilk kurbanların insanlar olabileceği belirtildi.
İnsanlık sonunda muradına erdi. Stanford, Princeton ve Berkeley üniversiteleri tarafından sunulan rapor, omurgalı hayvanların normalin 114 kat daha hızlı yok olduğunu ortaya koydu.
Yapılan en son araştırmayla, ilk uyarıları geçtiğimiz yıl yapılan araştırmalarla verilen ‘altıncı kitlesel ölüm’ sürecine girdiğimiz resmen söylenebilir.
Science dergisinde Temmuz 2014’te yayımlanan araştırmada, 1500 yılından günümüze kadar karada yaşayan 320’den fazla omurgalı hayvan türünün yok olduğu belirtilmişti. Afrika aslanlarının 1950’den bu yana yüzde 90’ının yok olması, hayvan ve bitki türlerindeki hızlı azalışın en önemli bir diğer göstergesi olarak gösterilmişti.
Aslan, fil ve köpekbalıklarına kadar akla ilk gelecek kara ve deniz canlılarının yok olmasında baş rolü oynayan insanlık ise doğanın tahribatı nedeniyle altıncı kitlesel ölümle burun buruna gelecek ilk tür olabilir.
En son araştırmada yer alan Gerardo Ceballos, 65 milyon yıl önce Dünya’ya düşen meteor sonucu yaşanan kitlesel ölümden sonra altıncı safhaya girildiğini belirterek, “Eğer bu durumu tersine çeviremezsek, milyonlarca yıl sürecek yok oluşta ilk sırada yer alabiliriz” dedi.
10 bin yıllık katliam 115 yıla sığdı
Gözle görünür kıyamet alametlerini doğrulamak için en yeni araştırmada, bilim insanları omurgalı hayvanların fosil kayıtlarını inceledi.
Sonuçlar, omurgalı hayvanların kitlesel yok oluş döneminde olmadığımız günlere kıyasla 100 kat daha hızlı yok olduklarını ortaya koydu. Araştırma, Science dergisinde yayımlanan verileri güncelleyerek, 1900 yılından bu yana 400’den fazla omurgalı hayvan türünün yok olduğunu gözler önüne serdi.
Bilim insanlarına göre, 10 bin yılda görülmesi gereken ölüm miktarı son 115 yılda gerçekleşmiş durumda.
Einstein’ın kehaneti gerçek olabilir
Science Advances dergisinde yayımlanan araştırmaya göre altıncı kitlesel yok oluş sürecine adım atılmasının nedenleri başlıca insan kaynaklı doğa tahribatı.
İklim değişikliği, hava kirliliği ve ormanların yok edilmesi, canlı türlerinin ekosistemini mahveden ana faktörler olarak beliriyor. Ana tablo o kadar vahim ki, üç nesil sonra insanlık polen taşıyan arıları tamamen kaybetmiş riski altında bulunuyor.
Polen taşıyan arıların yok olması, Eistein’ın deyimiyle insanlığın sonuna giden ‘kısa yol’ demek. Einstein, arıların yok olması halinde insanlığın en fazla dört yıl yaşayabileceğini öngörmüştü.
‘Yürüyen Ölüler’
İnsanlığın ‘ne de olsa vakit var’ diyerek göz ardı ettiği çevre katliamı kötüleştikçe, bilim insanlarının açık sözlülüğü de giderek artıyor.
Yeni araştırmada yer alan Stanford Üniversitesi’nden profesör Paul Ehrlich, “Elde edilen bulgular, dünyadaki tüm türlerin aslında yürüyen ölüleri temsil ettiğini gösteriyor… Üzerinde oturduğumuz dalı kesiyoruz” ifadesini kullandı.
Uluslararası Doğayı Koruma Birliği (IUCN), her yıl yok olma riski yaşayan hayvan türü sayısının 50 olduğunu belirtti. Genel tabloda ise amfibi hayvanların yüzde 41’i, memelilerin ise yüzde 25’i yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.
IUCN verilerine göre birkaç yıl içinde yok olma ihtimali en yüksek olan hayvan türü lemur. Madagascar’da ağaçların kesilmesi ve etleri için avlanmaları nedeniyle, Lemur popülasyonun yüzde 94’ünün tehdit altında olduğu ifade edildi.
Duke Üniversitesi’nden Stuart Primm, geçtiğimiz yıl yaptığı araştırmada omurgalıların yok olma hızının 114 değil 1,000 kat arttığını öne sürmüş ve altıncı kitlesel yok oluşa girdiğimizi belirtmişti.
Bilim insanları, biyo-çeşitliliğin yok olmasını önlemek için en kısa zamanda doğayı korumacı önlemler alınması gerektiğini belirtti…
Fil dişi heykellerle cennette iyi bir yer edineceğini sanan, armadillo eti yiyerek saygınlık kazandığını düşünen, sırf parası yettiği için Afrika’da nesli tükenmekte olan hayvanları avlayan zihniyet olduktan sonra bu nasıl olacak?