Hızla artan insan nüfusunun yaşam alanını yok ettiği ve spor olsun diye öldürdüğü hayvan türlerini koruyabilmek için yeni bir fikir ortaya atıldı: Dondurulmuş hayvan yumurtalarını kullanmak.
İyi ve kötü niyetli insanların çelişkilerle doldurduğu dünyamızda giderek artan olumsuzluklar kimin daha başarılı olduğunu net bir şekilde ortaya koyuyor. Dört bin yıl önce yok olduklarına inanılan mamutları hayata döndürmek için uğraşan bilim insanları, diğer yandan nesli tükenmekte olan canlıları korumak için yeni çareler üretmeye çalışıyor. Ancak bu sanılandan çok daha zor olabilir.
Son bir yıl içinde nesli tükenme tehlikesi altında olan hayvanlar hakkında kaç tane haber yaptığımı saymam gerçekten zor. Her yıl 100 milyondan fazla avlanan köpekbalıkları, Çin ve Doğu Asya ülkelerinde zenginlik sembolü olan armadillolar, kaçak avcıların kurbanı olan fil ve gergedanlar, küresel ısınma tehdidi altındaki penguenler ve Ebola’nın kırıp geçirdiği büyük maymunlar nesli tükenen canlı türlerinden sadece birkaç tanesi.
Vaziyet o kadar kötü bir noktaya geldi ki, bilim insanları Ekim 2014’te yaptıkları açıklamada ‘Altıncı kitlesel yok oluş sürecine girmiş olabileceğimiz’ uyarısında bulundu. Biodiversity and Conservation dergisinde yayımlanan araştırmada en korkutucu istatistik, 1950 yılında sayıları 500 bin olan Panthera leo türüne ait aslan sayısının 2012’de 32-35 civarına inmesiydi.
Popüler kültüre kıyamet alameti hayvanların yok olmasına pek önem vermiyor ancak küresel çapta giderek bozulan ekosistem bir gün insanların hayatlarını çekilmez hale getirebilir. Hindistan’da arı kıtlığından dolayı insanların polen taşımacılığı yapmak zorunda kalması, gelecekte belirebilecek tablo karşısında çok basit kalabilir.
‘Titanik’in güvertesindeki şezlongları düzenlemeye benziyor’
San Diego Havyanat Bahçesi’nde yaşayan beyaz gergedan Angalifu’nun ölümünün ardından bilim insanları yok olması neredeyse kesinleşen türleri kurtarmak için donmuş hayvanat bahçesi fikrini öne sürdü.
Geride kalan 40 yılda binden fazla hayvan türüne ait 10 bin genetik materyalin saklandığı soğuk depolar, San Diego Hayvanat Bahçesi’nin arasında bulunduğu birkaç yerde bulunuyor. Bilim insanlarının amacı, nesli kısa süre önce tükenen Hawaii’ye özgü Po’ouli kuşu gibi canlıları yeniden canlandırmak.
Yok olan hayvanları diriltmesinin yöntemleri arasında tüp bebek, klonlama ve kök hücre yöntemlerinin kullanılabileceği düşünülüyor. Ancak hangi yöntemin başarılı olacağını belirlemek şu an için çok zor. Mamutlar için düşünülen yöntem klonlama ancak bunu başarabilmek için elde edilen DNA’dan genomun eksiksiz inşa edilmesi gerekiyor.
Stanford Üniversitesi’nden Paul Ehrlich, ‘donmuş hayvanat bahçesinin Titanic’in güvertesindeki sandalyeleri düzenlemeye çalışmak gibi olduğunu’ söylüyor. Bilimin nesli yok olmakta olan hayvanları korumak için yeterli olmayacağına dikkat çeken Ehrlich, ‘küresel ısınmanın ve hayvanların yaşam alanlarının işgal edilmesinin önüne geçilmesi gerektiğini’ ifade ediyor.
Science dergisinde Temmuz 2014’te yayımlanan araştırma, insanların geride kalan 500 yılda 322 hayvan türünü yok ettiğini ortaya koymuştu. Sürekli çoğalan ve sürekli öldüren insanların bu kadar hayvana yeniden yaşam olanağı verebileceğini düşünmek gerçekten zor.