ABD Başkanı Donald Trump, dünyanın en büyük ve ıssız toprak parçalarından biri Grönland’ı satın almak istiyor. Peki Trump’ın Grönland’a göz dikmesinin sebebi ne?
The Wall Street Journal’un 15 Ağustos tarihli haberinde, ABD Başkanı Donald Trump’un Danimarka’ya ait özerk bir toprak parçası olan Grönland’ı satın almak istediği belirtildi.
Trump’ın dünyanın en büyük adasını satın almasının sebebi, tabii ki kaynakları giderek azalan dünyanın geride kalan önemli rezervlerinden biri olması. Washington D.C merkezli Brookings Enstitüsü tarafından verilen bilgiye göre, Grönland demir cevheri, kurşun, çinko, elmaslar, altın, nadir elementler, uranyum ve petrol açısından oldukça zengin.
Trump’ın harekete geçmesini sağlayan etken ise küresel ısınma. Grönland’ı fazlasıyla etkileyen küresel ısınma nedeniyle adanın buz örtüsü hızla eriyor. Bu da “küresel ısınmayı reddeden” Trump’ın buz örtüsü altındaki madenlere daha kolay ulaşabileceği anlamına geliyor.
Grönland, Temmuz ayında neredeyse 200 milyar ton buz kaybetmişti. Danimarkalı bilim insanlarının yaptığı ölçümlere göre, sadece 31 Temmuz günü yaşanan buz kaybı 12 milyar ton olarak gerçekleşmişti.
Yine de Brookings Enstitüsü’ne göre Grönland’da madencilik yapmak sanıldığı kadar kolay olmayacak. Enstitü tarafından 2014 yılında hazırlanan rapor, “çok zorlu şartlara sahip olan Grönland’ın sondaj operasyonları için ileri teknoloji gerektirdiği” ifade edilmişti. Rapor, adada petrol arama işlemlerinin en az bir 10 yıl daha yapılamayacağını savunmuştu.
Grönland hükümeti madencilik operasyonlarına ise sıcak bakıyor. Mining Global sayfası tarafından verilen bilgiye göre Kanada merkezli AEX Gold firması Grönland’ın güneyinde Nanortalik Altın Kuşağı’nda faaliyet gösteriyor. New York merkezli Greenland Ruby A/S firması da Grönland’ın güneybatısında yer alan Aappaluttoq’da yakut ve pembe safir aramalarına 2017’de başladı.
Grönland’ı almak ise hiç de ucuza gelmeyebilir. Bütçesinin üçte ikisini Danimarka’dan karşılayan adanın 2018 itibariyle nüfusu 57 binin üzerinde. BBC’nin verdiği bilgiye göre işsizlik, alkol bağımlılığı ve intihar oranı oldukça yüksek. Yapılacak sosyal ve kamu yatırımları bu sorunların önüne geçebileceği gibi Grönland’ın sadece değerli madenlerle dolu bir yer olmadığının altını çiziyor.
“Satılık değiliz”
Trump, ölmekte olan bir gezegenin geride kalan en değerli yerlerinden birini sahiplenmek istiyor olabilir. Ancak Grönland ve Danimarka’daki politikacıların buna sıcak baktığı söylenemez.
Grönland Dışilişkiler Bakanlığı tarafından 16 Ağustos’ta paylaşılan tweet’te, “Grönland değerli kaynaklar, en temiz su ve buz, balık stokları, deniz yemekleri, yenilenebilir enerji açısından zengin ve macera turizmi için yeni bir cephe. İş için açığız ancak satılık değiliz” ifadesini kullandı:
Danimarka parlamentosunun muhafazakar isimlerinden Rasmus Jarlov’da tweet’inde “Olmayacak tüm şeylerin arasında bu en düşük ihtimale sahip olanı. Unutun” yorumunu yaptı.
Grönland’ın şu an satılık olmadığı belli olsa da, distopyaya sürüklenen gezegenimizin geleceğinde neler olabileceğini söylemek güç. Dahası, ABD ilk kez Grönland’a ilgi göstermiyor. Arktik Okyanusu’nun hemen altında, Kanada ve Avrupa arasında alan ada son derece önemli bir lojistiğe sahip. BBC’ye göre ABD’nin eski başkanlarından Andrew Jackson (1829-1837), ABD Dışişleri Bakanlığı’nın 1867 yılına ait raporuna göre Grönland’ı alma fikrini öne süren ilk isimdi. Başkan Harry Truman da 1946’da Danimarka’ya 100 milyon dolar teklif etse de bir sonuç alınamadı.
ABD, Soğuk Savaş esnasında Grönland’a birçok askeri üs inşa etti. Bu tesislerin birçoğu bugün eriyen buzlar ile doğaya karışma riski bulunduran nükleer atık içeriyor.