Geçtiğimiz yılların popüler filmlerinden biri olan, 2014 yapımı Yıldızlararası (Interstellar) filminde, başkahramanın kayınpederi, günümüzü anlatırken şöyle bir şey söylüyordu:
İşte içinde bulunduğumuz günleri bu şekilde tanımlamanın mümkün olduğunu düşünüyorum. Sanayileşme sürecinin ilk başladığı 1700’lü yılların ortasından günümüze gelinceye kadar gerçekten de her sabah bir yeniliğe bir keşfe gözlerimizi açarak uyanıyoruz. Doğal olarak bu gelişim süreci hayatlarımızı ve hatta yaşam tarzlarımızı da şekillendiriyor.
Her teknoloji doğal olarak kendi kültürünü oluşturuyor ve bahsettiğimiz bu sanayileşme sürecinde gelişen teknolojiler tüm dünyayı etkisi altına alarak yeni kültürlerin, bakış açılarının, sanat akımlarının ve eğitim tekniklerinin gelişmesine sebep oluyor. Örneğin trafikte davranış kültürü tamamen gelişen teknolojinin hayatımıza kattığı yeni bir kültür olarak karşımıza çıkıyor.
Yeni yüzyılın başında ise değişim büyük bir ivmeyle devam ederken dijital teknoloji zaten çoktan insanların hayatlarına girmiş ve günlük alışkanlıklarımızı değiştirmişti. Öyle ki dijitalleşme algıladığımız estetik zevkleri bile etkiledi, bu konuda verebileceğimiz en ünlü örneklerden biri Refik Anadol’un yapay zekâ algoritmaları ile geliştirdiği eserleridir.
Endüstri 4.0 ile yol haritası çiziliyor
Bu değişime sanayinin ayak uydurması kaçınılmaz bir sondu. Peki, bu her gün değişen dünyaya nasıl ayak uyduracaktık? Endüstri 4.0 kavramının ortaya çıkmasıyla beraber artık elimizde bu değişimin bir yol haritası var.
Endüstri 4.0 sayesinde literatürümüze pek çok yeni kavram girmiş durumda. Büyük veri (big data), Nesnelerin İnterneti (IoT), Bulut Bilişim (Cloud computing), E ticaret, sosyal medya uzmanlığı, CoBot’lar, Esnek üretim hatları, kestirimci bakım ve daha birçok yeni kavramla karşı karşıyayız. Bu konuların her biri endüstride büyük sıçramalara yol açacak faydalı araçlar. İşte bu araçları, gerek çalışan güvenliğinin sağlanmasında, gerek verimin ve üretim kalitesinin arttırılmasında, gerek üretim planlamasında gerekse pazarlama ve reklam faaliyetlerinde kullanabilecek yetiye sahip olmak için bu dijitalleşmiş dünyaya hâkim olmak bir zorunluluk haline gelmiştir.
Dijital dönüşüm, bu noktada yöneticilerin, çalışanların, kullanılan aygıt ve makinaların en verimli haliyle üretime katılmasını sağlamayı amaçlamaktadır. Dijital dönüşüm denildiğinde akla sadece bilgisayarların kontrol ettiği elektronik makine ve robotlar gelmemelidir. Dijital dönüşüm kavramı, yazılım, donanım, güvenlik, eğitim gibi pek çok detaylı konuyu içermektedir. Ayrıca üretimin her aşamasını kontrol ederek sürecin denetlenmesi ile son müşterinin ihtiyaçlarına hitap edebilmek için gerekli verilerin toplanması analiz edilmesi, çıkartımlar yapılması gibi daha gelişmiş yaklaşımlar yine dijital dönüşüm kavramının içindedir.
Üretilen ürünlerin, dijital ortamda tanıtımı, pazarlanması ve kişiselleştirilmesi, son kullanıcıya tamamen kişinin istekleri doğrultusunda ulaştırılması ise, dijitalleşmenin somut çıktısı olarak karşımıza çıkmaktadır. Artık bilişim tavında dövülen ürün, her bir aşamada yeni bir katma değer eklenerek bilgi sayesinde değer kazanmaktadır. İşte dijital bazlı katma değer üretimine yönelik olarak gerekli, veri madenciliği, karar destek sistemleri geliştirme, yapay zekâ gibi pek çok teknik dijital dönüşüm sürecinde kullanışlı araçlar olarak üreticiye hizmet etmektedir.