Şu güne kadar sanıyorum 4 farklı XPS notebook modeli incelemişimdir. Özellikle 2015 versiyonu benim açımdan büyük bir hayal kırıklığı yaratmıştı, zira iş için geliştirilen mobil bir bilgisayarın, prize takılı olmadan aşağı yukarı 2-3 saatlik bir pil süresi tanıması oldukça saçma ve kötü bir durum. Buna rağmen; XPS’in kategori rakibi olan MacBook’un Core M işlemcisine oranla bir adım öndeydi. Kaby Lake işlemcisiyle ve Skylake işlemcisiyle birlikte Dell XPS 13, hakikaten MacBook Pro seviyesine taşınmış. Zira bu versiyonlarda masaüstü yayıncılık programlarında epey zorluk çektiğim oldu, iş bilgisayarları için kabul edilemez bir durum.
Masaüstü yayıncılıkta iyi ama pili ‘şıp’ diye bitiyor
Kaby Lake işlemcisi, Intel’in yeni nesil Core işlemci ailesi. 7. Nesile denk geliyor ve Skylake’e oranla pek fazla fark görülmese de, ciddi ciddi render alma konularında daha başarılı. Sadece bu da değil, Kaby Lake, uzun ömür arayışında olan kullanıcılar ve Wi-Fi performansı isteyenler için hakikaten biçilmiş kaftan. Ayrıca Kaby Lake’in dokunmatik ekran konusunda da diğer işlemci nesline oranla ciddi farkları var. Bu tip bilgisayarlar için geliştirilen, iş odaklı kalem, vs gibi I/O’lar kullanıyorsanız XPS 13’ün yetenekleri konuşuyor.
Yazılım desteği
Yazılım desteği ile ilgili kocaman bir NEDEN diye sormak istiyorum. Öncelikle Dell XPS 13’te önyüklü olarak gelecek olan işletim sistemi Windows 10 Home Edition olacak. Hakikaten, neden? Bu tip iş bilgisayarının, genellikle işletmeler ve profesyonel kullanıcılar tarafından ‘free-DOS’ olarak tercih edildiğini sadece sen-ben değil, üretici firma da biliyor. Zira PC’yi açtığınız an itibariyle Windows 10 Home Edition karşınıza çıkıveriyor. Anlaşmalarınız dolayısıyla Windows 10 Home Edition sunmak zorundasınız, keşke Windows 10 Enterprise sürümü kullansaydı, daha anlamlı olabilirdi. İşletim sisteminden bahsediyorken aklıma, geçen gün netlik kazanmaya başlayan Windows 10 Cloud sürümü geldi. Aslında tam Cloud’a göre bir mimarisi var bilgisayarın. Windows 10 Cloud, sadece Store’dan edinilen programları çalıştırabilen bir işletim sistemi olacak ve Windows 10 Cloud’tan full sürümlere geçiş ücretsiz olacak(mış).
Yazılım kısımına gelmişken, açıkçası bize gelen Dell XPS 13, Almanya’dan bizlere ulaştı, işletim sistemi Almanca ve hangi program, yazılım, ne işe yarıyor açıkçası anlayabilmiş değilim. Kullandığım XPS 13’te bir antivirüs programı bulunuyor ve antivirüsleri genellikle PC’leri yavaşlatmasıyla tanırız. Hepsi değil ama çoğu, işlemci ve RAM sömürücülüğü ile tanınır ve pekçok kullanıcı bu nedenle Windows Defender ile yetinir. Lakin açılış süresi, yazılım desteği ile birlikte şimdiye kadar karşılaştığımın en hızlısı. Üstelik Microsoft bu konuda adı çıkmışken. Sonsuz ekran tasarımı devam ederken
Artılar
Silüeti ve genel tasarım kesinlikle artı. Tasarım açısından farklı bir forma sahip olsa da, Türkiye’de piyasaya sürülmesiyle birlikte, Surface Pro gibi ürünlerin eksikliğini, bu bilgisayarın kitlesi epeyce çekiyor ve açıkçası Surface Pro 4’ün resmi olarak Türkiye’de satışa sunulmasının ümitleri gün geçtikçe azalıyor. Açıkçası tasarımdan söz ediyorken şasenin, yani frame kısımının geliştirilmiş olacağını düşünüyorduk, daha önceki nesillere oranla hiçbir değişiklik yok. Materyali olumlu: PC’nin her zaman uygun soğuklukta kalmasını sağlayan bir desen tasarımı, yazma konusunda ve tutuş konusunda ciddi avantajlar sağlayan yumuşak karbon materyali, XPS 13 için en uygun materyaller olmuş. Buna ek olarak klavye mekaniği tamamiyle yenilenmiş ve farklı, ayrıca karbon fiber alan da tuşların çalışma mekaniğini epey geliştirmiş.
- USB giriş ve çıkışları yeterli
- USB ile şarj imkanı
- Thunderbolt 3.0 desteği
- I/O desteği
Eksiler
İlginç bir encoder özelliği var. Aslında artılar kısımına da girebilecek bir özellik. Dell XPS 13, bildiğiniz gibi 4K çözünürlüğe sahip ve eğer fişe bağlı değilse, optimizasyon için çözünürlük düşüyor. 2560×1600 olan çözünürlük, 1920×1080’e düşüveriyor. Pil ömrü açısından olumlu olabilir ancak bunun monitöre bağlı çalışanlar açısından, çözünürlük düştüğü için, tasarımcılar için problem oluşturabilir.
- Pil performansı biraz sıkıntılı
- Windows 10 Home neden?
- Touchpad, diğer versiyonlara karşın biraz daha küçük gibi.
- Sadece 1 yıllık üretici garantisi(?)
Fiyatlandırma ne?
ABD satış fiyatları 800 dolar ile 1,100 dolar arasında gidip geliyor, varyasyonlarına göre. Türkiye’de ise şu sıralar genel olarak 6. Nesili satışta ve fiyatları genel olarak 5 bin TL aralığında.