COVID-19 pandemisi ile başlayan karantinada havayı kirleten iki büyük faktör önemli ölçüde azaldı. Yine de, yeni araştırmalara göre Çin’de ikincil kirletici faktörü temsil eden yer seviyesindeki ozon arttı.
AGU’nun Geophysical Research Letters dergisinde yayınlanan iki çalışma, Çin’in kuzeyi, Batı Avrupa ve ABD üzerindeki azot dioksit kirliliğinin 2020’nin başlarında bir yıl önceki aynı döneme oranla %60 azaldığını tespit etti. Azot dioksit, yanma sırasında üretilen ve akciğerler üzerinde birçok zararlı etkisi bulunan oldukça tepkisel bir gazdır. Azot dioksit, atmosfere araçlar, enerji santralleri ve endüstriyel faaliyetlerden kaynaklanan emisyonlar yoluyla karışır.
Azot dioksite ek olarak, yeni çalışmalar ışığında Çin’in kuzeyinde partikül madde kirliliğinin (2,5 mikrondan küçük parçacıklar) 35% azaldığı tespit edildi. Partikül madde, akciğerlerin derinlerine nüfuz edecek ve hasara neden olacak kadar küçük katı parçacıklardan ve sıvı damlacıklardan oluşuyor.
İki yeni makale, mevcut pandemiyle ilgili AGU dergilerinde devam eden özel bir araştırma derlemesinin bir parçasını oluşturuyor.
Brüksel’deki Kraliyet Belçika Uzay Havacılığı Enstitüsü’nden atmosfer bilimci Jenny Stavrakou, “bu denli belirgin bir emisyon düşüşüne daha önce rastlamadıklarını” belirtti. Yakın tarihteki benzer bir olay, Çin’in son derece katı kurallar uyguladığı 2008 Pekin Olimpiyatları olmuştu. Olimpiyatlar esnasında Çin’in karbon emisyon oranında geçici düşüş yaşanmıştı.
Araştırmacılara göre, hava kalitesindeki gelişmeler büyük ihtimalle geçici olacak fakat bilim insanları emisyon kuralları daha sıkı hale geldiğinden, bulgulara göre gelecekteki hava kalitesinin nasıl olabileceğini araştırdılar.
Stavrakou, ”Belki bu deney, emisyon düzenlemelerini daha iyi anlamak için kullanılabilir. Çok trajik olan bu durum aslında olumlu bir haber” açıklamasında bulundu.
Ayrıca, yeni çalışmalardan birine göre, azot dioksit kirliğindeki düşüş Çin’de yüzey ozon seviyelerinde artışa sebep oldu. Ozon, güneş ışığı ve yüksek sıcaklık alt atmosferdeki kimyasal reaksiyonları katalize ettiğinde oluşan ikincil bir kirletici olarak beliriyor. İnsan sağlığı için zararlı olan ozon, akciğer ve kalp hastalığına neden olabilir.
Yüksek kirlilik bulunan alanlarda, özellikle kış mevsiminde yüzey ozonu azot oksitler tarafından tahrip edilebilir. Bu nedenle azot dioksit kirliliği düştüğünde ozon seviyelerinde artış görülebilir. Sonuç olarak Almanya’nın Hamburg şehrinde Max Planck Meteoroloji Enstitüsü’nün atmosfer bilimcisi ve yeni çalışmalardan birinin baş yazarı Guy Brasseur’a göre, “birçok bölgede hava kalitesi büyük ölçüde iyileşmiş olsa da yüzey ozonu hala bir sorun olabilir.”
Brasseur, ”Sadece azot dioksit ve parçacıkları azaltarak ozon problemini çözemeyeceğimizi anlıyoruz” açıklamasında bulundu.
Dünya çapında emisyonlar
Stavrakou ve meslektaşları, salgının büyük merkez üsleri (Çin, Güney Amerika, İtalya, İspanya, Fransa, Almanya, İran ve Amerika Birleşik Devletleri) üzerindeki azot dioksit kirliliğindeki değişiklikleri tahmin etmek için hava kalitesini takip eden uydu ölçümlerini kullandılar.
Azot dioksit kirliliğinin, 2019’daki aynı dönemle karşılaştırıldıklarında, 2020 karantinası sırasında Çin şehirlerinde ortalama 40%, Batı Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri’ne göre 20% ila 38% oranında azaldığı bulundu.
Aynı çalışmada, salgından en erken ve en çok etkilenen ülkelerden biri İran’da azot dioksit kirliliğinin azalmadığı fark edildi. Araştırmacılar, bunun nedeninin Mart sonuna kadar tam olarak karantina gerçekleştirilmediğinden ve bundan önce de evde kalma uyarılarının büyük ölçüde göz ardı edildiğinden olduğunu düşünüyor. Araştırmalarda imzası bulunan bilim insanları, 20 Mart’tan sonra İran Yeni Yılı tatili süresince emisyonlarda düşüş gözlemlendiğini not düştü. Ancak söz konusu düşüşün İran’da her yıl aynı dönem yaşandığı belirtildi.
Çin’de hava kalitesi
İkinci çalışma, Çin’in kuzeyinde virüsün ilk rapor edildiği ve karantinanın en katı şekilde uygulandığı yerde hava kalitesinin değişikliklerini inceledi.
Brasseur, Çin’in kuzeyindeki 800 yer seviyesi hava kalitesi izleme istasyonu tarafından ölçülen azot dioksit ve diğer hava kirliliği türlerini analiz etti.
Brasseur ve iş arkadaşı, 23 Ocak’taki karantina süreci başladıktan sonra partikül madde kirliliğinin ortalama 35%, azot dioksitin ise ortalama 60% azaldığını tespit etti.
Bununla birlikte, ortalama yüzey ozon yoğunluğunun aynı süre diliminde 1.5-2 kat arttığını tespit edildi. Zemin seviyesinde ozon, azot dioksit ve uçucu organik bileşikler, çeşitli ev ve sanayi ürünleri tarafından yayılan gazların tepkimelerinden oluşuyor. Fakat ozon seviyeleri, hava koşullarından ve diğer faktörlerden de etkilenebiliyor.