Cumartesi, Aralık 21, 2024
More

    Ceres’in gizemi hakkında iki yeni ipucu

    Dawn uzay aracının ortaya çıkardığı ve son bir yıldır astronomi dünyasındaki en büyük gizemlerden birini temsil eden Ceres’in ışıkları, sırrını ele vermek üzere.

    Asteroit Kuşağı’nın en büyük gök cismi olan Ceres üzerindeki parlak noktaların muhtemelen buz veya tuzdan kaynaklanan yansımalardan meydana geldiği öne sürülmüş, buzul yanardağlar veya gayzer gibi teoriler de öne atılmıştı.

    Dawn’ın elde ettiği yeni detaylı bilgiler ışığında hazırlanan iki yeni çalışma, parlak noktaların bir tür tuz veya amonyak zengini kil olabileceğini öne sürdü.

    Tuz teorisi

    En son bilgiler ışığında Ceres üzerinde 130’dan fazla parlak bölge olduğunu anlaşıldı. Max Planck Güneş Sistemi Araştırma Enstitüsü’nden Andreas Nathues’in başını çektiği ekip, beyaz materyalin heksahidrit adı verilen bir tür magnezyum sülfat olduğunu öne sürdü. Dünya’da magnezyum sülfatın değişik bir türü ise Epsom tuzu olarak biliniyor.

    Dawn’ın elde ettiği en son fotoğrafları inceleyen Nathues ve ekibi, tuz zengini bölgelerin, geçmişte buz-suyum süblimleşmesi sonucunda geride kaldığını düşünüyor. Tuz ve buz karışımını ise asteroid çarpmaları sonucu oluşmuş olabilir.

    Ceres’in nasıl oluştuğuna dair birçok teori öne süren verileri değerlendiren Nathues, “Ceres’in yüzeyinin altında tuzlu buz-su içeriyor olabileceğini’ ifade etti.

    Occator yeni bilgiler sunuyor

    Yeni bilgiler, parlak noktalarının çoğu kraterli olan Ceres’in geri kalan yüzeyinin ağırlıklı olarak ‘taze asfalttan’ oluştuğunu gösterdi. Rastgele dağılan ve parlaklıkları değişen noktaların en parlak olanı ise Güneş ışınlarını yaklaşık yüzde 50 oranında yansıtıyor.

    Occator kraterinin iç kısmı, Ceres’teki en parlak bölge olarak tespit edildi. 90 kilometre çapındaki kraterin parlak materyaller örtülü olan merkez çukuru ise 10 kilometre genişliğinde ve 0,5 kilometre derinliğinde. Kraterin içinde derin yarık ve çatlaklar da yer alıyor.

    Keskin krater duvarları ve merkezinde biriken kalıntılarla Ceres’teki en genç yapılardan biri olduğu düşünülen Ceres yaklaşık 78 milyon yıl yaşında. Occator’da tam olarak anlaşılmayan süreç, ilk olarak Herchel teleskobu tarafından 2014’te tespit edilen hafif sis. Bu sisin, buharla yükselen toz veya buz parçacıkların oluştuğu düşünülüyor.

    Dawn görevinin başında yer alan Chris Russell, ‘Occator’da ne olup bittiğini hala anlamaya çalıştıklarını’ belirtti.

    Occator kraterinin 3D görüntüsü. [NASA/JPL-Caltech/UCLA/MPS/DLR/IDA]
    Occator kraterinin 3D görüntüsü. [NASA/JPL-Caltech/UCLA/MPS/DLR/IDA]

    Amonyak etkisi

    Nature dergisinde yayımlanan ikinci araştırmada ise Dawn ekibi amonyak içeren kile ait delil elde etti. Görünür ve kızılötesi haritalama spektrometresi tarafından yapılan taramalar, yüzeyden yayılan minerallerin yapısı hakkında yeni bilgiler sundu.

    Gökbilimciler, Ceres’in sıcak olmasından dolayı amonyağın uçucu olabileceğini, aynı zamanda diğer minerallerin karışımı ile durağan da kalabileceğini belirtti.

    Amanyok ile bağlantılı bileşenlerin varlığı, Ceres’in Mars ve Jüpiter arasında oluşmadığı ancak Güneş Sistemi dışından gelmiş olabileceğine işaret etti. Bu bölgenin de nitrojen içerikli buzul cisimlerin ısılarını koruduğunu Neptün yörüngesine yakın yerler olabileceği ifade edildi.

    Ceres yüzeyindeki 130'dan fazla parlak noktanın haritası. [NASA/JPL-Caltech/UCLA/MPS/DLR/IDA]
    Ceres yüzeyindeki 130’dan fazla parlak noktanın haritası. [NASA/JPL-Caltech/UCLA/MPS/DLR/IDA]
    Roma’daki Ulusal Astrofizik Enstitüsü’nden Maria Cristina De Sanctis’in başını çektiği araştırmada, Ceres ile diğer meteoritlerin ışık yayma kapasitesi karşılaştırıldı. Ceres’in, Dünya’daki teleskoplarla gözlemlenen radyo dalgalarıyla eşleşmeyen kimyasal bileşenler gösterdiği ve tersine amonyak içerikli mineraller içerdiği tespit edildi.

    Sanctis, kimyasal parmak izi olarak kabul edilen karbonlu kondrit karşılaştırmalarında, meteroitlerin yüzde 15 ila 20, Ceres’in ise yaklaşık yüzde 30 su bileşenleri içerdiğini belirtti.

    Occator krateri. [NASA/JPL-Caltech/UCLA/MPS/DLR/IDA]
    Occator krateri. [NASA/JPL-Caltech/UCLA/MPS/DLR/IDA]

    Gözlemler devam edecek

    New Horizons’ın Plüton’u geçmesinin ardından ününe tekrar kavuşan Ceres, Dawn’ın yakın gözlemleriyle sırlarını anlatmaya devam edecek. Yeni bilgiler arasında Ceres’teki yüzey sıcaklığının gün boyunca -136 ile -28 arasında değiştiği ancak ekvatorun buz içermek için daha sıcak olduğu ifade edildi.

    Dawn, bu hafta içinde Ceres’e 385 kilometre daha yaklaşacak ve Aralık ortasında metre başına 35 piksellik yeni detaylı görüntüler elde edecek.

    Ceres'teki en parlak ikinci nokta olan Oxo, 9 km genişliğinde. [NASA/JPL-Caltech/UCLA/MPS/DLR/IDA]
    Ceres’teki en parlak ikinci nokta olan Oxo, 9 km genişliğinde. [NASA/JPL-Caltech/UCLA/MPS/DLR/IDA]

    EN COK OKUNANLAR

    İlgili Makaleler