Obezite, vücutta yağlı kütlenin yağsız kütleye oranla aşırı derecede artmasıyla oluşur. Aynı zamanda vücut ağırlığı da boya kıyasla çok orantısızdır. Obez bireylerin yaşam kalitesi çok düşüktür ama asıl sorun bu değildir. Obezite, birçok kardiyovasküler ve periferik hastalığı da beraberinde getirmektedir. Gelin hep beraber bu durumu inceleyelim:
Şişmanlıktan Obeziteye: Süreç Nasıl İşler?
Obezite hastaları genellikle, bu geçiş sürecinin çok hızlı olduğunu tanımlarlar. Çünkü genellikle kilo problemi yaşayan hastalar, porsiyon kontrolü yapamayan hastalardır. Obeziteye neden olan besinler de aşırı trans yağ ve bağımlılık yapan bazı kimyasalları içerirler. Bu sebeple zaten porsiyon kontrolü yapamayan obez bireylerin, bu kimyasal maddeler ile işi daha da zorlaşmıştır. Hatta bu konu ile ilgili deneysel bir çalışma da bulunmaktadır. ABD’nin Florida eyaletindeki Scripps Araştırma Enstitüsünde yapılan bir deneye göre, denekler üç gruba ayrıldı: İlk grup sadece zararlı atıştırmalıklarla beslenirken ikinci grup ise sadece sağlıklı besinlerle beslendi. Üçüncü grupta ise denge korundu. Daha sonra deneklere elektrik verildi. İkinci grup yemek yemeyi anında bırakırken ilk grupta yeme etkinlikleri gözlenmeye devam edildi. Çünkü deneklerin beyinlerinde bağımlılık yapan kimyasallar dolaşıyordu.
Bu sebeple obez bireyler için bazı eşiklerden sonra porsiyon kontrolü yapmak çok daha zorlaşır. Bir bireyin obez olup olmasının belirlenmesi için vücut kitle endeksi kullanılır. Bu hesap ile belli sınıflandırmalar yapılır çünkü obezitenin de belli sınıflandırmaları vardır. Hesap şu şekilde yapılır:
Vücut Kitle Endeksi= Kişinin Kilosu / (Metre Cinsinden Boy)2
Kişinin Vücut Kitle Endeksi:
- 18,5`un altında ise zayıf,
- 18.5 ile 24,9 arasında ise normal,
- 25 ile 29,9 arasında ise kilolu,
- 30 ile 34,9 arasında ise klas I obez,
- 35 ile 39,9 arsında ise klas II obez,
- 40’ın üzerinde ise klas IV veya morbit obez olarak kabul edilir.
Bu seviyeler aynı zamanda diyet, spor ve tedavi prognozunu belirleyecek önemli belirteçlerdir.
Obezitenin Neden Olduğu Metabolik Hastalıklar:
- İnsülin Direnci
- Tip 2 Şeker Hastalığı: Diabetes Mellitus
- Hipertansiyon
- Safra kesesi hastalıkları
- Metabolik sendrom
- Hiperlipidemi – Hipertrigliseridemi
- Karaciğer yağlanması
Obezitenin Neden Olduğu Kardiyovasküler Hastalıklar:
Obezitede lipid tüketimi aşırı artış gösterdiği için, hastaların çoğunda damar tıkanıklığı görülür. Bu damar tıkanıklığının tedavisi anjiyo olmakla beraber obez hastalarının kilo sebebiyle bağışıklık sistemi de çok zayıftır. Bu nedenle ameliyatları sırasında büyük komplikasyonlar gelişebilmektedir. Aynı zamanda Amerikan Kardiyoloji Koleji Dergisi`nde yayınlanan bir çalışmaya göre; obezite, kalp yetmezliği (KY), koroner kalp hastalığı (KKH), ani kardiyak ölüm ve atriyal kalp hastalığı gibi hastalıklar üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Ayrıca kardiyovasküler mortalitelerde de obezite başrol oynamaktadır. Kardiyolojiyi bu sebeple etkilemesi sebebiyle obezite, solunum sorunlarına da neden olmaktadır. Bildiğimiz gibi solunum gazımız olan oksijen, kan yolu ile taşınır. Eğer kanın içinde bulunduğu yol olan damarlarda bir tıkanıklık görülürse, bu solunumu da aşırı derecede etkilemektedir. Bu durum hem uyanıkken günlük hayatımızı hem de uyurkenki gece hayatımızı etkiler. Uykuda kesilen ani solunumu yani uyku apnesini bir önceki yazımızda inceleyip, obezitenin bu konuda da büyük rolü olduğunu söylemiştik. Uyku apnesi yazımıza da şu linkten ulaşabilirsiniz:
Obezitenin Neden Olduğu Psikiyatrik Hastalıklar:
Obez bireyler hiç şüphesiz dış görünüşleri nedeniyle toplumda dışlanan ve ötekileştirilen bireylerdir. Bu da akran zorbalıkları, mobbingler ve depresyonlar yaşamalarına sebep olur. Aynı zamanda dışlanmalar, kaygı bozukluklarına ve düşük benlik saygısına yol açar. Özellikle günümüz dünyası dış görünüşe bu kadar önem verip bu duruma fazlaca yatırım yapmakteyken, milenyum çağında obez bireylerin yaşaması epey zorlaşmıştır. Bu durumlarla beraber yeme alışkanlıklarına bağlı olarak obez bireylerde Binge Eating (tıkınırcasına yeme) sendromu da görülebilir.
Obezitenin Tedavisi:
Elbette obezitenin en doğru ve sağlıklı tedavisi egzersiz, diyet ve alışkanlıkları değiştirmek ile olur. Fakat obezitenin farmakolojik ve cerrahi tedavileri de mevcuttur. Farmakolojik tedavilerde doktor reçeteleri önem arz eder. Cerrahi tedaviler temelde ikiye ayrılır. Besinlerle alınan enerjinin azaltılmasına yönelik bariyatrik cerrahide hedef, besinlerin sindirim sistemindeki emilimlerini azaltarak alınan kaloriyi düşürmektir. Bu amacın yöntemleri arasında bypass, gastroplasti, gastrik bantlama, gastrik balon vb. yer alır. Rekonstrüktif cerrahide ise amaç; vücudun çeşitli bölgelerine yerleşmiş fazladan mevcut yağ dokuların vücutla ilişkisinin kesilmesidir. Bu tedavi estetik ağırlıklıdır ve eğer hasta obezite tedavisinin gereklerini yerine getirmezse yağ birikimi tekrar gerçekleşmektedir. Bu sebeple ameliyat sonrası süreç önem arz etmektedir.
Şüphesiz obezite, sadece kişiyi değil toplumları da etkilemektedir. Bu nedenle insanlar özellikle de gençler fazlaca bilgilendirilmeye çalışılmaktadır. Obeziteyi engellemek, tedavi etmekten daha zordur. Bu sebeple obeziteye engel olmak için yapılan kitle çalışmaları çok önemlidir. Eğer siz de obez bireylerin yaşamlarını merak ediyorsanız, TLC`nin bu konuda çektiği belgeseli izleyebilirsiniz: https://www.youtube.com/watch?v=nu6uNCxDWww&list=PLQfUQCPk_AwvFIyXuxf0Ap6_rOk1M3Jqj
Kaynakça:
https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/33882682/
https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0735109709007463?via%3Dihub