Akıllara ilk olarak Leonardo Dicaprio’nun başrolünü oynadığı Inception filmi gelmemeli, rüyalara o şekilde bir müdahale “henüz” imkansız. Ama bu durum çalışmaların olmadığı anlamına da gelmez. 2013 yılında Kyoto Uluslararası İleri Telekomünikasyon Araştırma Enstitüsü’nden Dr. Yukiyasu Kamitani öncülüğündeki bir ekip, ilginç bir çalışma gerçekleştirdiler.
Bu çalışmada ilk kez bir rüyanın şifresi kırıldı ve içeriğinin tahmin edilebileceği gözlendi. Bu bulgu ile beraber büyük etik kaygılarda oluşmaya başladı. Araştırma beklenenin aksine çok daha yoğun rüya gördüğümüz REM aşamasına değil de, derin uyku (NREM) safhasında gözlenen kısa ve keskin rüyalara odaklandı.
Deney süresince denekler defalarca MRI cihazlarına girdiler. Deneklerin her uykuya dalışında araştırmacılar kısa bir süre bekledikten hemen sonra beyin aktivitesini kaydetmeye başladılar ve sonra deneği uyandırıp ondan bir uyku raporu istediler. Bu raporda kişiden kısaca neyi gördüğünü ve nasıl hissettiğini açıklaması isteniyor. Sonra söz konusu kişinin tekrar uykuya dalması bekleniyor ve süreçler bu şekilde tekrar ediliyor. Bu çalışmayı yüzlerce uyku verisi ve raporu elde ederek devam ettirdiler.
“Örnek bir rüya raporu: Büyük, bronz bir heykel gördüm… küçük bir tepede ve tepenin aşağısında evler, sokaklar ve ağaçlar vardı.”
Daha sonra ise katılımcıların rüyalarında yoğunlukla gördükleri ve raporlara yansıyan bazı nesneleri araştırmacılar gruplara ayırıp belirlediler: kitaplar, arabalar, mobilyalar, bilgisayarlar, erkekler, kadınlar ve yiyecekler. Sonraki adımda araştırmacılar, deneklere yukarıda sayılan nesnelerin fotoğraflarını gösterdiler, bu fotoğrafları gösterirken ise MRI cihazı ile beyin aktivitesi ve dalgalar kaydedildi. Yani araştırmacılar artık bir insan rüyasında araba görüyorken nasıl bir beyin dalgası/aktivitesi profiline sahip olduğunu biliyorlardı.
Artık araştırmacılar rüyaları birkaç nesneyi kapsayacak şekilde tahmin edebiliyorlardı. Tabi burada basit tahminlerden bahsediyoruz, örneğin aracın markasını, modelini, rengini bilmek şu an için imkansız gözüküyor ancak yine de rüyanın içeriğini anlayabileceğimiz kadar bilgi elde edebiliyoruz.
Gelecekte bir gün bu beyin okuma işini de yapay zekanın maharetli ellerine bırakırsak, bu konu hakkında en ciddi ilerlemeyi o zaman elde edebiliriz. Tabi bu konudaki ilerlememize paralel olarak etik kaygılarımızın da artacağı aşikardır.