İnsanlar, sanal gerçekliğin sadece bir hevesten ibaret değil de, potansiyeli yüksek bir araç olduğunu keşfettikleri zaman uyum sağlamaya ve gelişimine katkıda bulunmaya başladılar. Tıpkı ilk bilgisayarın, toplamda sadece 10 tane olacağı düşünüldüğü gibi. Sadece gerekli yerlerde bulunması beklenen bilgisayar ve benzeri sistemler, şu anda saatimize kadar küçülmüş durumda. Peki, benzer bir durumu sanal gerçeklik için de söylemek mümkün mü? Sanal gerçeklik, gerçekten yıllar sonra her eve girecek kadar ulaşılabilir olabilir mi?
Bunun tam olarak cevabını vermek için, önce sanal gerçekliğin ne olduğu bilmemiz gerekiyor. Sanal gerçekliği, basitçe, son nesil bir multimedya teknolojisi olarak tanımlamamız mümkün. Gözümüzün gördüğü göstergelere hitap ederek veya bunları değiştirerek zihnimizdekileri yöneten bu cihaz, henüz potansiyelinin çeyreğine bile ulaşmış değil.
Buna en büyük örnek olarak Touchstone Research’ın yaptığı araştırmadaki verileri göstermek mümkün. Araştırmaya göre küçük yaştaki çocukların %79’u sanal gerçeklikten haberdar. Yüzde 79’luk kısmın %48’i ise sanal gerçeklik hakkında bir-iki fikre sahip. Görece pahalı ve yeni bir teknolojinin bu kadar hızlı yayılması ise sadece tavsiye üzerine olan bir şey değil. Büyük firmaların sanal gerçekliğe yatırım yapması, deneyenlerin bu tecrübeden mutlu ayrılması, insanların yapamadıkları şeyleri yapabilmesi, bu etkinliğin başarısının en büyük mimarisini oluşturuyor.
İnsanların sanal gerçeklikteki en büyük arayışları ise 64% ile başka bir ülkeye gitmek olarak belirlenmiş. Bu da aslında insanların sanal gerçeklik ile imkansızı aşmak istediğinin bir göstergesi. Bütün gün çalışmak zorunda olan ebeveynler, hayatını kurtarmak için çalışan gençlerin başka bir ülkeye gitmek gibi bir imkanı olmasa da, sanal gerçeklik ile bunu ‘sanki oradaymış gibi’ yapmaları mümkün. Bu açıdan bakıldığında, sanal gerçeklik ‘asla yapılamayacak, yapılması zor’ şeyleri insanlara sağlayabiliyor. Uçmak, zamanda geri gitmek, maceraya çıkmak, bir oyunun içine katılmak gibi.
Eğitimdeki dönüm noktası sanal gerçeklik olabilir
Peki, eğlenceden biraz uzaklaştığımızda, sanal gerçeklik bize neler sağlayabilir? Bu sorunun cevaplarından biri 2015 Kasım ayında düzenlenen GBTA Europe Conference’da kısmen verildi. Delta ve Lufthansa hava yolları, konferansa gelen kişilere Oculus Rift’i kullanarak uçaklarında gezi yapma imkanı verdi. Bütün uçağı gezebilen, veya verilen bir senaryo üzerinden interaktif bir tanıtım filmi ‘yaşayan’ ziyaretçiler, böylelikle ileride yapacakları uçuş hakkında durdukları yerden bilgi sahibi oldular. Oldukça iyi çalışan sistem akıllara, bütün ulaşım ve hizmet şirketlerinin müşterilerine böyle bir imkan sunabilir mi sorusunu getirdi.
Sadece bu da değil, sanal gerçeklik, bu sefer belki de gerçekten (FIFA için CD ROM aldıran nesle selam olsun), çocuğunuzun eğitimi için gereken anahtar teknoloji olabilir. Çocuğunuz sanal gerçekliğin ‘her an, her yerde’ olması sayesinde, interaktif bir şekilde derslere ve etkinliklere katılabilir. Bilgisayar başında videolu eğitimden farklı olarak da arkadaşlarıyla grup oluşturabilir, sadece kendi göreceği quiz sorularını yanıtlayabilir.
Sağlık sektörü de payını alacak
Sanal gerçeklik an itibari ile sağlık sektöründe de kullanılmakta. Özellikle psikiyatri, fizik tedavi ve terapi alanlarında kullanılan sanal gerçeklik ile, bağımlı kişinin istek sorununu aşması, kişilerin fobilerini yenmesi mümkün hale geliyor. Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi’nden Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Alptekin Çetin’in konuyla ilgili görüşü şu şekilde; “Diyelim ki kişinin yükseklik korkusu var. Yükseklik korkusunda terapide çalışırken sizin onu maruziyet tedavisini yapabilmeniz için yüksek bir yere çıkartmanız lazım. Ofisinizden çıkacaksınız, yüksek bir yere gideceksiniz, asansör korkusu varsa asansöre alacaksınız, asansörde terapist ona eşlik edecek ama sanal gerçeklik gözlükleriyle beraber siz bunu hastanız odanızdayken yapabilir hale geleceksiniz. Önceden hazırlanmış ortamların içine aslında sanal gerçeklik gözlüğünü kullanarak hastayı sokmuş olacaksınız.”
Gözlüklerin yaklaşık 10 yıldır sağlık alanında kullanıldığını, ancak bu cihazların pahalı cihazlar olduğunu belirten Çetin, bağımlılık hallerinde ise uygulanan prosedürü şöyle anlattı; “Örneğin alkol tüketilen bir ortam, sigara içilen bir yer, madde kullanılan yerler . İstek gelecek, isteği yaşayacak ve istekle mücadele ederken yanında bir profesyonel olacak. Psikiyatristi, psikoloğu ya da terapisti olacak, ona nasıl mücadele edeceğini biz orada hastaya göstereceğiz”
Bu alanda sadece müşteri açısından değil, işçi açısından da imkan bulunuyor. Virtual Reality Society’nin güncel sanal gerçeklik iş ilanı bölümü bile, bu sektördeki potansiyeli bize fısıldıyor:
- Askeri Ortamda Sanal Gerçeklik
- Eğitimde Sanal Gerçeklik
- Sağlıkta Sanal Gerçeklik
- Eğlence Sektöründe Sanal Gerçeklik
- Modada Sanal Gerçeklik
- Sanal Gerçeklik ve Eserler
- İş alanında Sanal Gerçeklik
- Mühendislikte Sanal Gerçeklik
- Sporda Sanal Gerçeklik
- Medyada Sanal Gerçeklik
- Bilimsel Görsellik Sanal Gerçeklik
- İletişimde Sanal Gerçeklik
- İnşaat sektöründe Sanal Gerçeklik
- Sinemada Sanal Gerçeklik
- Sanal Gerçeklik Programlama Dilleri
Ar-Ge süreci sanıldığı kadar erken bitmeyecek
Yapılabilecek şeyler oldukça hoş. Ancak gerçekçi olmak gerekirse bu kadar iş alanının, bu kadar imkanın yanında, sanal gerçek donanım ve yazılımları henüz bu istekleri ve deneyimleri tam olarak karşılayacak seviyede değil. Sanal gerçekliğin en büyük hamlesi olan oyun sektöründe bile yeri henüz sağlamlaşmadı. Tıpkı Wii gibi bir dönem oldukça tutulup sonrasında terk edilme tehlikesi yaşayan teknolojinin, potansiyeline tam olarak ulaşamadan kaybolması hala ihtimal dahilinde.
Sanal gerçekliğin oyun alanındaki çıkışı ise yazılım eksiğinden ötürü çok başarılı sayılmaz. Teknolojiyi sindiren kişilerin ellerindekiyle yapabilecek çok imkanları bulunmuyor. Bunun da başında yine yazılım sorunları geliyor. Stüdyoların bu yeni teknolojiyle ilgili çok fazla tecrübesinin olmaması, emeklerin karşılığını alamama ihtimali düşünüldüğünde, çok da haksız sayılmazlar.
Sanal gerçeklik, Dünya genelinde bile gelişmekte olan bir teknoloji iken ülkemize gelişinin vakit alacağını söyleyebiliriz. Dolayısıyla, özellikle oyun sektörü için- sanal gerçekliğe aşırı bir yatırım yapmak, pek mantıklı bir hareket değil.
Kaynakça:
http://www.vrs.org.uk/virtual-reality-applications/
http://www.travel-think.com/virtual-reality-what-potential-for-the-travel-industry/