Neandertalleri bilmeyen yoktur değil mi? Hani Avrupa’da ilk sanat eserlerine imza atan ve zeka ile toplum hayatı açısından bizden daha gelişmiş olduklarına dair bulgular ortaya çıkarılan kuzenlerimiz.
Maalesef kendileri Homo sapiens ile karşılaştıktan sonra hızla soykırıma uğradı ve yok oldu. İnsanın doğasında olan “yok et veya köle et” anlayışını uyguladığımız Neandertaller, yaklaşık 40,000 yıl önce yeryüzünden silindi. Kaderin cilvesi ile DNA’larını geride bırakan Neandertaller, bugün milyonlarca insanda izlerini barındırıyor. Hatta, bir gün hayata dönebilecekleri bile tartışılıyor.
Current Biology dergisinde yayımlanan yeni bir araştırmaya göre, Neandertaller genleri kafatasının daha uzunlamasına olmasını ve daha farklı bir nörolojik gelişimden geçmemizi sağlıyor olabilir.
Neandertaller ince ve uzun bir çene kemiğine ve neredeyse Homo sapiens ile aynı hacme sahip kafataslarına sahipti. Uzun kafatasları, Homo sapiens ile var oldukları dönemde daha fazla gri maddeye sahip olduklarına işaret ediyor. Bu özellikleri onları bizden çok daha zeki yapmıyordu ancak birçok soruyu beraberinde getirdi. Neandertal kafatası daha uzunlamasına iken, bizim kafamız neden daha yuvarlak gelişti?
Genetik bilimci ve nörologlardan oluşan bir ekip, Neandertal ile Homo sapiens kafatasları arasındaki farkı ortaya çıkarmak için halen modern insanların taşımakta olduğu Neandertal genlerini inceledi. Araştırmada yer alan Max Planck Enstitüsü’nden Amanda Tilot, “amaçlarının yuvarlak kafatası oluşumunu sağlayan muhtemel genleri ve biyolojik süreçleri tespit etmek olduğunu” söyledi.
Neandertal beyninin nasıl geliştiğini açıklayan en önemli delil elde edildi
İki kod Neandertal etkisi altında
Fosil kafataslarına dayanarak yapılan karşılaştırmalar iki türün beyincik boyutları arasında farklılık olduğunu göstermişti. Endokraniyal şekilde beliren farklılıkları inceleyen en son araştırmada, beyindeki bölgelerin bağlantıları ve hacimleri arasında yeni farklılıklar tespit edildi.
İki tür arasındaki zeka farklılığı ve benzerlikleri evrim süreci ile de alakalı kabul ediliyor. Homo sapiens geçmişi 300,000 yıl öncesine uzanan farklı Afrika kökenli türler arasından sıyrılırken, Neandertallerin ortak aile ağacından 400,000 ile 800,000 yıl öncesi bir dönemde ayrıldığı düşünülüyor. İki türün kafatası arasındaki farklılıkların anlaşılması, evrim sürecindeki etkenleri de daha iyi anlamayı sağlayabilir.
Buradan yola çıkan araştırmacılar, kökenleri Avrupa’ya dayanan (Neandertallerin yok olduğu kıta) 4,500 kişi üzerinde genom bilgileri ve kafatası ölçümlerine dayanan veri tabanı oluşturdu. MRI (manyetik rezonans görüntüleme) ile elde edilen veriler karşılaştırıldığında kafatası yuvarlaklığında rol oynayan bir çift Neandertal kodu keşfedildi.
Kodlardan bir tanesinin yeni beyin hücreleri oluşumunda etkili olan UBR4 genini, diğerinin de ‘miyelin kılıfı’ olarak bilinen nöron yalıtımını etkilediği anlaşıldı. Genetik bilimci Simon Fischer, “iki gen üzerindeki bozuklukların beyin gelişimini ciddi ölçüde değiştirdiğini” ifade etti.
Neandertal genetik kodları putamen bölgesinde UBR4 miktarını az miktarda aşağı çekerken, PHLPP1 kodunun taşıyıcıları beyincikte miyelin kılıfının oluşumunu zayıflatıyor. Putamenin hafıza, konuşma ve dikkat ağının içinde yer alması, gen kodlarından etkilenen bölgelerin beyin gelişiminde fazlasıyla öne çıktığı anlamına geliyor.
Yine de bu genlere sahip olmanın modern insana Neandertal gibi düşünme yeteneği verdiği söylenemez. Genlerin bireysel seviyede yaptığı etkiler neredeyse tespit edilemeyecek kadar düşük.
Anlaşılan o ki, Neandertal ile Homo sapiens beyni arasındaki farklılıkları belirleyen etkenleri ortaya çıkarmak çok daha fazla çalışma gerektirecek. O güne dek, belki de en yakın akrabamızı canlandırmanın yolunu buluruz.